Filistin Köylerine Gerçekleştirilen Kitlesel Yerleşimci Saldırıları: Bağlamlar ve Çağrışımlar

Kerim Kırt[*]

Yerleşimciler 12 Nisan Cuma sabahı bir yerleşimcinin Ramallah’ın kuzeyindeki Filistinlilere ait El Muğir Köyü’nde[i] koyunlarını otlatırken birden ortadan kaybolması üzerine köye saldırı düzenlediler. Köye başlatılan saldırı önce Hırbet Ebu Felah gibi civar köylere ardından diğer ilçelere sıçradı. Aranan yerleşimcinin cansız bedeni bulunduğunda saldırılar Ramallah, Bire ve Nablus şehirleri arasındaki köyleri de kapsamaya başladı. Üç gün boyunca aralıksız devam eden saldırılar Batı Şeria’nın kuzeyinden güneyine genişledi ve yerleşimci kurşunuyla üç Filistinli bu saldırılarda şehit düştü.

Bu saldırı, geniş kapsamlı boyutu ve zamanlaması açısından şimdiye kadar yaşanan en şiddetli ve kitlesel saldırılardan biri oldu. Nitekim işgal kuvvetlerinin koruması ve gözetimi altında yalnızca El Muğir Köyü’ne yaklaşık 1500 yerleşimcinin saldırdığı bilinmektedir. Bu olay geçtiğimiz yıl şubat ayının sonlarında Havare Köyü’ne, haziran ayında Turmus Aya ve yanı sıra Um Safa, Asira El Kıbliye köyü gibi birçok Filistin köyüne yapılan saldırıları akıllara getirdi.

7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Aksa Tufanı ile yerleşimcilerin saldırıları boyut atlayarak ilerlemeye başlamış olsa da kaybolan yerleşimcinin ardından gelişen olaylar bu saldırıların zirvesine oturdu. Bu nedenle daha önce görülmemiş bir şekilde artış gösteren saldırılar ve bu saldırıların getirileri önümüzdeki günlerde Batı Şeria’da bizi ne tür olaylarla karşı karşıya bırakacağı konusunda birçok soruyu akıllara getiriyor.

Yerleşimci Saldırılarındaki Artış

Yerleşimci saldırısı Batı Şeria için yeni bir durum olmamasına rağmen bu saldırıların dozunun giderek artması saldırıların uzun yıllardır devamlı bir artış izlediğini göstermektedir. Nitekim yerleşimcilerin gerçekleştirdikleri saldırılar incelendiğinde çeşit ve kapsam olarak doğru bir çizgi üzerinde ilerlediği, sanki üzerinde düşünülmüş ve adım adım uygulanan bir siyasi projeye tabi olduğu fark edilmektedir. Bugün tanık olduğumuz şey yerleşimcilerin uzun vadeli bir politika güderek her aşamada belli bir şiddet dozu kullanarak gerçekleştirdikleri saldırıların birikimidir. Ardından bu saldırılar ne yerel ne de uluslararası tepki verildiği için zamanla bir rutine dönüşecektir. Planlanan rutin hayata geçirildiğinde yerleşimciler bir sonraki aşama için hazır hale gelecek ve doğal olarak da saldırıların şiddetini de değiştireceklerdir.

Yerleşimci saldırıları Siyonizm projesine ait yeni bir gelişme değildir. Özellikle 1967’de Filistin topraklarının işgali tamamlandığında bu saldırılar gündeme gelmiş ancak asıl zirvesine 2008[ii] yılından itibaren “bedel ödetme” sloganı taşıyan grupların gerçekleştirdikleri saldırılarla ulaşmıştır. Bedel ödetme sloganıyla hareket eden gruplar genellikle gözden ırak kalan Filistin köylerine saldırır; duvarlara sloganlar yazar, mescitleri yakar, mezarlıklara ve tarlalara saldırırlardı. Yerleşimci saldırıları Binyamin Netenyahu’nun 2009’da hükümet koltuğunu devralmasıyla gözle görülür bir artış göstermiştir.

İlk başlarda saldırılar az sayıda yerleşimci grubun küçük çaplı saldırılarıyla sınırlıydı. İlerleyen yıllarda saldırılara katılan yerleşimcilerin sayısı arttı ve yoldan geçen Filistinlilerin arabalarına alevli cam parçaları ya da taşlar atma ve Filistin köylerindeki arazilere saldırma gibi verilen zararın kat ve kat arttığı olaylara dönüştü.

İlerleyen yıllarda yerleşimcilerin saldırısı “Tag Mahir” ya da bedel ödetme çerçevesinde farklı bir eğilim kazandı. Filistin köylerinde bir yerleşimci kaybolur ya da öldürülürse veyahut nadiren de olsa işgal hükümeti Filistin topraklarında olduğu için bir yerleşke biriminin tahliyesini emretmesi halinde yerleşimciler o bölgeye saldırılar düzenledi. Nitekim bu saldırıların en acımasızı 2014 yılında Halil’de üç İsrailli yerleşimcinin kaçırılmasının ardından Muhammed Ebu Hudayr[iii] isimli Filistinli gencin Kudüs’te kaçırılıp işkence edilerek öldürülmesi olayıydı. Bu elim hadiseyi 2015 yılında Nablus’un güneyinde Doma Köyü’nde Devabşe ailesinin kundaklanarak öldürülmesi olayı takip etti. Yangından aileden geriye ileri derece yanıklar alarak yalnızca bir çocuk sağ kalmıştı.

Dikkat çeken nokta şu ki yerleşimciler Filistinlilerden intikam alma konusunu hayat memat meselesi haline getirmiş ve işgal kuvvetlerinin Filistin halkına karşı işledikleri suçlarla yetinmez olmuşlardır. Geçen yüzyılda yerleşimcilerin gerçekleştirdikleri saldırı sayısı onlu ve yüzlü sayılarla sınırlıyken yalnızca 2022[iv] yılında yaklaşık 1200 saldırı gerçekleşti. Yerleşimciler saldırıların dozunu arttırırken İsrail toplumunda ve Netenyahu’nun uzun bir dönem başkanlığını yaptığı İsrail hükümetinde radikallik artış göstermekteydi.

2023 yılında yaklaşık 2616 saldırı[v] gerçekleşerek saldırıların şimdiye kadar ulaştığı en yüksek seviyeye ulaştı ve saldırıların içeriği Filistin köylerine grup halinde yapılan yoğun saldırılar, Filistinlilerin can ve mallarına kastetme gibi gittikçe tehlikeli bir hal almaya başladı. Yine yerleşimcilerin kurşunuyla 22 Filistinli bu saldırılarda hayatını kaybetti. Saldırıların içeriğine ve radikal hükümetin yönelimine bakılırsa 2023 yılında saldırıların en zirveye ulaşacağı tahmin edilmekteydi ancak Gazze’deki soykırım tüm beklentileri aştı. Zira 2023 yılının son üç ayında gerçekleşen saldırılar tüm yıl içerisinde gerçekleşenlerin toplam sayısını aşmıştır.

2022 yılının başından itibaren tanık olmaya başladığımız gelişmeleri ve artarak ilerleyen saldırıları birer “meyve verme” süreci olarak değerlendirebiliriz. 2022 yılında Batı Şeria’da yerleşimcilerin saldırıları sonucu 6 bedevi topluluğun yerinden edilmesi ancak 2023 yılında bu sayının katlanarak artması ve 7 Ekim sonrasında ve 2022 yılından itibaren toplamda 28 bedevi topluluğun[vi] yerinden edilmesi bu sıçrayışa örnek verilebilir.

Bu gelişmeler 12 Nisan ve sonrasında Filistin köylerine gerçekleşen saldırıların artık yeni bir aşamada olduğunu göstermekte. Gerek saldırıların şiddeti, zamansal ve coğrafi boyutu açısından gerek hedefler açısından olsun bu saldırılar birçok önemli değişim ve dönüşüme neden olmakta ve yerleşimcilerin saldırılarındaki tırmanışı göstermektedir. Bu değişimlerden birkaçı şu şekilde sıralanabilir:

  • İsrail toplumunda 15 yılı aşkın süre ülkeyi yöneten Netenyahu başkanlığındaki Likud partisinin etkisiyle sağcı yönelimlerin ve radikalliğin artış göstermesi
  • Netenyahu’nun 2023 yılında Batı Şeria’yı öncelikleri olarak gören ve aralarında Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir gibi radikal yerleşimcilerin de bulunduğu koalisyonu bozarak tekrardan koltuğa oturması
  • İsrail sömürgeci yönetiminin dünyanın ilgi ve odağının Gazze’de yaşananlara kitlenmesini fırsat bilerek Batı Şeria’daki planlarını hayata geçirmeyi hızlandırması; Arazi müsadereleri, yerleşimci saldırıları ve özellikle bedevi topluluklar olmak üzere Filistinlilerin yerlerinden ettirilmesi, binaların yıkılarak ya da yakılarak sakinlerinin yerinden edilmesi gibi haberler Gazze’de 33 bin insanın şehit olması ve yaklaşık 1.5 milyon insanın yerinden edilmiş olmasının yanında gerekli öneme haiz olmayan haberler olarak gündeme taşındı. Dolayısıyla işgal devleti Batı Şeria’daki saldırganlığını ne kadar arttırırsa arttırsın bu gelişmeler Şubat 2023’de yerleşimcilerin Huvara Köyü’ne saldırmalarına karşılık patlak veren uluslararası protestolar gibi geniş çaplı tepki toplamayacaktır.
  • İşgal devletinin savaş durumunu yerleşimcileri silahlandırmak için kullanması. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, yerleşimcilerin silahlandırılmasını üstlenerek yaklaşık 7 bin parça silahı Batı Şeria’daki ve işgal devletinin dahi kendi kanunlarına göre yasa dışı bina olarak kabul ettiği yerleşke birimlerine dağıttı. Yerleşimciler için mühimmat depoları açılmasının yanı sıra silahlar arasında yaklaşık 140 adet Mag Makineli Tüfek gibi ağır silah türleri de bulunuyordu. Belki de bu durum yerleşimcilerin Filistin köylerine yaptıkları saldırılar sırasında kurşunla yaralanan Filistinlilerin olma nedenini açıklıyordur. Yerleşimcilerin kullanımına tahsis edilmiş bu silahlar saldırıları daha da arttıracak ve Filistinlileri kendilerini yalnızca taşlarla nefsi müdafa yapabildikleri silahlı milisli gruplarla karşı karşıya bulacaklardır.
  • Sivil İdare[**] görevlilerinin savaşı ve yerleşimci yönetiminin varlığını kullanarak müsadere işlemlerini ve yerleşke birimi inşası projelerini hızlandırması. Savaşa rağmen projelerde ilerleme kaydetme nedenleri savaşın sonsuza kadar devam etmeyeceğini ve hükümetin de er ya da geç değişeceğini bilerek ellerindeki bu fırsatı daha fazla hedefi gerçekleştirmek için kullanmaktır.

Bir Adım İleri Gitmek:

Yerleşimcilerin bir yerleşimcinin ortadan kaybolması üzerine El Muğir Köyü’ne saldırmaları yeni ve oldukça tehlikeli bir aşamada olduklarını göstermektedir. Bu değişimi birkaç maddede İnceleyebiliriz:

  1. Yalnızca El Muğir Köyü’ne saldıran yaklaşık 1500[vii] kişinin olması.
  2. Saldırının birkaç gün boyunca aşamalar halinde devam etmesi.
  3. Saldırının Planlanması ve Düzenlenmesi. Köy sakinleri yerleşimcilerin köye birkaç aşamada saldırdıklarını ve önce liderlerinden rehberlik ve talimat aldıklarını ardından hedef alınacak ev ve sokakları, öldürecekleri aileleri belirlediklerine tanıklık etmişlerdir.
  4. Batı Şeria’nın farklı noktalarındaki köyler ve yolların yanı sıra özellikle Nablus’un güneyi ve Ramallah’ın kuzey köylerine kadar saldırı pergelinin genişlemesi.
  5. Filistinlilerin can ve mal kayıpları[viii]. Doma ve Kasra Köyü’ne yapılan saldırıda ve Ömer Hamid isimli gencin şehit düştüğü Betin Köyü’nde yaşanan kayıpların yanı sıra El Muğir Köyü’nde Cihad Ebu Alya isimli genç şehit düştü, beşinin derin yaralandığı 45 kişi gerçek mermiyle yaralandı. 16 ev, 60 araç, 15 adet koyun ahırı yakıldı ve yaklaşık 30 koyunun kafası kesildi, 150 koyun ise çalındı.

Bu adım Batı Şeria’daki yerleşimci – sömürgeci projenin gelişimine dair bazı işaretler taşımaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Yerleşimcilerin yer değiştirmesi işgal hükümetinin güttüğü yerinden etme projesinin bir adımıdır. Bu saldırı her ne kadar bir yerleşimcinin ortadan kaybolmasına yönelik intikam almak için verilen bir tepki olarak görünse de Filistinlileri yerinden etmeyi ve bir Filistin devleti kurulmasını engellemeyi hedefleyen Siyonist projelerle tam bir uyum içerisindedir. Bunu, bir devleti var edecek coğrafik ve demografik bağların oluşmasını engelleyerek yapmaktadır. Hatta kendilerine “Tepe Oğlanları” adını veren bir grup yerleşimci, yerleşkelerini ve çevre köylere yaptıkları saldırıları arttırmanın ardındaki gerçek hedefi saklamak zahmetine girmediler. Hedeflerinin Filistin bölgeleri arasında demografik ve coğrafik bir bağlantı olmasını engelleyerek[ix] bir devlet kurulmasının önüne geçmek ve oluşacak bu bağı yerleşkeler arasında oluşturarak Batı Şeria’ya katmak olduğunu açıkça ilan ettiler. Havara Köyü’nün kundaklanmasının öncüsü olan radikal yerleşimci İlyeşa Yirid bu niyetlerinden açıkça bahsetmişti. Yirid, Ramallah’ın doğusunda Burka ve Mahmas köylerinin ortasında inşa edilmiş Ramor Mağrun isimli yerleşkede yaşamaktadır. Bir grup yerleşimci Ramot Mağrun yerleşkesinin karşısına “Sedih Yontan” isimli başka bir yerleşke kurmak için girişimlerde bulundular ve hedeflerinin Deyr Dabun ve Mahmas Köyü arasındaki bağı kesmek olduğunu açıkladılar.
  • Yerleşimci saldırılarının yoğunluk gösterdiği bölgelere yani Ramallah’ın kuzey köyleri ve Nablus’un kuzeyine odaklandığımızda bu bölgenin Batı Şeria’nın güneyini kuzeyi ile ve diğer bir yönden Ağvar bölgesiyle bağladığını görüyoruz. Bu bölgede sağlayacakları kontrol ile bölgeyi Filistinlilerden boşaltmayı ve Batı Şeria’nın kuzeyini güneyinden, El Ğur Köyü’nü de Batı Şeria’dan koparmayı hedeflemektedirler. Yerleşimciler bu bölgedeki çok sayıda bedevi topluluğu yerinden etmeyi başarmış; bugün de bölgede kalan bedevileri başka yerlere sürme girişimlerine devam etmekteler. Genellikle bedeviler çadırlarını Oslo’da C Bölgesi olarak sınıflandırılmış yere kurmaktadırlar çünkü bölge doğası itibariyle hayvanların otlaması için gerekli otlakların bulunduğu yerdir. Bu da yerleşimcilerin yoğunlukla Filistin köylerine saldırmadaki hedeflerinden birinin öncelikle C bölgesini boşalttırmak ve ardından diğer birçok köyün de içinde bulunduğu B bölgesi üzerinde yerinden etme planlarına başlamak olduğunu göstermektedir.
  • Artan saldırılar, İsrail Savunma Bakanlığı’nın ikinci bakanı ve sivil yönetimdeki gelişmelerden sorumlu olarak Smotrich’in yönetiminde işleyen Sivil İdare’nin Batı Şeria’da evleri müsadere etme adımlarında hızlıca ilerlediği sırada gerçekleşmiştir. Müsadere işlemleri özellikle Ramallah, Nablus ve Ağvar ilçeleri arasında yoğunlaşmıştır. 20 Mart tarihinde Sivil İdare Akraba Köyü’ne ait 8160[x] dönüm araziyi müsadere edip devletin zimmetine geçirdiğini duyurmuştur. Bu alan El Ğur bölgesinde köyün doğu kısmında bulunmaktadır. Araziye el koyma işlemi arazinin kapalı askeri arazisi olduğu gerekçesiyle gerçekleşmiş ve dolayısıyla Ağvar bölgesinde gözden ırak kalmış Musaffah ve Yafit yerleşim birimlerine bağlanacak yeni yerleşke inşalarının önü açılmıştır.
  • Bu saldırılar daha şiddetli diğer saldırıların habercisi olabilir. Nitekim yerleşimciler savaş boyunca Facebook üzerinde farklı sayfalar açarak köylerin fotoğraflarını paylaşarak o köyde yaşayanları vakit çok geç olmadan Ürdün’e[xi] göç etmelerini söyleyen paylaşımlarda bulundular. Bu paylaşımlar sonrasında beklenmedik türden bir saldırı yaşanmadı ancak Filistin köylerine bu günlerde yapılan saldırılara ne yerel ne de uluslararası bir tepki gelmediği için bugün gördüğümüz saldırılar yerleşimcilerin bu tehditlerini daha da büyüterek uygulamaya koyacakları saldırıların ilk örnekleri haline gelebilir.

Sonuç:

Yerleşimcilerin sürekli ve şiddetli saldırıları Siyonizm projesine dair bir sonraki aşamanın da nasıl olacağını gösteren birçok işaret barındırmaktadır. Bir traftan bu şiddetli saldırılar Filistin topraklarının hepsini ele geçirmek ve Filistinlileri yerlerinden etmek üzerine kurulu Siyonizm hedefi ve bir Siyonizm ilkesi olan “Gönüllü göç” fikri üzerine kurulu “Daha fazla toprak, daha az Arap” ilkesiyle de kol kola yürümektedir. Her ne kadar ardı sıra yönetime geçmiş iktidar partileri bu ilkeyi açıkça benimsediklerini belirtmemiş olsalar da İsrailli bir grup politikacı ve komutan bu fikri Batı Şeria’nın geleceğine ilişkin çalışma planı olarak öne sürmüşlerdir. Bu isimlerin sonuncusu ve bu fikri “Karar Planı” olarak kamuoyuna sunan Smotrich’di. Şartlar ne olursa olsun özellikle konu Filistinlileri yerinden etme konusu oldu mu bu konuya dair yönetimin hedeflerini açıkça belirtmesine lüzum yoktur çünkü zaten sahadaki uygulamalar İsrail’in takip ettiği politikaları göstermesi açısından tek başına yeterlidir.

İşgal kuvvetleri korumasında ilerleyen bir dizi yerleşimci sömürge politikasının eşlik ettiği yerleşimci saldırısı daha önce de belirttiğimiz üzere bir grup bedevi topluluğun yerinden edilmesine neden olmuştur. Şimdiki aşamada ise Filistin köylerinin tamamının yerinden edilmesinin planlandığı görülmektedir.

Bir diğer açıdan şimdiki aşama bir sonraki aşamanın da nasıl olacağına dair izleri taşımaktadır. Yerleşimcilerin saldırılarının boyut ve nitelik açısından büyüyeceği ihtimaller dahilindeyken yerleşimcilerin bedel ödeme ya da intikam alma gibi nedenlerle herhangi bir köyde soykırım gerçekleştirme ihtimalleri de hiç az değildir. Dolayısıyla mevcut saldırı daha sonra olabileceklerin bir provasından ya da denemesinden başka bir şey değildir. Nitekim bu saldırılar, Siyonizm projesinin planlarını hayata geçirmek için kullandığı bir araçtır. Proje adım adım ilerlemekte; Batı Şeria’nın geleceğinin, hali hazırda niyetlerini hiç de gizleme niyetinde olmayan Filistinlileri yerinden etme ve Batı Şeria’yı kendi yönetimlerine katmayı hedefleyen yerleşimcilerin elinde çizildiği söylenebilir.

[*] Yabous Danışmanlık ve Stratejik Araştırmalar Vakfı Araştırmacısı, Ramallah

[**] Batı Şeria’da faaliyet gösteren, 1967’de işgal edilen topraklardaki bürokratik işleri üstlenmek amacıyla kurulan bir İsrail yönetim organıdır.

[i] https://aawsat.com/%D8%A7%D9%84%D8%B9%D8%A7%D9%84%D9%85-%D8%A7%D9%84%D8%B9%D8%B1%D8%A8%D9%8A/%D8%A7%D9%84%D9%85%D8%B4%D8%B1%D9%82-%D8%A7%D9%84%D8%B9%D8%B1%D8%A8%D9%8A/4962541-%D9%82%D8%AA%D9%8A%D9%84-%D9%88%D8%AC%D8%B1%D8%AD%D9%89-%D9%81%D9%8A-%D8%B5%D8%AF%D8%A7%D9%85%D8%A7%D8%AA-%D8%A8%D8%A7%D9%84%D8%B6%D9%81%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D8%BA%D8%B1%D8%A8%D9%8A%D8%A9-%D8%A5%D8%AB%D8%B1-%D8%A7%D8%AE%D8%AA%D9%81%D8%A7%D8%A1-%D9%85%D8%B3%D8%AA%D9%88%D8%B7%D9%86-%D8%A5%D8%B3%D8%B1%D8%A7%D8%A6%D9%8A%D9%84%D9%8A

[ii] https://www.palestine-studies.org/sites/default/files/mdf-articles/11329.pdfhttps://www.aljazeera.net/news/2014/10/20/%D8%AC%D9%85%D8%A7%D8%B9%D8%A7%D8%AA-%D8%AA%D8%AF%D9%81%D9%8A%D8%B9-%D8%A7%D9%84%D8%AB%D9%85%D9%86-%D8%B3%D9%8A%D9%81-%D8%A7%D9%84%D8%A7%D8%B3%D8%AA%D9%8A%D8%B7%D8%A7%D9%86

[iii] https://felesteen.news/post/140504/9-%D8%B3%D9%86%D9%88%D8%A7%D8%AA-%D8%B9%D9%84%D9%89-%D8%AC%D8%B1%D9%8A%D9%85%D8%A9-%D8%AD%D8%B1%D9%82-%D8%A7%D9%84%D9%81%D8%AA%D9%89-%D8%A7%D9%84%D9%85%D9%82%D8%AF%D8%B3%D9%8A-%D9%85%D8%AD%D9%85%D8%AF-%D8%A3%D8%A8%D9%88-%D8%AE%D8%B6%D9%8A%D8%B1-%D8%AD%D9%8A%D8%A7https://www.maannews.net/news/2073103.html

[iv] https://cwrc.ps/file/attachs/1066

[v]  https://www.cwrc.ps/file/attachs/1863.pdf

[vi] https://khabar24.net/tkryr-tsaaad-graym-mnthmat-almstotnyn-alarhaby-lthgyr-almoatnyn-fy-aldf-khlal-alhrb-aal-ktaaa-ghz

[vii] https://www.aljazeera.net/politics/2024/4/13/%D8%A8%D8%A3%D8%B3%D9%84%D9%88%D8%A8-%D9%85%D8%AF%D8%A8%D8%B1-%D9%88%D8%B9%D9%86%D9%8A%D9%81-%D8%A7%D9%84%D9%85%D8%B3%D8%AA%D9%88%D8%B7%D9%86%D9%88%D9%86

[viii] https://wafa.ps/Pages/Details/93545https://www.alhadath.ps/article/177671/%D9%85%D8%AD%D8%AF%D8%AB-%D8%B4%D9%87%D9%8A%D8%AF-%D8%A8%D8%B1%D8%B5%D8%A7%D8%B5-%D9%85%D8%B3%D8%AA%D8%B9%D9%85%D8%B1%D9%8A%D9%86-%D9%81%D9%8A-%D8%A8%D9%8A%D8%AA%D9%8A%D9%86-%D8%B4%D8%B1%D9%82-%D8%B1%D8%A7%D9%85-%D8%A7%D9%84%D9%84%D9%87

[ix] https://www.palestine-studies.org/ar/node/1654268

[x] https://www.keremnavot.org/post/%D7%94%D7%A8%D7%99-%D7%90%D7%A0%D7%95-%D7%9E%D7%9B%D7%A8%D7%99%D7%96%D7%99%D7%9D-%D7%91%D7%96%D7%90%D7%AA

[xi] https://www.alaraby.com/news/%D9%82%D8%A8%D9%84-%D9%81%D9%88%D8%A7%D8%AA-%D8%A7%D9%84%D8%A3%D9%88%D8%A7%D9%86%D8%AD%D9%85%D9%84%D8%A9-%D8%A5%D8%B3%D8%B1%D8%A7%D8%A6%D9%8A%D9%84%D9%8A%D8%A9-%D8%AA%D9%87%D8%AF%D8%AF-%D8%A3%D9%87%D8%A7%D9%84%D9%8A-%D8%A7%D9%84%D8%B6%D9%81%D8%A9-%D8%A8%D8%A7%D9%84%D8%AA%D9%87%D8%AC%D9%8A%D8%B1-%D8%A5%D9%84%D9%89-%D8%A7%D9%84%D8%A3%D8%B1%D8%AF%D9%86

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu