Gazze’de Ateşkes Anlaşmasının İkinci Aşaması: İsrail Perspektifi ve Direnişin Önündeki Seçenekler

Uzman Görüşü

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın planı temelinde Gazze’de savaşı durdurmaya yönelik varılan ateşkes anlaşmasında öngörülen yükümlülüklerini bilinçli biçimde ağırdan almaktadır. İsrail ihlallerinin sürmesi ve işgal ordusunun kontrolünde tuttuğu “sarı hat” alanını genişletmesiyle birlikte, İsrail ikinci aşamaya geçişin önüne engeller koymak için yoğun çaba sarf etmektedir.

Hatta Refah Sınır Kapısı’nı Gazze halkının çıkışı için tek yönlü olarak açma niyetini açıklayarak ve kurulması planlanan uluslararası istikrar gücünün şekli, niteliği ve görevlerine ilişkin şartlar dayatarak, tek taraflı bir fiili durum yaratmaya çalışmaktadır.

Buna karşılık Filistin direnişi, ilk aşamada üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş; Gazze Şeridi’nde esirlerin naaşlarına ulaşmanın zorluğu, sınırlı imkânlar ve son derece ağır saha koşullarına rağmen, hayatta olan ve hayatını kaybetmiş tüm İsrailli esirleri teslim etmiştir. Geriye yalnızca bir İsrailli polis memurunun naaşı kalmıştır.

İsrail’in bu oyalayıcı tutumu sürerken, ABD tarafından yıl sonuna doğru ikinci aşamaya geçileceğine, Trump başkanlığında bir “Barış Konseyi” kurulacağına ve bir uluslararası barış gücünün oluşturulacağına dair açıklamalar yapılmaktadır. Bu durum, İsrail’in anlaşmaya uymaması ve Filistin direnişine, mutabık kalınan çerçevenin dışında bir gerçekliği dayatma girişimleri karşısında, anlaşmanın geleceğine dair ciddi soru işaretleri doğurmaktadır.

Bu bağlamda Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi (İstanbul), anlaşmanın geleceğine ilişkin İsrail perspektifini, özellikle ikinci aşamaya geçiş konusundaki yaklaşımı, arabulucuların anlaşmanın uygulanmasını garanti altına almada oynayabileceği rolü ve bu karmaşık tablo karşısında Filistin direnişinin sahip olduğu seçenekleri anlamak amacıyla, bir dizi siyasi uzmanın görüşlerine başvurarak bir uzman görüşü yazısı hazırlamıştır.

Görüşler, aşağıdaki sorular çerçevesinde ele alınmıştır:

  • Savaşın durdurulmasına ilişkin anlaşmanın ikinci aşamasına geçiş bağlamında İsrail’in tutumu nasıl anlaşılmalıdır ve anlaşmanın geleceğine dair olası senaryolar nelerdir?
  • İkinci aşamaya geçişte arabulucular ve garantörler nasıl bir rol oynayabilir? Mısır ve arabulucu ülkeler, Gazze’nin yönetimine ilişkin komitenin hayata geçirilmesini sağlayabilir mi?
  • Sahada, Gazze’de iki farklı model oluşturulmasına yönelik İsrail seçeneklerinin gerçekçiliği nedir: işgal altında “imar edilen” bir bölge mi? Hamas’ın kontrolünde ama yoksun bırakılmış bir bölge mi?
  • Hamas’ın ve Filistin direnişinin, savaşa dönüşü ya da anlaşma aşamalarının manipüle edilmesini engellemek için sahip olduğu seçenekler nelerdir?

Uzmanların görüşleri şu şekilde özetlenebilir:

  • İsrail perspektifi üç temel belirleyene dayanmaktadır. Birincisi, hükümet içi koalisyon dengeleri olup, aşırı sağın baskısı ve hükümette kalmaya yönelik tehditlerdir. İkincisi, müzakere hesaplarıdır; bu bağlamda “sarı hat” içinde sahada kalıcılığın sürdürülmesi ve bunun direnişin silahsızlandırılmasıyla ilişkilendirilmesi öne çıkmaktadır. Üçüncüsü ise, uzun vadeli güvenlik ve ekonomik denetime dayanan, yaşayabilir bir Filistin siyasi varlığının engellenmesini esas alan sömürgeci-yapısal hesaplamalardır.
  • İsrail, ikinci aşamaya geçişin savaşı tamamen sona erdiren bağlayıcı bir taahhüde dönüşmesinden endişe duymaktadır. Bu durum, zorla yerinden etme yoluyla “Gazze’yi tehcir” ilkesine dayanan stratejik vizyonuyla çelişmektedir.
  • İsrail, Gazze’de askeri seçeneğe bağlılığını sürdürmekte; bu tutum, Lübnan cephesine uzanan bölgesel gerilimler veya İran’la tırmanma ihtimaliyle birlikte ele alınmaktadır. Bu da, İsrail’in şu aşamada kapsamlı bir siyasi uzlaşıya hazır olmadığını göstermektedir.
  • Bölgenin “sakinleştirilmesine” yönelik Amerikan isteği güçlü biçimde hissedilmektedir. Bu nedenle, arabulucuların rolü, Netanyahu’nun gelecekte savaşa dönme ya da anlaşma maddelerine bağlı kalma yönündeki tutumunu belirlemede kritik önemdedir.
  • Arabulucuların etkisi, özellikle Amerikan siyasi iradesine bağlıdır. Şu ana kadar ABD’nin İsrail’i savaşı tamamen durdurmaya zorlayacak bir irade ortaya koymadığı; İsrail’in ihlallerinin sürmesi ve birinci aşamaya ilişkin yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmemesi bunun açık göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
  • Gazze’nin coğrafi olarak bölünmesine yönelik öneriler (yeşil ve kırmızı bölgeler gibi), durumu askıda tutmayı amaçlayan siyasi araçlar olarak kullanılmaktadır. Bu önerilerin hayata geçirilmesi; Gazze toplumunun sosyal yapısı, Mısır’ın karşı çıkışı, zaman kısıtları ve çok yüksek maliyet gereksinimi gibi karmaşık engellerle karşı karşıyadır.
  • Son iki yıl boyunca süren savaş biçimine geri dönüş senaryosu artık gündemde değildir. Direniş, İsrail’in provokasyonlarına karşılık vermeme yönünde bir karar almıştır. Bununla birlikte, Netanyahu ve aşırı sağın savaşı uzatmak için gerekçeler üretmeye devam ettiğine dikkat çekilmektedir.
  • Bu aşamada Hamas ve Filistin direnişi açısından en uygun seçenek, Filistin içi uzlaşıyı güçlendirmektir. Bu çerçevede, Gazze’nin yönetimine yönelik bir komite oluşturulması ile dünyaya Orta Doğu’da çıkar ve istikrar diliyle hitap edebilecek araçların geliştirilmesi arasında bir denge kurulması; uluslararası baskının yeniden canlandırılarak ABD ve İsrail’in siyasi sürece yöneltilmesi ve anlaşma maddelerinin savaşa dönülmeden uygulanmasının sağlanması temel öncelik olarak öne çıkmaktadır.

Yazıya görüşleriyle katkı sunan uzmanlar:

  • Ahmed el-Tenani – Gazze merkezli yazar ve siyasal meseleler araştırmacısı
  • Hassan Lafi – Gazze merkezli, İsrail meseleleri alanında araştırmacı ve uzman
  • Şadi eş-Şarafe – Kudüs’te görev yapan akademisyen ve İsrail meseleleri uzmanı
  • Raed Nayrat – Nablus’taki En-Necah Ulusal Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü
  • Ayman Yusuf – Cenin’de bulunan Amerikan Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü
  • Yasir Ebu Heyn – Gazze merkezli yazar ve siyasi analist

Uzman görüşlerinin tamamına (Arapça) ulaşmak için tıklayınız.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu