YAYINLARDOSYALARTürkiye'nin Filistin Gündemi

Peren Birsaygılı Mut ile Filistin Edebiyatı Hakkında Söyleşi

Türkiye’de Filistin edebiyatına yönelik çalışmaları ile tanınan Peren Birsaygılı Mut Hanım ile Filistin edebiyatına ilgisi ve kitapları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Peren Hanım’ın 2021 ve 2022 senelerinde Filistin direniş edebiyatını konu alan iki kitabı yayınlandı. Zeytin Ağaçlarının Arasında Filistin Direniş Edebiyatından Portreler ve Kalem ve Tüfek Büyük Filistin İsyanı’ndan Portreler (1936-1939) isimli kitaplar Filistinli edebiyatçıların hayat hikayelerini ve eserlerinden örnekleri içermektedir.  Zeytin Ağaçlarının Arasında Filistin Direniş Edebiyatından Portreler kitabında Filistinli Karikatürist Naci el-Ali, Filistinli gazeteci, yazar ve aktivist Gassan Kanafani, şair Mahmud Derviş, yazar ve şair Fedva Tukan ve Filistinli Şair Semih el-Kasım’ın porteleri yer alıyor. Kalem ve Tüfek Büyük Filistin İsyanı’ndan Portreler (1936-1939) kitabında ise Şehid İzzeddin el-Kassam, İbrahim Tukan, Nuh İbrahim, Abdürrâhim Mahmud, Muhammed İzzed Derveze, Halil Beydes, Züleyha eş-Şihâbi, Esma Tubi ve Halil es-Sekâkînî gibi Nekbe öncesi dönemde Filistin direnişinde öne çıkan isimler bulunuyor. Daha önce 2016’da TRT Belgesel kanalında yayınlanan “Sürgündeki Sevda Filistin” belgeselinin yazarlığını da yapan Peren Hanım bu sene (2022) Kültür ve Edebiyat Küresel Adalet Ödülü Nizar Kabbani Nişanı’na layık görülen ilk Türk yazar oldu.

Kendisi ile Filistin edebiyatına yönelik ilgisi, kitapları ve Filistin edebiyatının Türkiye’deki serüvenine dair gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi ilginize sunarız.

Filistin hakkında peş peşe iki kitabınız –Zeytin Ağaçlarının Arasında Filistin Direniş Edebiyatından Portreler ve Kalem ve Tüfek Büyük Filistin İsyanı’ndan Portreler (1936-1939)– yayınlandı. Filistin edebiyatına yönelik ilginiz ne zaman ve nasıl başladı? Kitap fikrine gelen süreçte neler yaşandı?

Peren Birsaygılı Mut: Filistin Edebiyatı’na ilk kez ilgi duymaya başlamam 2008 senesine uzanıyor. Aralık ayı sonuydu ve Gazze’ye “Dökme Kurşun Operasyonu” olarak adlandırılan büyük bir saldırı düzenlenmişti. Yaklaşık 3 hafta süren katliam boyunca 1333 Filistinli şehit olmuş, on binlercesi ise evsiz kalmıştı. Birçok insan gibi ben de çok üzgündüm. Ancak bu ilk değildi, şimdiye kadar sayısız kere görmüştük benzer görüntüler. Ben bu yapıyı hiçbir zaman devlet olarak adlandırmak istemiyorum, Filistinli arkadaşlarımız da genellikle “Siyonist Çete” olarak tarif ediyorlar ve her katliam sonrası, bu “Siyonist Çete” karşıtı onlarca protestoya ve boykota şahitlik etmiştik. Bütün bunlar Filistin’e olan desteğimizi göstermek için önemli şeylerdi elbette. Ancak yeterli değildi sanki. Filistin edebiyatı ile ilgilenmem de “acaba daha fazla ne yapabiliriz?” sorusunun zihnime düşmesiyle başladı. Zira bir halkı ve bu halkın mücadelesini anlamak için asıl üzerinde durmamız gereken, o halkın edebiyatı ve sanatıydı.

Bir toplumu ve bu toplumun mücadelesini anlamak için, sadece politik destek asla yeterli olamazdı. Asıl ayna o toplumun edebiyatı ve sanatıydı. Örnekler çoğaltılabilir elbette ancak Latin Amerika’yı anlamak için buradaki siyasi gelişmeleri değil Eduardo Galeano, Gabriel Garcia Marquez, Jose Saramago, Octavia Paz, Pablo Neruda gibi şair ve yazarları, Mısır’ı anlamak için Necip Mahfuz’u, Rusya’yı anlamak için Dostoyevski’yi, Tolstoy’u, Asya’yı anlamak için Cengiz Aytmatov, Avrupa ve Amerika’yı anlamak için George Orwell, John Steinbeck, Jack London, Afrika’yı anlamak için Chinua Achebe’yi ya da Ali A.Mazrui’yi okumamız gerekiyordu.

Ancak ülkemiz hem tarihsel hem de insani olarak Filistin’e bu kadar yakın bir ülke olmasına rağmen, edebiyat çalışmalarını takip etme konusunda, pek çok dünya ülkesinin gerisinde kalmışız ne yazık ki. Bunun birçok sebebi var aslında, bir zamanlar Arap dünyasına sırtımızı dönmüş olmamız ve kendi iç meselelerimizde boğulmamız başlıca nedenlerinden bazıları bana göre.

Her iki kitapta da portelerini ele aldığınız isimleri seçerken dikkat ettiğiniz hususlar ve bu çalışmaları yaparken karşılaştığınız zorluklar nelerdi?

Peren Birsaygılı Mut: En çok dikkat ettiğim noktaların başında, bu isimlerin Filistin toplumu üzerindeki etkileri geliyor. Hayat hikâyeleri yani yaşadıkları zorluklar, karşılaştıkları engeller, tüm bu esnada gösterdikleri tavır ve bu onurlu duruşlarının Filistin davasına etkisi, toprakların elinden alınan bir halkın direnişine olan katkısı… Gerçekten çok etkileyici pek çok insan hikâyesi ile karşılaştım bu süreçte.

Ve çalışırken hiçbir zorlukla karşılaşmadım esasında. Filistinli hocalarımın ve hayat hikâyelerini kaleme aldığım isimlerin ailelerinin ve arkadaşlarının büyük bir yardımı oldu. Daima büyük bir sevgi ve dostlukla karşıladılar tüm sorularımı. Yardımcı olmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Ben çalışmak için kendimize bir konu seçtiğimiz zaman, üstesinden gelemeyeceğimiz bir zorluk olmadığına inanıyorum zaten ancak büyük bir zorlukla da karşılaştığımı söyleyemem açıkçası.

Filistin edebiyatı Türkiye’de yeterince tanınıyor mu? Edebiyat ve akademi dünyasında Filistin direniş edebiyatı hakkında ne gibi çalışmalar yapılabilir?

Peren Birsaygılı Mut: Filistin edebiyatı, dünyada olduğu kadar Türkiye’de tanınmıyordu ne yazık ki. Türkiye’de 70’li yıllardan bu yana başlayan ilgi sonucu hazırlanan Filistin şiir antolojileri ve tercüme edilen birkaç kitap var. Bir yandan Türk solunun Filistin direnişine olan ilgisinden, öte yandan İslami kesimde rahmetli Nuri Pakdil ve Sezai Karakoç gibi ustaların Kudüs ve Filistin’e olan ilgisinden kaynaklanan mütevazı çalışmalar bunların hepsi. Son 10 senede ise tercüme alanında daha fazla iş yapıldığını görüyoruz. Ancak maalesef henüz hala çok çok az kitap tercüme edilebildi Filistin edebiyatından. Ülkemizde en fazla bilinen Filistinli yazarlar, şair Mahmud Derviş ve Ghassan Kenefani’dir. Oysa Filistin, sadece bu iki isimden ibaret değil. Sadece Nekbe sonrası değil, Nekbe öncesinde de çok büyük isimlere sahip Filistin edebiyatı. Örneğin Filistin’in en büyük şairlerinden İbrahim Tukan’ın henüz maalesef dilimize çevrilmiş bir kitabı yok. Ya da Muhammed İzzed Derveze’yi sadece Kur’an tefsiri ile tanıyoruz ancak rahmetli Derveze aynı zamanda bir öykü ve roman yazarıydı da. Ne mutlu ki, şuanda yetişmekte olan harika gençler var. Filistin edebiyatının ülkemizde çok daha fazla tanınmasına katkı sağlayacaklarına inancım sonsuz.

2022 senesinde Kültür ve Edebiyat Küresel Adalet Ödülü Nizar Kabbani Nişanına layık görüldünüz, bu sizi nasıl hissettirdi? Özellikle de son dönemlerde ülkemizde artan ırkçılık ve Arap/Suriye karşıtlığını sizce edebiyat ile tedavi etmek mümkün müdür?

Peren Birsaygılı Mut: Nizar Kabbani, sadece şiirleriyle değil, hayat hikâyesi ve duruşuyla da en sevdiğim Suriyeli şairdir. Bu yüzden, böyle bir nişana layık görülmek elbette beni çok mutlu etti. Ve bunu daha önce de söyledim ancak yinelemek istiyorum. Bu nişan sadece bana değil, Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerle dayanışma içinde olan, onların acılarını yüreklerinde hisseden, onlarla dost-arkadaş olan herkeseydi.

Ve sorunuz üzerine özellikle altını çizmek istediğim bir şey var. Filistin ve Suriye halklarının mücadelesini ve edebiyatlarını birbirinden ayırmak imkânsızdır. Yani bir insan Filistin’in özgürlüğünü savunmasına rağmen, Suriye’de yaşanan katliamları görmezden geliyorsa, burada büyük bir ahlaksızlık ve ikiyüzlülük var demektir.

Edebiyat elbette artan ırkçılığa karşı dört elle sarılmamız gereken bir şey. Yaratılmak istenen Suriyeli algısını yerle bir edecek, onlarla empati kurmamızı sağlayacak en büyük güç çünkü. Bu nedenle, Filistin edebiyatını olduğu kadar, Suriye edebiyatını tanıtmak için de elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Birbirimizin hikâyesini daha yakından dinlemek ve anlamak için bunu yapmaya ihtiyacımız var. Şu anda bir tespihin taneleri gibi, dünyanın dört bir yanına dağılmış çok büyük Suriyeli yazarlar, şairler var. Bunların bir kısmı Türkiye’de. Bu yazarları tanımak, sadece onların seslerini duyurmamıza değil, kendi edebiyat ve kültürümüze de çok önemli bir katkı sağlayacaklar.

Ufukta yeni kitap fikirleri var mı?

Peren Birsaygılı Mut: Şuanda yazmakta olduğum bir roman var. Şubat ayı gibi bitirmeyi planlıyorum nasipse. Öte yandan, yine birkaç ay içerisinde Filistinli ve Suriyeli yazarlarla yaptığım röportajlardan oluşan bir kitap çıkarmayı planlıyorum inşallah.

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu