Soykırım ve İlhak Yaşanırken Filistin Yönetimi’nde Reform

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik yürüttüğü soykırım ve aç bırakma savaşı, ikinci yılına yaklaşırken; Batı Şeria ve işgal altındaki Kudüs’te de tehlikesi ondan geri kalmayan, sistematik ve hızla artan bir hedef alma süreci eş zamanlı olarak sürmektedir. İşgalci güç, bu saldırgan politikalarla “çatışmayı kesin biçimde sonlandırma” olarak tanımladığı bir fiili durumu dayatmayı amaçlamaktadır.
Buna karşılık, Filistin siyasal liderliği —özellikle Filistin Yönetimi— tarafından “reform adımları” başlığı altında bazı girişimler öne çıkmaktadır. Bu kapsamda, Filistin Ulusal Konseyi seçimlerinin bu yıl bitmeden yapılması yönünde çağrılar da bu adımlar arasında yer almaktadır.
Bu adımlar, Filistinlilere yönelik Arap, bölgesel ve uluslararası baskılara bir yanıt olarak gelmektedir. Ancak bu baskılar, İsrail’i iki devletli çözüme razı edecek ya da Filistinlilere bağımsızlığa ulaşma yolunda gerçek bir umut verecek somut adımlara dönüşmemektedir. Aksine, tüm bu vaatler sürerken sahada İsrail’in toprak gaspı, topraklara ve mallara el koymaları ve egemenliğini dayatma politikaları devam etmekte; bu da pratikte bir Filistin siyasi varlığının kurulmasını neredeyse imkânsız hale getirmektedir.
Filistinlilerden Ne Bekleniyor?
Tüm bu gelişmeler ışığında, Al Jazeera Net sitesi ile Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi’nin iş birliğiyle, Filistinli siyasi seçkinler ve uzmanlardan oluşan bir grubun görüşleri yayımlandı. Bu çalışma, Filistin Yönetimi’nin karşı karşıya olduğu zorluklarla nasıl baş edebileceğine dair olası seçenekleri belirlemeyi amaçlıyor.
Uzman görüşleri şu başlıklar ve sorular etrafında ele alındı:
- Gazze’deki soykırım ve Batı Şeria’daki ilhak projeleri karşısında Filistin Yönetimi’nin seçenekleri nelerdir?
- Filistin Yönetimi’nin “reform adımları” adı altında başlattığı girişimlerin – son olarak Ulusal Konsey seçim çağrısı – ardındaki gerçek hedef nedir? Bu seçimlerde aday olmak isteyenlere dayatılan koşullar ne anlama geliyor?
- Filistin Yönetimi neden kendini feshetme çağrısı yaparak, uluslararası toplumu İsrail’in işgal planlarını durdurmaya zorlayacak bir baskı stratejisi geliştirmiyor?
- İsrail’in planları karşısında, Filistinlilerin öncelikli olarak ne üzerinde çalışması gerekiyor? Ulusal birlik hedefi artık ulaşılamaz bir hayal mi oldu?
Uzmanların görüşleri şu şekilde özetlenebilir:
- Filistin Yönetimi, mevcut aşamada bedel ödeyememe korkusuyla kendini olayların dışında tuttu; ancak bu tutum, İsrail’in güncel politika ve stratejilerini yanlış okumasına yol açtı.
- Filistin Yönetimi’nin elinde birçok seçenek var; en önemlisi iç cepheyi güçlendirmektir. Çünkü İsrail, yalnızca bir kesimi değil, tüm Filistin halkını hedef alıyor ve Filistin meselesini tamamen ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
- Filistin Yönetimi, yalnızca geleneksel rollerinin geçerliliğiyle değil, mevcut haliyle varlığının meşruiyetiyle ilgili de varoluşsal bir sınamayla karşı karşıyadır.
- İşgalin uygulamalarına “uyum sağlamak” ve uluslararası diplomatik sürece dayanma stratejisi, doğrudan çatışmanın maliyetini göze alamayan Filistin Yönetimi’nin, işgal planlarını yumuşatma yollarından biri haline geldi.
- Ulusal Konsey seçimleri çağrısı, uluslararası baskıların bir tercümesi olup, Yönetim’i yeni aşamaya ve koşullara hazırlamayı, onu gelecek dönemde üstleneceği role uygun hale getirmeyi hedeflemektedir.
- Bugün yaşananlar yalnızca Gazze’ye karşı yürütülen bir savaş değildir; Filistin meselesini bütünüyle yeniden tanımlamaya yönelik açık bir girişimdir. Filistin meselesi ulusal kurtuluş mücadelesi olmaktan çıkarılarak, işgalin şartlarına göre yeniden düzenlenen insani ve demografik bir krize indirgenmektedir.
- Yapılması gereken, Filistin yönetimini feshetmek değil; aksine işlevini değiştirmek ve onu kurulduğu esas amaç olan devlet inşası, kalkınma ve kurumsallaşma yönünde yeniden yapılandırmaktır.
- Savaş öncesi araçların tümü etkisini yitirmiştir. Şimdi farklı ve yeni araçlara ihtiyaç vardır. Özellikle sahada kalmak, tamamen sahneden çekilmemek önemlidir. Ulusal birlik çağrıları da bu gerçeklik temelinde ele alınmalıdır.
- “Filistin Yönetimi sonrası” döneme dair net bir vizyon bulunmamakta ve tüm Filistinlileri bir araya getirecek yeni bir yapı inşa edilebileceğine dair güven zayıf.
- Filistinlilerin bugünkü önceliği, Gazze’deki soykırım savaşını durdurmak, Batı Şeria ve Kudüs’teki işgal planlarının fiiliyata dönüşmesini engellemektir. Ulusal Konsey seçimlerine şimdi çağrı yapmak, bu önceliklerin üzerinden atlamak anlamına gelmektedir.
Görüşleriyle katkı sunanlar:
Hani el-Mısri, Filistin Kamu Politikaları ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (Masarat) Genel Direktörü
Dr. Hasan Hrişe, Eski Filistin Yasama Konseyi Birinci Başkan Yardımcısı
Dr. Ahmed Rafiq Avad, Kudüs Üniversitesi, Kudüs Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı
Dr. Raed Ebu Bedviye, Arap- Amerikan Üniversitesi, Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Profesörü
Nihad Ebu Guş, İsrail Uzmanı
Dr. Adnan es-Sabbah, Yazar ve Siyasi Analist
Bu çalışmanın tamamını okumak için tıklayınız. (Arapça)