Filistin Seçimleri ve İsrail’in Kaygı Kaynağı

Filistin Seçimleri ve İsrail’in Kaygı Kaynağı

Salah el-Avavde

el-Fetih ve Hamas arasındaki yakınlaşma işaretleri, Yüzyılın Anlaşması, ilhak planları ve bir dizi Arap devleti ile normalleşme anlaşmaları hakkındaki konuşmalar ışığında, Filistin meselesinin işgal devletinin gündeminin ilk sırasından gerilemesi zemininde başladı. Yakınlaşma ciddi görünmesine ve seçimler üzerinde anlaşmaya varılmasına rağmen, “İsrail” ve ABD başlangıçta bu konuda bir görüş belirtmedi. Ancak, süreç ilerledikçe, özellikle Hamas’ın bu seçimleri kazanacağını ve el-Fetih’in bölünmelerden mustarip olduğunu gösteren resim netleştikçe endişeler ortaya çıkmaya başladı. “İsrail” Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Arap ülkeleriyle çalışarak Hamas’ın sağlaması gereken dörtlü koşulların olduğu gibi kaldığını teyit etmeliydi. Ancak İsrail, bu defa el-Fetih ile Hamas arasındaki yakınlaşmadan seçimlerden daha fazla endişe duymaktadır. Çünkü bu kez hükümet el-Fetih’in katılacağı uzlaşmalı bir hükümet olacağından, Hamas hükümetini 2006’da olduğu gibi izole etmekte zorlanacaktır. Bu da “İsrail”i, Hamas liderlerine ve eylemcilerine yönelik tutuklamaları ve tehditleri artırarak onları seçimlere katılmaktan caydırmaya yöneltmiştir.

Ardından Ulusal Güvenlik Araştırmaları Merkezi’nden araştırmacılar ve uzmanlar tarafından İsrail hükümetinin barış sürecini yenilemek için Amerikan, Avrupa ve Arap yardımı ile Filistinlilerle temaslarını sürdürmesi yönünde taleplerde bulunulmuştur. Ancak İsrail hükümeti kabul etmemiş ve bu nedenle araştırmacılar hükümetin Filistinlilerle on yıldan fazla süren bir ayrılıktan sonra Batı Şeria ve Gazze’de tek bir organ olarak ilgilenmesini ve aynı anda Filistin protestolarına hazırlanmasını talep etmiştir. Söz konusu protestoların Batı Şeria ile Gazze Şeridi ve hatta uluslararası arenada eşzamanlı olarak gerçekleşeceği de belirtilmiştir (Tzorif ve Eran, 2021).

Seçimler Neden Can Sıkıcı?

Filistin seçimleri İsrail için beş boyutta bir ikilem oluşturmaktadır:

  1. Birinci boyut, Batı Şeria, Kudüs ve Gazze Şeridi’nde seçimlerin yapıldığı bölgesel bir boyuttur ki bu da “İsrail”in, özellikle de Benjamin Netanyahu liderliğindeki sağcı hükümetin, istemediği surette Filistin Yönetimi’nin coğrafi birliği anlamına gelmektedir.
  2. İkinci boyut, Hamas’ın yükselişiyle sonuçlanabilecek seçim sonuçlarıyla ilgilidir. Buna göre Hamas seçim sonucunda üstünlük elde edecek, ardından gücü ele geçirecek ve Batı Şeria’yı ve 2007’den beri kontrol ettiği Gazze Şeridi’ni hakimiyeti altında alacaktır.
  3. Üçüncü boyut, Hamas’ın demokratik bir sürece açık katılımıdır ki bu da ona uluslararası toplum tarafından kabul edilme imkanı sağlayacaktır.
  4. Dördüncü boyut, Kudüs’teki Filistin Yönetimi için sembolik bir başarı anlamına gelen Doğu Kudüs’teki seçimlerle ilgilidir. Bu seçimlerin “İsrail” tarafından engellenmesi, “İsrail”in bakış açısına göre Filistin Devlet Başkanı’na seçim ağacından inip tüm seçimleri iptal etme olanağı tanıyan bir merdiven sağlayacaktır.
  5. Beşinci boyut ise, Filistin Yönetimi’nin demokratik imajının güçlendirilmesiyle ilgilidir ki bu da elbette İsrail’in istediği bir şey değildir (Haham, 2021).

İsrail ve ABD, Filistinlilerin seçimleri kendi istekleriyle iptal etmelerini ummaktadır. Nitekim “İsrail” Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi, 9 Nisan’da ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile bu konuyu görüşmüştür. Walla haber sitesine konuşan İsrailli kaynaklara göre, “İsrail” ve ABD, Hamas’ın bu seçimleri kazanması ihtimalinin korkusunu paylaşmakta, ancak iki taraf da bunu açıkça konuşmaktan kaçınmaktadır. Böyle yapmaktaki amaçları seçimleri engelleyen taraf olarak görünmemektir, aksine Aşkenazi Blinken’e “İsrail”in seçimlerin önüne engel koymayacağına dair söz vermiştir (Rapid, 2021).

“İsrail”den alınan ve Savunma Bakanı’nın Arap İşleri Danışmanı General David Haham’ın dile getirdiği özel bilgilere göre, Hamas ile Fetih arasında seçimlerin ertelenmesi konusunda diyaloglar sürerken Ebu Mazen’in ofisinin, sorumluluğun Hamas’a ait olduğuna dair hazır bir suçlaması bile olduğu iddia edilmektedir. Kaynaklar, “İsrail”in Filistin Yönetimi liderliğiyle gizli temaslar gerçekleştirerek seçimleri iptal etmeye ve uluslararası toplumu, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’ni, seçimlerin “İsrail”i ortadan kaldırmaya çalışan Hamas’a meşruiyet sağlayacağına ikna etmeye çalışmasının kaçınılmaz olduğunu söylemektedir (Haham, 2021).

Filistin seçimlerini engellemek için çalışan taraf olarak görüneceğinden korkan İsrail güvenlik teşkilatı, Filistin Devlet Başkanı’nın aslında seçimleri erteleyeceğini tahmin etmektedir. Nitekim ordu, İsrail güvenlik teşkilatı içindeki toplantılarda ve tartışmalarda, Filistin Devlet Başkanı’nın bunu yapacağına dair açık işaretler olduğunu belirtmektedir. Öte yandan seçimlerin kritik bir aşamaya geldiğinden, Filistin sokağının ileri bir etkileşim aşamasına ulaştığından ve Nisan ayının son haftasında bunu geri almanın zor olacağından endişe etmektedirler. Güvenlik teşkilatı, Filistin Devlet Başkanı’nın, kötüleşen ekonomik durum, Korona salgınının yayılması ve “İsrail”in Kudüs’teki seçimleri engellemesi bahanesi gibi sebeplerden oluşan, seçim ağacından inmesini sağlayan bir merdivene sahip olduğuna inanmaktadır. Güvenlik teşkilatı, Filistin Yönetimi’ndeki üst düzey liderlerle temaslarını sürdürerek, onları seçimlere devam etmekten caydırmak, Hamas ve Dahlan’ın zaferine ve Batı Şeria’yı kaybetmelerine karşı uyarmak ve bunun sonucunda İsrail’in güvenlik teşkilatlarıyla ilişkilerini keseceğini belirtmek suretiyle çabalarını sürdürürken, Filistinlilerin iç işlerine karışmadıklarını iddia etmeye de devam etmektedir (Buhabut, 2021).

Diğer yandan “İsrail” medyası, Filistin Devlet Başkan Danışmanı Nabil Şaath’ın “İsrail”in Kudüs’te seçim yapılmasına onay vermemesi nedeniyle seçimlerin erteleneceğini belirttiği açıklamalarını yayınlamaktadır (Abu Tohme, 2021).

“İsrail”, seçimlerin ertelenmemesi durumunda, en azından ABD, Avrupalılar ve bölge ile işbirliği içinde, Filistin Devlet Başkanı’nı yönelimlerinde etkilemeye çalışacaktır. Son anlarda oynamaya çalıştıkları kartlardan biri de Mervan Berğuti ve listesini 29.04.2021 tarihinden önce el-Fetih listesiyle birleştirme çabası olmuştur. Ayrıca “İsrail”, bölgedeki ve dünyadaki çözüm destekçilerinin Filistin Devlet Başkanı’na baskı yapmalarını ve Hamas’ın seçimleri kazanmasının çözüm sürecini tamamıyla tehdit ettiği konusunda onu uyarmalarını istemektedir (Tzurev ve Mikal, 2021).

Hamas’ın Tehditleri

Bununla beraber “İsrail”, Hamas tarafından “İsrail”in Filistin’deki, özellikle de Doğu Kudüs’teki seçimlere müdahale etmeye çalışması durumunda Gazze cephesinde askeri gerilimi arttıracağı yönündeki tehditlerini son derece ciddiye almaktadır. “İsrail”de yayın yapan 20. Kanal’ın aktardığına göre Hamas, Mısırlılar ve BM Ortadoğu Temsilcisi aracılığıyla “İsrail”i tehdit etmiştir. Hamas’ın Gazze Şeridi lideri Yahya es-Sinvar ise basın yoluyla “İsrail”in Filistin seçimlerine müdahale etmesi halinde, İsrail seçimlerini sabote edeceklerini açıklamıştır. Yine Hamas Hareketi liderlerinden Halil el-Hayye de söz konusu tehditlerle eşzamanlı olarak Gazze’den birkaç füze atışı gerçekleştirmek suretiyle örtülü tehditte bulunmuştur. “İsrail” ise Filistin Yönetimi’nin, Hamas’ın seçimleri kazanmasını istemeyen Biden Yönetimi’nin de teşvikiyle sonuç itibariyle seçimleri erteleyeceğini düşünmektedir (20. Kanal, 2021).

Diğer taraftan İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’nden füze atışı yapılacağı öngörüldüğünden, seçimlerin ertelenmesi halinde doğacak gerilim senaryolarına hazırlanmaktadır. Nitekim “İsrail” Güvenlik Teşkilatının tahminlerine göre Filistin Devlet Başkanı seçimleri erteleyecektir. Bu nedenle Ordu Merkez Komutanlığı ve Operasyon Komutanlığı, Filistin Devlet Başkanı’nın açıklamasını beklemeksizin “İsrail” Genelkurmay Başkanı Kochavi’ye, çeşitli düzeylerdeki gerilimlerle nasıl mücadele edileceğine dair planlar sunmuşlardır. Bu hazırlıklar Batı Şeria’daki protestolar ile olası silahlı eylemler ve Gazze Şeridi’nden yapılacak füze atışlarını kapsamaktadır (Buhabut, 2021).

İsrail’in Bahanesi

İsrail’in Kudüs’teki seçimleri engellemesinin yasal gerekçesi, bu seçimlerin Filistin Devlet Başkanlığı Kararnamesi’nde “Filistin Yönetimi kurumları için seçimler” olarak değil, “Filistin kurumları için seçimler” olarak tanımlanmış olmasıdır. Zira Oslo Anlaşmalarının geçici düzenlemelerinde Filistin Yönetimi ifadesi kullanılmaktadır. Bu nedenle “İsrail”, söz konusu kullanımı bu anlaşmaların ihlali olarak görmektedir. Ancak bununla birlikte, demokrasiyi engellemekle suçlanacağından da korkmaktadır (Tzurev ve Mikal, 2021).

“İsrail”in Filistin seçimlerine ne derecede müdahale edeceği henüz net değildir. Aynı şekilde Filistinlilerin seçim sürecini tamamlamasına izin verecek net bir taahhütte de bulunmamıştır. Yeni “İsrail” hükümeti kurulmadıkça da bu durum netliğe kavuşmayacaktır. Tüm bu yaşananlar, “İsrail”in Filistinle ilgili tüm meselelerin kendisini ilgilendirdiğini düşünmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle “İsrail”in Filistin seçimleri gibi bir konuda tarafsız kalması ve iddia ettiği gibi müdahale etmemesi mümkün görünmemektedir (Ebu Asabe, 2021). “İsrail” baskı, tehdit veya fiili engelleme yoluyla müdahale etmenin araç, fırsat ve mazeretlerini bulmaktan geri durmayacak, ancak etkisi görece kalacak ve nihayetinde karar tamamen Filistinlilere ait olacaktır.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu