YAYINLARKitap Değerlendirmesi

“Hamas ve İsrail’in 2021’de Gazze’deki 11 Günlük Savaşı” Kitabı

Giriş:

Dr. Adnan Ebu Amir*

Filistinliler ve İsrailliler, Filistinlilerin “Kudüs Kılıcı” İsraillilerin ise “Sur Bekçisi” olarak adlandırdıkları Gazze’ye yönelik Mayıs 2021’de yapılan son saldırının yıldönümüne yaklaşmaktadır. Bu savaş, İsrail’in 2008, 2012 ve 2014 yıllarındaki saldırılarını müteakiben Gazze’ye yapılan dördüncü saldırı kabul edilmektedir. Savaşın üzerinden yaklaşık bir yıllık bir süre geçmişken, her iki taraf da yakın zamanda “beşinci” askeri çatışmanın patlak vereceğini öngörmektedir. Zira İsrail’in işgal altındaki Kudüs’teki provokasyonları ve işgal altındaki topraklarda genel olarak var olan güvenlik gerilimi altında, “dördüncü” savaşın patlak vermesine yol açan şart ve sebepler halihazırda mevcuttur.

Jonathan Schanzer ve Jacob Nagel tarafından kaleme alınan İsrail kaynaklı bu kitap, son askeri karşılaşmanın köklerine dair geniş ve açık bir tablo sunmaktadır. Kitabın yazarları savaşla ilgili geçmiş, mevcut ve gelecek olayları anlamak isteyenlerin bu kitabı okuması gerektiğini öne sürmektedir. Ayrıca kitabın farklı taraflardan kimlerin hangi rolü oynadığına ışık tuttuğunu ve küresel basının eksik bıraktıklarını tamamlayan bir içeriğe sahip olduğunu iddia etmektedirler.

Gazze’den Geri Çekilme:

Kitapta öncelikle 1987’deki Birinci ve 2000’deki İkinci intifada dönemlerindeki Gazze günlüklerine dönülerek, son savaş ele alınmaktadır. Gazze, Hamas hareketinin ve hareketin silahlı saldırılarının merkezi haline geldikten sonra, 2005 yılında İsrail buradan çekilmek zorunda kalmış ve böylece Hamas Gazze’yi ve sınırlarını tamamen kontrol altına alarak burada tek söz sahibi haline gelmiştir. Ayrıca İsrail’in ifadesiyle buradaki güç kullanımı üzerindeki tekelin neredeyse tamamının sahibi olmuştur.

Kitabın yazarlarına göre Gazze’de aleni şekilde faaliyet yürüten diğer silahlı örgütler, genellikle Hamas hareketiyle uyum içerisindedir. Aynı zamanda Hamas hareketinin Gazze’de Filistin Yönetimi’ne bağlı olmayan faal bir hükümeti vardır. İsrail’e göre Gazze, “cehennemden gelen bir sorun” şeklini almıştır. Bölgesel bir askeri gücü ve Hamas üzerinde açık ve mutlak bir askeri üstünlüğü bulunmasına rağmen İsrail açısından Hamas hareketinin temsil ettiği tehdit karşısında uygulanabilir bir askeri çözümü olmadığı açıktır.

Yazarlar Gazze’nin dönem dönem neler yaşadığını, şehrin güvenliğinin nasıl kötüleştiğini, İsrail ile Hamas arasında meydana gelen savaşları ve İsrail’in dikkat çekici askeri hareketliliğini kitapta sunmaktadır. Ancak önemli siyasi ve stratejik başarılar anlatılmamakta, bu da zihinlere İsrail’in Gazze Şeridi sınırlarındaki askeri egemenliğinin geçerliliği ve gerekçesiyle ilgili İsrail’de sürekli gündeme gelen eski tartışmayı getirmektedir.

Mayıs 2021’de İsrail ve Hamas arasında yaşanan ve 11 gün süren savaşı odak noktasına almasına rağmen kitap, önceki tarihi olaylara dönmekte ve taraflar arasındaki çatışmanın önemli anları ile geçmiş askeri mücadeleleri geriye dönük olarak incelemektedir. Bununla tarafların gerekçelerini ve savaş günlükleri liderlerinin kararlarını genellikle bağımsız şekilde alıyor olduklarını gösteriyor olsa da İsrail’in Hamasla tekrar eden askeri çatışmalarında galip gelememesinin nedenini ortaya koymaya çalışmaktadır.

Ordunun Rivayeti Çürüyor:

Yazarlar Hamas ile İsrail arasındaki son çatışmanın farkının, gelişmiş teknolojilerin daha önce benzeri görülmemiş şekilde kullanımına tanık olması olduğunu kabul etmektedir. Zira savaş sırasında bölgeden birçok dilde akıllı telefon ve televizyonlardan haber akışı sağlanmış ve İsrail ile Batı ülkelerindeki tüm televizyon ve radyo kanallarındaki yorumcular da süreci takip etmiştir. Öte yandan dünya, geçtiğimiz yıllar boyunca şiddet ve akan kanı izlemeye alışmış olsa da bu defa sürecin odak noktası, 11 günlük savaş boyunca Filistin ve İsrail arasında yaşanan silahlı çatışmalar olmamıştır. İsrail’i asıl kaygılandıran ABD ve İsrail medya organlarında yayınlanan haberlerdeki, kendi ifadeleriyle “bölünmüşlük hali” olmuştur. İsrail’deki medya çevrelerine göre bazı gazeteciler “yanıltma” niyetiyle hareket etmiş ve bu amaçla kişisel hedefleri olan yorumcuların dilinden yalan haberler yaymış, savaşın detaylarına dair tamamen yanlış yorumlarda bulunmuşlardır.

Kitapta 2021 savaşı incelenirken, Hamas ve İsrail arasındaki geçmiş çatışmalarda da var olduğu ancak görmezden gelindiği belirtilen örüntüler sunulmaktadır. Yıkıcı özelliği nedeniyle çatışmanın askeri boyutunun ön planda göründüğü doğru olsa da savaş, devlet dışı bir aktör olan Hamas ile güçlü bir bölgesel devlet olan İsrail arasında meydana gelmiş fakat savaşın sonuçlarının medyadaki yansıması tartışmalı şekilde kendisini göstermiştir.

Kitap uluslararası medya kuruluşlarını yaşamını yitiren Filistinlilere dair Gazze’den gelen haberlerde Gazze Sağlık Bakanlığının istatistiklerini esas almakla suçlamakta, Hamas hareketine bağlı olan bakanlıktan alınan bu bilgilerin sürekli olarak dünyanın dört bir yanına yayıldığını söylemektedir.

Yazarların Hamas’ı savaşı başlatmakla suçlamayan tüm uluslararası medya haberlerine karşı çekinceleri bulunurken, bu haberleri “dünyanın en ahlaklı ordusu”(!) olan İsrail ordusunun anlatısını benimsememekle suçlamaktadırlar. Diğer taraftan savaş sırasında yaşamını yitiren Filistinli sivil sayısı ve altyapıda meydana gelen hasar ise giderek artmaktadır.

Demir Kubbenin Sınırlılığı

Yazarlar kendi ifadeleriyle Hamas’ın savaş sırasında İsraillilere yaptıkları saldırıları dile getirmekte ve bu saldırıların hedefinin İsrailliler arasında korku ve yıkımı yaymak olduğunu söylemektedirler. Nitekim İsrail’in Hamas’ın Gazze’den yolladığı füzeleri önlemek için Demir Kubbe sisteminden ateşlediği önleme füzelerinin maliyeti 350 milyon dolara ulaşmıştır. Tek bir önleme füzesinin maliyeti 100 bin doları bulurken, 11 günlük savaş sırasında 3400 füze kullanılmıştır. Ayrıca bu tutar, savunma sistemini aşan Filistin’e ait füzelerin İsrail’de yol açtığı maddi hasarı kapsamamaktadır. Bütün bunlar Demir Kubbe sisteminin verimliliğine rağmen hala sınırlı olduğunu göstermektedir.

Kitap Hamas’ın Filistin halkının gönlünü kazanmak amacıyla İsrail’le şiddetli bir çatışmaya/savaşa girmek istediğini iddia etmekte ve Hamas’ın milliyetçi sembol ve ideolojileri geniş ölçüde kullanan İslami ve dini bir örgüt olduğunu belirtmektedir. Buna göre Hamas, İsrail’e karşı yasal ve meşru bir bağımsızlık savaşı vermektedir. Bu nedenle de iki taraf arasındaki savaşı İsrail ile Filistin arasında çatışmaların yeni bir dalgası olarak sunan dağ kadar haber ve analiz ortaya çıkmaktadır.

Yazarlar savaşın medyada el alınması konusundaki başarısızlığın büyük oranda İsrail hükümetine ait olduğunu söylemekte tereddüt etmemektedir. Zira İsrail’in bu savaşları kamuoyuna açıklama çabaları, Filistinlilerle yetmiş yıldır süren çatışmanın ardından söz konusu açıklamayı yapmada kendisini geliştireceği düşünülürken, defalarca başarısız olmuştur. Bunun sebebinin silahlı bir çatışma çıktığında İsrail’in her şeyden öncelikli amacının, bölgedeki diğer aktörleri caydırmak ve savaşa katılmalarını engellemek olduğu söylenebilir. Kitapta İsrail tarafından İsrailli önemli isimlerin görüşleri düşmanlarına karşı gövde gösterisi yaparak bol miktarda bulunmakta ancak daha az düzeyde olsa da onlar hakkındaki yalan haberler ve yanıltıcı bilgiler de okuyucuya ulaştırılmaktadır. Yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak için gösterilen bu çaba genellikle sonradan, daha çok askeri çatışmalar bitip geriye çok az zaman kaldığı ve iş işten geçtiği bir anda gösterilmektedir. Tam bu anda ise İsrail göz açıp kapatıncaya kadar yeniden diplomatik bir krize girmekte ve bu krizin başını İsrail’i itibarsızlaştırma çabalarında her zaman ön safta yer alan ve yaşanan her şey için İsrail’i suçlayan BM İnsan Hakları Konseyi çekmektedir.

Yazarlar kitabı, Akdeniz kıyısındaki küçük bir toprak parçası olan Gazze Şeridi’ni neyin beklediğini tahmin etmenin zorluğundan yola çıkarak geleceğe yönelik bir analiz ile bitirmektedirler. Öte yandan Gazze’deki dördüncü savaşın ardından beşinci ve belki de sonuncu olmayan yeni bir savaşın meydana geleceği aşikardır. Çünkü eldeki geribildirimler dünya çapında birçok manşete konu olan Mayıs 2021’deki Gazze çatışmasının, Hamas ve İsrail arasında birkaç yılda bir yaşanan çatışmaların bir devamı olduğunu göstermektedir. Tüm bu savaşlar sırasında medyada yer alan haberler İsrail’in lehine bir gelişim sergilememekte ve hatta sosyal medya çağında, yürüttüğü savaşları haber yapmak giderek daha sorunlu hale gelmektedir. Zira küresel medya organları, savaşların başlamasından Hamas’ın sorumlu olduğuna dair bir söylemi neredeyse hiç kullanmamaktadır.

Biyografi:

Jacob Nagel Hayfa’da bulunan İsrail Teknoloji Enstitüsünde öğretim üyesi olup, Havacılık Mühendisliği Fakültesi ile Bilim ve Savunma Teknolojisi Merkezinin genel direktörüdür. İsrail’deki çeşitli kurumlara özellikle güvenlik ve teknoloji konularında danışmanlık yapmaktadır. Son yıllarda ABD ve İsrail’de bulunan medya organlarında, başta İran’ın nükleer programı, hassas silah tehlikesi ve İsrail güvenliği kavramıyla ilgili olmak üzere onlarca makalesi yayınlanmıştır. Bu konularda İsrail basını ve yabancı basında geniş çaplı röportajlar vermiş ve çeşitli konferanslarda konuşmalar yapmıştır.

Orduda, Savaş Bakanlığında, Başbakanlık ofisinde ve çeşitli makamlarda görev almıştır: Eski Başbakan Benjamin Netenyahu’nun Milli Güvenlik Danışmanlığı, Genelkurmay Başkanı Danışmanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı Güvenlik ve Strateji Daire Başkanlığı Danışmanlığı. Ayrıca Birim 8200 istihbaratında lider pozisyonunda çalışmış, 2007’de ABD ile 38 milyar dolarlık bir yardım anlaşması imzalamış ve 2016’da İran’ın nükleer anlaşmasıyla ilgili müzakereler sırasında büyük güçlerle temas kuran İsrail ekibine başkanlık etmiştir.

Jonathan Schanzer Ortadoğu meselelerinde deneyimli bir yazar olup, halen Amerikan düşünce kuruluşu FDD’de Araştırmadan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısıdır. Geçtiğimiz on yıl zarfında bu kurumun araştırmacılarının çalışmalarına danışmanlık yapmıştır. Daha önce ABD Hazine Bakanlığı’nda terörizmin finansmanını inceleme alanında analist olarak çalışmış, Ortadoğu hakkında yüzlerce makale ve editörlü yayınlarda bir düzineden fazla araştırma ve bölüm yazmıştır. Eserlerinden bazıları şunlardır: Arafat, Abbas ve Filistin’in Başarısızlığı, Hamas, el-Fetih ve Filistin için Mücadele, el-Kaide’nin Ortadoğu’daki Orduları.

 

Kitap Hakkındaki Yorumlar

Son Gazze savaşında Milli Güvenlik Konseyi Başkanı olan Meir Ben Shabbat, kitap hakkında şu ifadeleri kullanmıştır: “Gazze’deki yaşamı olduğu gibi belgeleme açısından önemli bir hizmet sunmaktadır. Zira Batı medyasının çoğu zaman Hamas ve İsrail arasındaki çatışmanın doğasını, özellikle de 2021’deki Gazze savaşının detay ve özelliklerini ele alırken gösterdiği başarısızlığı açıklamaktadır. Bu yüzden bu kitabı okumalılar.”

Gazze savaşı sırasında ABD’nin BM Daimi Temsilcisi olan Nikki Haley ise kitap hakkında şu yorumda bulunmuştur: “Gazze adındaki bu çok küçük yerin mevcut durumunu anlamak isteyen herkes bu kitabı okumalıdır. Çünkü kitap Hamas’ın yapısına ilişkin temel bir anlayışı ortaya koymakta ve 2021’deki Gazze çatışmasını yorumlamaktadır. Nitekim geçmişin olayları geleceğe ışık tutmakta, gelecek de yeniden kaçınılmaz bir çatışmanın olacağına işaret etmektedir.”

*İsrail Araştırmaları Uzmanı

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu