Yerleşimciler ve İşgal Ordusunun İşlediği İnsan Hakları İhlalleri (Kasım 2025)

Bu rapor, 2025 yılı Kasım ayı boyunca Filistinli sivillere ve onların mülklerine yönelik İsrail işgal ordusu ve yerleşimcilerin gerçekleştirdiği en önemli saldırıları özetlemekte olup, bilgiler Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Duvar ve Yerleşim Karşıtı Direniş Heyeti ve Peace Now (Barış Şimdi) adlı kuruluşa dayanmaktadır.

Gazze Şeridi’ne Yönelik Soykırım Savaşı

Saha verileri, İsrail hava saldırılarının hâlen “sarı hat” olarak adlandırılan bölgeye ve bu hattın doğusuna yakın alanlarda, hatta ateşkes anlaşması uyarınca İsrail güçlerinin çekildiği bölgelerde dahi devam ettiğini göstermektedir. Bu saldırılar, sivil kayıplara yol açarken, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında hâlâ konuşlu olduğu görülmektedir. Günlük olarak konutlara yönelik patlamalar kaydedilmekte; bu durum sivillerin hareket özgürlüğünü, kamu altyapısına, tarım arazilerine ve denize erişimini ciddi şekilde kısıtlamaktadır. Özellikle denize ulaşım hâlâ tamamen yasaktır.

Bu koşullar altında, 19–25 Kasım tarihleri arasında yaklaşık 17.000 yeni zorunlu göç vakası kaydedilmiştir. Bu sayı, bir önceki haftada kaydedilen 34.000’den fazla zorunlu göç hareketine kıyasla bir düşüş gösterse de, savaşın seyri, temel hizmetlerin çöküşü ve güvenli barınma alanlarının bulunmaması nedeniyle halkın genellikle Gazze’nin güneyinden kuzeyine doğru hareket etmeye devam ettiğini ortaya koymaktadır.

UNICEF raporlarına göre, ateşkesin yürürlüğe girmesi çocuklara yönelik saldırıları durdurmamıştır. Ateşkesin ilanından bu yana en az 67 çocuk hayatını kaybetmiştir; bu da günde yaklaşık iki çocuk anlamına gelmektedir. Yüz binlerce çocuk, çadırlarda, geçici barınaklarda ya da yıkılmış evlerin enkazı arasında yaşamaktadır; bu durum, kış mevsimini çocuklar için çok daha tehlikeli hâle getirmektedir. Sağlık kaynakları ise yapılan muayenelerde 6.800 çocuk arasında 500’ünün şiddetli yetersiz beslenme teşhisi aldığını bildirmiştir.

Aynı zamanda Gazze Sağlık Bakanlığı, ateşkesin başlamasından bu yana teslim alınan cenaze sayısının 15 artarak toplamda 345’e ulaştığını bildirmiştir. Bu cenazelerin yalnızca 99’u kimlik tespitiyle tanınabilmiştir.

7 Ekim 2023’ten bu yana toplam sivil kayıpların sayısı, 69.785 şehit ve 170.965 yaralıya ulaşmıştır. Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, bu süreçte 347 Filistinli infaz edilmiş, 889 kişi yaralanmıştır. Ateşkesin başlangıcından bu yana ise 596 cenaze enkaz altından çıkarılmıştır. Bu durum, çatışmasız geçmesi gereken dönemlerde bile sivil yaşamın hâlâ ciddi bir tehdit altında olduğunu gözler önüne sermektedir.

İnsani Yardım Girişleri ve Engellemeler

Birleşmiş Milletler’in yardım girişlerini koordine eden mekanizmasının verilerine göre, 26 Kasım itibarıyla İsrail makamları tarafından 179.000 metrik tondan fazla insani yardımın girişine izin verilmiştir. Bu yardımların %71’ini gıda maddeleri oluşturmuştur. Ancak yardım girişlerine yönelik kısıtlamalar giderek daha katı hale gelmiştir. Ekim ayında 560 yardım talebinden 121’i reddedilirken, Eylül ayında bu sayı sadece 47 idi. Reddedilen yardımlar arasında 5.600 tondan fazla yaşamsal öneme sahip malzeme — sağlık ürünleri, su ve barınma malzemeleri — yer almaktadır.

Aynı zamanda, Gazze içinde ileri seviye sağlık hizmetlerine erişimin yokluğu nedeniyle 16.500’den fazla hasta, aralarında 4.000 çocuğun da bulunduğu, acil tıbbi tahliyeye ihtiyaç duymaktadır. Bu durum, insani krizi daha da derinleştirmekte ve özellikle savunmasız gruplar arasında ölüm riskini artırmaktadır.

Barınma Krizi ve Eğitim Üzerindeki Etkiler

Barınma Grubu’nun tahminlerine göre, Gazze’de 1,48 milyon kişi acil barınmaya ihtiyaç duymaktadır. Halkın büyük çoğunluğu, asgari koruma koşullarını dahi karşılamayan çadırlarda ya da ağır hasar görmüş binalarda yaşamaktadır.

14–17 Kasım tarihleri arasında meydana gelen ani sel felaketleri, 38 geçici öğrenim alanını etkileyerek yaklaşık 9.528 öğrenci ve 235 öğretmenin eğitim faaliyetlerinin durmasına neden olmuştur. Ancak bu alanlardan 14’ü tekrar eğitime açılmış, böylece toplamda 305 geçici öğrenim alanı şu anda 155.800’den fazla öğrenciye eğitim sunmaktadır. Bu sayı, eğitim çağındaki çocukların yaklaşık dörtte birine tekabül etmektedir.

Altyapı ve Sağlık Krizi

Gazze Belediyesi, kış mevsimine son derece kısıtlı imkânlarla girmiştir. Yağmur suyu ve kanalizasyon ağlarının onarımı için gerekli olan ağır iş makineleri ve inşaat malzemelerinin eksikliği, geniş çaplı altyapı yıkımının ardından giderilememiştir. Bunun sonucunda birçok mahalle ve yerinden edilmişlerin kaldığı merkezler sular altında kalmış; sel ve hastalık riskleri artmıştır.

2025 yılı itibarıyla sağlık sektöründe solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi artış gözlenmektedir; bu vakalar tüm sağlık başvurularının %68’ini oluşturmaktadır. Ayrıca kasım ayının ilk iki haftasında akut sulu ishal vakaları 25.500’ü aşarak %13 oranında artmış, şiddetli sarılık vakaları ise iki katına çıkarak 307’ye ulaşmıştır. Bu artış, özellikle aşırı kalabalık barınma merkezlerinde, su ve kanalizasyon şebekelerinin çökmesi ve temizlik malzemelerinin kıtlığı nedeniyle yaşanmaktadır.

Bu göstergeler, ateşkese rağmen Gazze Şeridi’ndeki insani çöküşün sürdüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Güvenli bir ortamın olmaması, temel hizmetlerin yokluğu, yardımların girişine yönelik sıkı kısıtlamalar ile bulaşıcı hastalıkların ve sağlık risklerinin artması, halkın yaşamını tehdit etmeye devam etmektedir. Sahadaki durum, sivil nüfusun korunmasını garanti altına alacak, insani yardıma engelsiz erişimi sağlayacak ve özellikle çocuklar ile hassas grupların yaşamını kurtaracak etkili ve acil uluslararası müdahaleye duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır.

Batı Şeria ve Kudüs’teki İşgal İhlallerine Dair Temel İstatistikler

İsrail işgal güçleri, 2025 yılı Kasım ayında da Batı Şeria’nın kuzeyindeki çeşitli bölgelerde — özellikle Tubas, Cenin ve Nablus vilayetlerinde — geniş çaplı askeri operasyonlarını sürdürmüştür. Bu operasyonlar, can kayıplarına, sivillerin zorla yerinden edilmesine ve Filistinlilerin temel hizmetlere erişimi ile hareket özgürlüklerinin ciddi şekilde kısıtlanmasına yol açmıştır.

Tubas’taki Operasyonlar ve Zorla Yerinden Etmeler

26 Kasım’da İsrail güçleri, Tubas kenti ve çevresindeki Tumun, Akabe, Tayasir ve Vadi el-Faria köylerinde geniş kapsamlı bir askeri operasyon başlatmıştır. Bu süreçte Tubas, Tumun ve Tayasir’de en az 30 Filistinli aile evlerinden zorla tahliye edilmiştir. İsrail güçleri daha sonra bu evleri askeri gözetleme noktalarına dönüştürmüştür. Aynı zamanda yaklaşık on ana ve tali yol kapatılmış, vilayet genelinde sıkı hareket kısıtlamaları uygulanmıştır.

Nur Şems Mülteci Kampı’nda ise yaklaşık 100 Filistinli yerinden edilmiş kişi, devam eden askeri operasyonların sona erdirilmesi ve evlerine geri dönme talepleriyle toplu protesto gerçekleştirmiştir. Ocak 2025’ten bu yana devam eden İsrail operasyonları sonucunda, bu kamptan yaklaşık 8.700 kişi zorla yerinden edilmiştir.

Cenin vilayetinde İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen çok sayıda askeri baskın, Filistinlilerin yaralanmasına ve bazı kişilerin gözaltına alınmasına neden olmuştur. Aynı zamanda, vilayet genelinde hareket özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmıştır.

Yerleşimci Şiddetindeki Artış

Askeri operasyonlara paralel olarak, İsrailli yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırılarında da büyük bir artış yaşanmıştır. 2025 yılı başından bu yana, yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen 1.600’ün üzerinde saldırı kayda geçirilmiştir. Bu saldırılar, can kayıplarına, mülklere zarar verilmesine ya da her ikisine birden neden olmuş; Batı Şeria genelinde 270’ten fazla yerleşim bölgesini etkilemiştir. Özellikle Ramallah, Nablus ve El-Halil vilayetleri en fazla etkilenen bölgeler olmuştur.

Bu saldırılar sonucunda 1.000’den fazla Filistinli yaralanmıştır. Yaralanmalar, doğrudan fiziksel saldırı, taşlı saldırılar ya da göz yaşartıcı gaz nedeniyle meydana gelmiştir. Yaralananların yaklaşık %70’i, doğrudan İsrailli yerleşimciler tarafından hedef alınmıştır.

2025 yılı başından bu yana, İsrailli yerleşimciler tarafından yaralanan yaklaşık 700 Filistinli arasında, %40’tan fazlası son üç ay içinde — yani Kasım ayından önceki Eylül, Ekim ve Ağustos aylarında — yaralanmıştır. Bu aylarda her biri için en az 100 yaralanma vakası kaydedilmiştir. Bu sayı, 2024 yılı boyunca kaydedilen toplam 360 yaralanmanın iki katına denk gelmektedir. Dolayısıyla 2025 yılı içinde şimdiye kadar yerleşimci saldırılarında yaralanan Filistinli sayısı, 2024 yılının tamamındaki rakamın iki katını aşmış durumdadır.

Şehitler ve Yaralılar

Kasım 2025 boyunca Batı Şeria’da 24 Filistinli katledilmiştir. Şehitler arasında 9 çocuk ve işgal hapishanelerinde kasıtlı tıbbi ihmal sonucu şehit olan bir tutuklu yer almaktadır. En fazla şehit vakası, beşer kişiyle Cenin, Nablus ve El-Halil vilayetlerinde kaydedilmiştir. Şehit olanlardan biri, İsrail ordusunun düzenlediği suikast sonucu, 13’ü ise baskın operasyonları sırasında hayatını kaybetmiştir. Ayrıca bir Filistinli de yerleşimciler tarafından öldürülmüştür. Bu süreçte 104 Filistinli yaralanmış, yaralıların 17’si çocuk olmuştur.

Tutuklamalar

Kasım ayında İsrail işgal güçleri tarafından toplam 995 Filistinli tutuklanmıştır. Tutuklananlar arasında 20 çocuk, 6 kadın ve 3 yaşlı bulunmaktadır. En fazla tutuklama El-Halil’da (222 kişi) gerçekleşmiş, onu Tubas (165 kişi) takip etmiştir. Geri kalan tutuklamalar ise Kudüs, Beytüllahim, Eriha, Selfit, Kalkilya, Tulkarim, Nablus, Ramallah ve Cenin vilayetlerinde kaydedilmiştir.

Ev ve Yapı Yıkımları:

Raporun kapsadığı dönemde İsrail işgal güçleri, işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs genelinde 46 yıkım operasyonu gerçekleştirmiştir. Bu operasyonlar sonucunda toplam 76 Filistinli evi ve yapısı yıkılmıştır. Yıkımların büyük bölümü El-Halil’de (30 yapı), ardından Kudüs’te (15 yapı) ve Beytüllahim’de (11 yapı) yoğunlaşmıştır.

Ayrıca, yapı ruhsatı olmadığı gerekçesiyle 51 Filistinli yapıya yıkım veya inşaat durdurma bildirimi verilmiştir. Bu bildirimlerin en büyük kısmı Beytüllahim vilayetinde kaydedilmiş olup, burada 21 yapı yıkım tehdidi altındadır.

Araziye El Koyma ve Toprak Tahribatı:

Bu raporun kapsadığı dönemde, İsrail işgal makamları Batı Şeria’da Filistinlilere ait yaklaşık 2.800 dönüm araziye 26 ayrı askeri el koyma emriyle el koymuştur. Bu emirler kapsamında:

  • 3 tampon bölge oluşturulmuştur:
    • 1296 dönüm arazi üzerinde kurulmuştur
    • Yerleri: “Giv’at Asaf” (Ramallah’ın kuzeyi), “Hammadat” (Tubas), ve “Eliyazar” (Beytüllahim)
  • Yeni bir yerleşim yolu açılmış,
  • El konulan araziler, Ürdün Vadisi’nde büyük alanları kesen güzergâhlar ve 22 kilometrelik tampon bölgeleri içermektedir (özellikle Tubas’ta),
  • Aynı zamanda güvenlik yolları ve askeri üs alanları da bu kapsamda inşa edilmektedir.

İsrail makamları ayrıca, Nablus’un batısındaki Sebastia kasabasında yer alan arkeolojik alanı kamulaştırma niyetini açıklamış ve bu alanın 1.473 dönümüne askeri mülkiyet emri çıkarmıştır. Buna ek olarak, 31.8 dönümlük alan da Qalqilya’daki “Alfei Menashe” yerleşim biriminin sınırlarına dahil edilmiştir.

İşgal güçleri, Batı Şeria genelinde Filistinlilere ait onlarca dönüm araziyi tesviye edip tahrip etmiş; İsrail askerleri ve yerleşimciler birlikte 1.986 ağaç (bunların 466’sı zeytin ağacı) sökmüştür.
Ağaçların illere göre dağılımı:

  • El-Halil: 100 ağaç
  • Cenin: 40 ağaç
  • Ramallah: 381 ağaç
  • Selfit: 135 ağaç
  • Kalkilya: 70 ağaç
  • Nablus: 1.260 ağaç

Yerleşimci Saldırıları

Kasım 2025 boyunca, İsrailli yerleşimciler tarafından Filistinlilere yönelik toplam 2.144 saldırı kaydedilmiştir. Bu, en yoğun yerleşimci terörü dalgalarından biri olarak değerlendirilmekte olup, saldırıların:

  • 1.523’ü İsrail işgal ordusu tarafından,
  • 621’i ise yerleşimciler tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bu saldırılar özellikle köyler ve Filistinli Bedevi topluluklarını hedef almıştır. Saldırılar, coğrafi olarak şu vilayetlerde yoğunlaşmıştır:

  • Ramallah ve El-Bire: 360 saldırı
  • El Halil: 348 saldırı
  • Nablus: 334 saldırı

Bu veriler, Filistinli sivil nüfusa karşı yürütülen yerleşimci şiddetinin, askeri güçle iç içe geçen sistematik ve geniş kapsamlı bir biçimde devam ettiğini ortaya koymaktadır.

Yerleşim Faaliyetleri

Kasım 2025 boyunca İsrail planlama makamları, Batı Şeria ve Kudüs’teki yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesine yönelik toplam 22 imar planı incelemiştir. Bu planlardan 19’u Batı Şeria’daki, 3’ü ise Kudüs’teki yerleşimler içindir. Batı Şeria’daki planların 12’si onaylanmış, 7’si ise ileride onaylanmak üzere askıya alınmıştır. Bu süreçte, Filistinlilere ait yaklaşık 1.327 dönüm arazi üzerinde 353 yeni konut biriminin inşasına izin verilmiştir. Kudüs’te ise işgal belediyesi bir planı onaylamış, ikisini ise askıya almıştır.

Kasım ayı başında, İsrail Yüksek Planlama Konseyi, Batı Şeria’nın çeşitli bölgelerinde 1.973 yeni konut biriminin inşasını gündemine almıştır. Bu planların büyük bir bölümü, kuzey Batı Şeria’daki iki izole yerleşim birimini kapsamaktadır:

  • Afni Hefets yerleşim biriminde: 720 birim
  • Enav yerleşim biriminde: 568 birim

2025 yılı başından bu yana planlama süreçlerinden geçen toplam konut birimi sayısı 28.183’e ulaşmıştır. Bu, bugüne kadar kaydedilen en yüksek rakam olup, işgal altındaki Filistin topraklarında yerleşim planlaması ve inşasında benzeri görülmemiş bir hızlanmayı göstermektedir.

Aynı dönemde İsrail İskân Bakanlığı, Ramallah’ın güneydoğusunda yer alan Giv’at Binyamin yerleşiminde yeni bir yerleşim mahallesi kurmaya yönelik iki ihale yayımlamıştır.

  • İlk ihale: Beş farklı yerleşim bloğunda 342 konut
  • İkinci ihale: Bireysel aileler için 14 müstakil ev

Ayrıca, aynı ay içinde Giv’at HaHadasha yerleşiminde yeni bir konut projesi için planlama ve inşaat ihalesi yayımlanmıştır. Bu projede yer alacak birim sayısı henüz kesinleşmemiş olsa da onlarca birimden oluşması beklenmektedir.

İlgili bağlamda, Ağustos 2025’te “Maale Adumim” ve “Ariel” yerleşimlerinde 4.030 konutluk ihaleler yayımlanmıştır. Böylece 2025 yılı başından bu yana toplam ihale sayısı 5.667 konuta ulaşmış ve bu da şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sayı olmuştur. Bu rakam, daha önceki en yoğun yıl olan 2018’deki 3.808 konutluk ihalenin yaklaşık %50 fazlasıdır.

Eğer bu projeler uygulanırsa, yaklaşık 25.000 yeni yerleşimcinin Batı Şeria’ya yerleştirilmesi beklenmektedir.

Zorla Tahliye ve Demografik Mühendislik

Kasım ayının ilk haftasında, İsrail polisi, Doğu Kudüs’ün Silvan beldesindeki Batn al-Hawa Mahallesi’nde, Avde ve Şuveyki ailelerini zorla evlerinden tahliye etmiştir. Bu aileler, söz konusu evde 55 yıldır yasal olarak ikamet etmekteydi. Tahliyenin hemen ardından, İsrailli yerleşimciler eve girerek İsrail bayrakları asmış ve içeride tadilat çalışmalarına başlamıştır.

Bu tahliye, Batn al-Hawa’daki tüm bir Filistinli topluluğun sistematik olarak yerinden edilmesine yönelik daha geniş kapsamlı ve kasıtlı bir politikanın parçasıdır. Bu davalar, Yahudilere 1948 savaşında kaybettikleri mülkleri geri alma hakkı tanıyan, ancak aynı hakları Filistinlilere tanımayan ırkçı bir hukuk sistemine dayandırılmaktadır.

Bugüne kadar bu mahallede 19 Filistinli aile tahliye edilmiş, 100’den fazla kişi evsiz kalmıştır. Onlarca aile ise şu anda benzer davalarla karşı karşıyadır ve mahkeme süreci yoluyla tahliye edilme tehdidi altındadır. Bu durum, İsrail’in Doğu Kudüs’teki demografik yapıyı yerleşimciler lehine değiştirme çabasının açık bir örneğini teşkil etmektedir.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu