Filistin Devleti’nin Tanınması: Hukuki Anlamları ve Siyasi Sonuçları

Uzman Görüşü

2025 Eylül ayında düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin Devleti’ne yönelik tanınmaların zirveye ulaştığı bir platforma dönüştü. Bu dönemde aralarında Fransa, Britanya, Kanada, Avustralya, Portekiz, Lüksemburg, Belçika, Andorra, Malta, Monako ve San Marino Cumhuriyeti gibi 11 Batılı ülkenin de bulunduğu yeni tanımalarla birlikte, Filistin’i tanıyan ülke sayısı BM’ye üye 193 ülkenin 160’ına ulaştı.

Başta büyük Batılı ülkeler olmak üzere birçok ülkenin Filistin Devleti’ni tanıma yönündeki hızlanması, çeşitli hukuki ve siyasi soruları gündeme getirdi. Bu bağlamda Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi ile Al Jazeera Net, bu tanımaların hukuki sonuçlarını ve siyasi yansımalarını değerlendirmek üzere çeşitli hukukçu ve siyaset bilimci uzmanların görüşlerine başvurdu.

Uzmanların görüşleri şu sorular çerçevesinde ele alındı:

  • Batılı ülkeler neden tam da bu zamanlamada Filistin’i tanıma kararı aldı?
  • Avrupa devletlerinin artan tanımaları ışığında Filistin Devleti’nin hukuki statüsü nedir?
  • Bu tanımalar, Filistin’in işgalci İsrail ile ilişkileri ve uluslararası platformlardaki konumu üzerinde nasıl bir etki yaratır?
  • İsrail’in ihlalleri karşısında Filistin’in başvurabileceği hukuki yollar nelerdir?
  • Bu tanımaların Filistin açısından siyasi kazanımları nelerdir?
  • Filistinliler bu tanımaları nasıl kullanmalı ve Filistin meselesini güçlendirmek adına nasıl değerlendirmeli?
  • Bu adımlar, uluslararası alanda “İsrail’in yargılanması” ve “işgalin sona erdirilmesi” taleplerine karşı bir saptırma niteliği taşıyor olabilir mi?
  • Tanımaların önemi, Gazze’deki soykırım ve Batı Şeria’daki ilhak ve yerleşimci politikaların devamı bağlamında nedir?

Uzman Görüşlerinin Özeti

  • Bu tanımalar, İsrail’in radikal sağ politikalarına karşı ön alıcı bir adım olarak görülmeli; zira İsrail bu süreçte sahadaki egemenliğini pekiştirerek uluslararası hukuka dayalı bir çözümü tamamen dışlamak istiyor.
  • Avrupa, bu tanımalarla ABD etkisine karşı Filistin dosyasında yeniden siyasi ve hukuki rol üstlenmeyi hedefliyor.
  • Bu adımların, direnişi zayıflatmak ve onun yerine alternatif siyasi yollar yaratmak amacı da taşıdığı söylenebilir.
  • Batılı ülkelerde artan kamuoyu baskısı, radikalleşmeden endişe eden hükümetleri, en az maliyetli adım olarak Filistin’i tanımaya itti.
  • Avrupa, Ukrayna-Rusya savaşının seyrinden duyduğu endişeyle Arap dünyasına yaklaşarak bu bölgede kendi çıkarlarını güvenceye almak istiyor.
  • Filistin’in tanınması yalnızca siyasi bir tutum değil, aynı zamanda tanıyan ülkelerin hukuki sorumluluk üstlenmesini gerektiren bir adımdır.
  • Tanıma, Filistin’in uluslararası hukukta devlet statüsünü pekiştirir.
  • Her ne kadar tanıma bir devlet kurmasa da, bu statüyü tanıdığını ilan eden bir irade beyanıdır.
  • Tanımalar, İsrail’e karşı iki devletli çözüm yönünde baskı kurmayı amaçlayan Avrupa’nın uzun vadeli stratejisinin parçasıdır.
  • Hukuken, Filistin “işgal altındaki bir devlet” olarak tanımlanabilir; yani egemenliği olmayan bir devlet.
  • Eğer tanıyan devletler ihlallere karşı hiçbir adım atmazlarsa, İsrail’in işlediği ciddi insan hakları ihlallerinde dolaylı ortak haline gelirler.
  • Filistin’in bu tanımaları kullanarak, İsrail’in suçlarının cezalandırılması yönünde siyasi irade göstermesi şart.
  • BM’de tam üyelik hâlâ ABD’nin beklenen vetosu nedeniyle gerçekleşemiyor.
  • Tanımalar, Filistin meselesini tekrar uluslararası gündemin merkezine taşıdı ve İsrail’in meseleyi iç güvenlik meselesi olarak gösterme çabalarını boşa çıkardı.
  • Filistin, bu tanımaların ardından acil bir ulusal strateji geliştirmeli; bu da hem İsrail’in olası misillemelerine karşı hazırlık hem de uluslararası yargı süreçlerinin hızla başlatılması anlamına geliyor.

Yazıya görüşleriyle katkı sunan uzmanlar:

Dr. Yaser El-Omouri – Birzeit Üniversitesi, Uluslararası Hukuk Profesörü

Dr. Samer Nejmuddin – Halil Üniversitesi, Hukuk Profesörü

Dr. Raed Ebu Bedawieh – Amerikan Arap Üniversitesi (Ramallah), Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Profesörü

Dr. Amir Makhoul – Hayfa, Arap İlerlemesi Araştırmaları Merkezi, Araştırmacı

Muhammed el-Kik – Siyaset ve Medya Araştırmacısı

Dr. Ma’mun Ebu Amir – İsrail Meseleleri Uzmanı, Araştırmacı

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu