Tubas Vilayeti ve Kuzey el-Ağvar’daki İsrail Yerleşimciliği

Özet

Bu çalışmada, işgal güçlerinin 1967’de Batı Şeria’yı işgalini tamamladığı ilk andan itibaren gerçekleştirdiği yayılmacı yerleşimcilik projesi vasıtasıyla, Tubas Vilayeti’nde varlığını pekiştirmek için yapmış olduğu çeşitli ihlaller incelenmiştir. İşgal güçleri, Ürdün sınırındaki bölgeyi egemenliği altına almak için vilayet topraklarına askeri üsler kurma faaliyetleri göstermiştir. Bu durum, yerleşim alanlarının neredeyse iki katına varan askeri kamplardan da anlaşılmaktadır.

İşgal rejiminin vilayette başlamış olduğu yerleşimcilik projesinin son şekli, yerleşim birimleri kurmak olmuştur. Bu yerleşimlerin inşası 1968-1986 yılları arasında devam etmiştir. Bahsi geçen süre zarfında işgal rejimi, yaklaşık 8 bin dönüme ulaşan alanda yedi yerleşim birimi inşa etmiştir. Aynı şekilde 2000’lerden itibaren, halihazırda tamamlanmış olan yerleşimlere bağlı çeşitli küçük yerleşim birimleri inşasına başlamıştır.

Diğer taraftan işgal rejimi, Oslo Anlaşması’nın imzalanmasından yararlanarak Tubas Vilayeti’ne bağlı toprakların çoğunun kendi güvenlik kontrolü altında olmasına çalışmıştır. Bunun için ise bölgeyi “C” bölgelerine dahil etmiştir. Yine vilayetin kuzeybatısında bulunan ve Yeşil Hat içerisinde yer alan Bisan bölgesiyle sınırına ayrım duvarı inşasına devam etmiştir.

İşgal rejiminin Tubas Vilayeti’ndeki yerleşim operasyonunun hedefleri, toplanan veri ve haritalarda kendisini göstermekte olup, başlıca şu üç hedeften oluşmaktadır: Birincisi; yerleşimlerin işgal ordusuna ait askeri kamplara hizmet etmesi. Nitekim askeri kamp ve üsler, yerleşimlere yakın konumdadır. Bu vilayetteki yerleşimler alan olarak küçük ve yerleşimci sayısı az olsa da, ehemmiyeti askeri kamplardaki askerlere hizmet vermelerinden gelmektedir.

İkinci hedef, yerleşim birimleri içerisinde bulunan alanlardan ve işgalcilerin kontrolündeki topraklardan yüksek tarımsal üretim elde etmektir. Zira Kuzey el-Ağvar, tarıma uygun düz araziye sahip bir bölgedir. Bu yerleşim yerlerinde tarımsal amaçlar için tahsis edilen ve yıllık 41 milyon metreküpü aşan su miktarı da bunu göstermektedir. Öte yandan işgal rejimi, Filistinlileri topraklarını işlemekten yoksun bırakmaya ve oradaki tarım sürecini engellemeye çalışmaktadır.

Yerleşim operasyonunun üçüncü hedefi ise, Ürdün sınırına hakim olmak ve bu bölgede Filistin’in tüm varlığını yok etmektir. Zira vilayetin doğu tarafına ve kuzeyden güneyine ilerleyen hat üzerine kurulan yerleşim ve askeri kamplar, işgal rejimine bölgeyi kontrol etmede üstünlük sağlamaktadır.

Araştırmanın devamını okumak için (Arapça) tıklayınız.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu