Yerleşimciler ve İşgal Ordusunun İşlediği İnsan Hakları İhlalleri (Ocak – Şubat 2025)

Saide Zaarir
Bu rapor, işgal ordusunun 18 Mart’ta Gazze Şeridi’ne karşı soykırım savaşına yeniden başlamasından önce hazırlanmıştır.
Ocak ayında Gazze’de ateşkes yürürlüğe girdi. Üç aşamada uygulanması planlanan bu anlaşma, esir değişimlerini, Filistinli mültecilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönmesini ve İsrail güçlerinin Gazze Vadisi’nden çekilmesini içeriyordu. Ancak ateşkesin yürürlüğe girmesinden birkaç gün sonra, İsrail işgal güçleri Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı’nda bir askeri operasyon başlattı. Ardından, aynı operasyon Tulkarem ve Nur Şems mülteci kamplarında da gerçekleştirildi.
Aşağıdaki özet, İsrail işgal güçleri ve yerleşimcilerinin Filistinli sivillere ve topraklarına yönelik Ocak ve Şubat 2025 aylarında gerçekleştirdiği başlıca saldırıları gözler önüne sermektedir. Bu rapor, bilgilerini Filistin Kurtuluş Örgütü Müzakere İşleri Dairesi’ne bağlı Filistin Gözetim Grubu raporlarından, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Duvar ve Yerleşim Direniş Kurumu, İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki Kolonyal Faaliyetleri İzleme Kurulu (POICA) ve “Peace Now” (Şimdi Barış) örgütünün raporlarından almaktadır.
Gazze Şeridi’nde Soykırım Savaşı
19 Ocak’ta, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşması yürürlüğe girdi. Bu, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne karşı yürüttüğü savaşın 470. gününde gerçekleşti. Saldırılar sonucunda hastanelere ulaşan Filistinli şehit sayısı 47.348 oldu; 111.761 kişi yaralandı. Ayrıca, enkaz altında kalan 14.222 şehit kayıp durumda, 2.840 kişiye ise hiçbir şekilde ulaşılamadı. Filistin Sivil Savunma Birimi’ne göre, bu kişilerin cenazeleri İsrail’in yüksek ısı üreten silahlar kullanması nedeniyle tamamen yandı.
Şehitler arasında 12.316 kadın, 17.861 çocuk bulunuyor. Bu çocuklardan 214’ü savaş sırasında doğup şehit oldu, 808’i bir yaşından küçüktü. Ayrıca, 44 çocuk yetersiz beslenme ve açlık nedeniyle, 13 çocuk ise yerinden edilmişlerin yaşadığı kamplardaki aşırı soğuk nedeniyle hayatını kaybetti.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail işgali 2.092 Filistinli aileyi tamamen yok ederek tüm bireyleriyle birlikte 5.967 kişiyi katletti. Ayrıca, 4.889 Filistinli aileden geriye yalnızca bir kişi sağ kaldı ve bu ailelerin toplamda 8.980 üyesi şehit oldu.
Şehitlere dair daha ayrıntılı verilere göre, hayatını kaybedenler arasında 1.155 sağlık çalışanı, 99 sivil savunma görevlisi, 377 insani yardım çalışanı, 205 gazeteci ve 736 insani yardım güvenlik personeli bulunuyor. Bunun yanı sıra, 12.800 öğrenci, 760 öğretmen ve eğitim çalışanı ile 150 bilim insanı ve akademisyen de saldırılarda hayatını kaybetti.
Tahminlere göre, Gazze Şeridi nüfusunun yüzde 20’si kalıcı engellerle yaşamaya mahkûm oldu. Yaklaşık 4.500 ampütasyon ameliyatı gerçekleştirildi ve bu ameliyatların yüzde 18’i çocuklara uygulandı.
Savaşın neden olduğu maddi kayıplar da büyük bir yıkıma yol açtı. Gazze’deki yıkım oranı yüzde 88’e ulaşırken, 450 bin konut hasar gördü. Eğitim altyapısında da büyük kayıplar yaşandı; 1.661 eğitim kurumu zarar gördü ve bu, Gazze’deki eğitim binalarının yüzde 95’ine tekabül ediyor. Sağlık sektöründe de büyük yıkım yaşandı; 34 hastane, 80 sağlık merkezi ve 212 sağlık tesisi hizmet dışı kaldı. Ayrıca, 191 ambulans aracı imha edildi. Kamu binaları da hedef alınarak 216 hükümet binası ve tesisi tamamen yok edilirken, 60’ı ağır hasar aldı.
Gazze’nin kuzeyinde su, elektrik ve kanalizasyon altyapısının %70’inden fazlası zarar gördü, bu da su teminini ciddi şekilde kısıtladı ve kişi başına günlük su miktarını sadece üç litreye düşürdü. Gazze kentinde ise, kuzey ve batı mahallelerini besleyen tek su arıtma tesisi %90 oranında hasar aldı.
Sanayi sektöründe büyük kayıplar yaşandı; toplamda 3.725 sanayi tesisi zarar gördü ve bunlardan 2.000’i tamamen yıkıldı. Ticari alanda ise, toplam 23.000 işletme hasar aldı, bunların 12.583’ü tamamen yok edildi. Turizm ve tarihi miras sektörü de büyük ölçüde zarar gördü; 229 turistik tesis tahrip edildi ve bunların 111’i tamamen yıkıldı. Ayrıca, 291 tarihi alan hasar gördü.
İsrail’in saldırıları sonucunda 1.129 cami tamamen yıkıldı, üç kilise zarar gördü ve bunlardan biri tamamen yerle bir edildi. Ayrıca, işgal güçleri 19 mezarlığı tahrip ederek buralardan yüzlerce cenazeyi çaldı. Bunun yanı sıra, 1.062 sivil toplum kuruluşu, spor ve kültürel tesis de saldırılarda zarar gördü.
Savaşın Gazze’de bıraktığı enkaz miktarı, 1 Aralık 2024 itibarıyla 50.773.496 tona ulaştı; bu, 2008 yılından bu yana Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarının bıraktığı toplam enkaz miktarının 17 katına denk geliyor.
Raporun kapsadığı dönemde, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının ilk aşaması başlatıldı ve esir takası anlaşması yapıldı. Anlaşma, 27 Şubat’ta sona erdi ve bu süreçte 25 İsrailli esir ve 4 esirin cesedi karşılığında 1.135 Filistinli esir serbest bırakıldı. Ayrıca, Filistin direnişi 5 Taylandlı esiri de serbest bıraktı.
Ateşkesin 19 Ocak’ta yürürlüğe girmesinden 25 Şubat’a kadar geçen sürede, 722 ceset enkazdan çıkarıldı; bu alanlar daha önce İsrail saldırıları nedeniyle erişilemez durumdaydı. Ancak, 17 ile 25 Şubat arasında İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu 18 Filistinli şehit oldu.
Batı Şeria ve Kudüs’te İşgal Güçlerinin İhlallerine Dair Temel İstatistikler
Şehitler ve Yaralılar
Bu ay içinde 94 Filistinli şehit oldu. Bunların arasında 16 çocuk, 3 esir ve 3 kadın bulunuyordu. Şehitlerin en fazla olduğu bölge 42 şehit ile Cenin oldu. Bunu, 18 şehit ile Tubas ve 14 şehit ile Tulkarim takip etti. Şehitlerin 39’u İsrail ordusu tarafından suikastla öldürüldü, 21’i ise Filistin şehir ve köylerine yönelik baskınlar sırasında hayatını kaybetti. Ayrıca, en az 356 Filistinli yaralandı, bunların arasında 66 çocuk, 8 kadın ve bir gazeteci yer aldı.
Gözaltılar ve Baskınlar
İsrail güçleri, Batı Şeria ve Kudüs’te 1.823 Filistinliyi gözaltına aldı. Bunların arasında 64 çocuk, 9 kadın, 5 üniversite öğrencisi ve özel gereksinimli bireyler bulunuyordu. Gözaltıların en yoğun yaşandığı bölge 377 gözaltı ile el-Halil oldu. Bunu, 225 gözaltı ile Nablus, ardından 210’ar gözaltı ile Ramallah ve Tulkarim, 193 gözaltı ile Cenin ve 150 gözaltı ile Kudüs takip etti. Geriye kalan gözaltılar ise Tulkarim, Kalkilya, Tubas, Salfit, Beytüllahim ve Eriha’da gerçekleşti.
İsrail Cezaevi İdaresi’nin Şubat ayına kadar olan verilerine göre, İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin sayısı 9.846’ya ulaştı. Bunların 3.369’u hiçbir yargılama olmadan “idari tutukluluk” altında tutuluyor. Bu rakamlar, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’den esir alınan Filistinlileri içermemektedir.
İsrail ordusu, Batı Şeria ve Kudüs’ün farklı bölgelerinde Filistin yerleşim alanlarına 2.766 baskın düzenledi. Bu baskınların en yoğun olduğu şehir 477 baskın ile Nablus, ardından 462 baskın ile Ramallah oldu. Diğer baskınlar ise Kudüs, Cenin, Tubas, Tulkarim, Kalkilya, Salfit, Eriha, Beytüllahim ve el-Halil’de gerçekleştirildi.
21 Ocak’ta İsrail ordusu Cenin’de geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. Operasyon, kara birliklerinin yanı sıra helikopterlerden açılan ateş ve hava saldırılarını içeriyordu. Daha sonra Tulkarim ve Nur Şems mülteci kamplarını da kapsayacak şekilde genişledi. Bu operasyon, Şubat ayının sonlarına doğru altıncı haftasına girerek Batı Şeria’daki son yirmi yılın en uzun askeri operasyonu haline geldi. Bu saldırılar nedeniyle, on binlerce Filistinli Cenin, Tulkarim ve Nur Şems mülteci kamplarından zorla göç ettirildi. 18 Şubat’ta İsrail güçleri, Tulkarim ve Nur Şems mülteci kamplarında yaşayan 41 ailenin evlerini boşaltmasını emretti ve bu evlerin yıkılacağını bildirdi. Mevcut raporlar, üç mülteci kampındaki yıkımların devam ettiğini, ancak kaç evin yok edildiğine dair kesin bir istatistiğin henüz belirlenmediğini gösteriyor. Operasyon sonucunda, su ve kanalizasyon şebekeleri, telekomünikasyon altyapısı ve yollar ağır hasar aldı, bölgedeki altyapı büyük ölçüde tahrip edildi.
Filistinlilere Ait Gayrimenkullere Yönelik Yıkımlar
Ocak ayında İsrail işgal güçleri Kudüs ve Batı Şeria’da Filistinlilere ait 78 evi yıktı ve buna ek olarak 38 ticari tesisi de yıkarak tahrip etti. Bu yapılar arasında koyun ağılları, tarım odaları ve diğer ticari tesisler bulunuyordu. Şubat ayında yıkımlar artarak 114 ev ve 42 ticari tesisin yıkılmasıyla devam etti. Yıkımların büyük bir kısmı 73 ev ve tesisin yok edildiği Cenin’de yoğunlaşırken, bunu 61 ev ve tesisin yıkıldığı el-Halil, ardından 30 ev ve tesisin yıkıldığı Tulkarim takip etti.
Aralık ve Ocak aylarını kapsayan son istatistiklere göre, Cenin Mülteci Kampı’na yönelik askeri operasyonlar geniş çaplı bir yıkıma neden oldu. Kamp içinde yaklaşık 180 ev hasar aldı, bunların arasında yaklaşık 50 ev Filistin yönetiminin gerçekleştirdiği operasyon sırasında zarar gördü.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) verilerine göre, Cenin, Tulkarim ve Nur Şems mülteci kamplarının büyük bir kısmı boşaltıldı ve bu bölgeler hayalet şehirlere dönüştü. Ocak ayının sonunda, Batı Şeria’da zorla yerinden edilmeye maruz kalan ikinci en büyük bölge Cenin oldu ve 1.500 Filistinli göç etmek zorunda bırakıldı. Tulkarim ise 2.050 Filistinlinin yerinden edilmesiyle en yüksek zorla göçe maruz kalan bölge oldu. Genel olarak, Batı Şeria’da 3.600 Filistinli, aralarında 1.400 çocuk da olmak üzere evlerinden zorla çıkarıldı. Bu kişilerin %42’si kendilerine ait evlerin yıkımı nedeniyle göç etmek zorunda kaldı. Ancak bu veriler Şubat ayındaki göçleri kapsamamaktadır.
Ocak ayının ortasında İsrail mahkemesi, Kudüs’ün güneyindeki Silvan’da bulunan Baten el-Hawa Mahallesi’nde beş Filistinli ailenin evlerini altı ay içinde boşaltmalarına hükmetti. Bu karar, 27 aileden oluşan 131 kişiyi, büyük çoğunluğu çocuk olan bireyleri yerinden edecek. Yaklaşık 700 Filistinlinin yaşadığı Baten el-Hawa Mahallesi, İsrail’in ırkçı yasalar temelinde dayattığı zorunlu göç tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor. İsrail yasalarına göre, Yahudi yerleşimciler 1948 savaşında kaybettikleri mülkleri geri alabiliyor. Ancak, aynı savaşta evlerinden zorla çıkarılan Filistinlilere mülklerini geri alma hakkı tanınmıyor.
Ayrıca, İsrail makamları 1967’den bu yana Doğu Kudüs’teki toprakların üçte birine el koyarak, yaklaşık 20 bin dönüm araziyi Yahudi yerleşimciler için 55 bin yeni konut inşa etmek amacıyla tahsis etti.
8 Ocak’ta işgal güçleri, Celazun Mülteci Kampı’nın girişinde inşaat halindeki bir evi işgal ederek burayı askeri bir noktaya dönüştürdü.
Topraklara El Koyma ve Arazi Tahribatı
İsrail işgal makamları, Ocak ayında 284.788 dönüm Filistin toprağına el koydu. Bu el koymalar dört istimlak emriyle gerçekleştirildi. İlk emir, Kudüs’ün kuzeyinde bulunan Ceba, Kafr Akab, Mikhmas ve Kalandiya köylerinden 257.594 dönüm araziye el konulmasını öngörüyordu ve bu kararın gerekçesi olarak 45 numaralı karayolunun genişletilmesi gösterildi. İkinci emir ise öncekine ilaveten bölgedeki 4.694 dönüm araziye el konulmasını içeriyordu. 20 Ocak’ta İsrail yetkilileri, Zayim kontrol noktası çevresinde Filistinlilere ait 15 dönüm araziyi ve Husan köyünden 7.5 dönüm araziyi gasp eden yeni bir karar aldı.
Şubat ayında işgal güçleri 13.206 dönüm Filistin toprağına el koyarak dokuz askeri emir yayınladı. Bunlardan üçü kamulaştırma, altısı ise Yahudi kolonyal yerleşimcilerin hayvancılık faaliyetleri için arazi tahsisi amacıyla çıkarıldı. 18 Şubat 2025’te İsrail yetkilileri, Nablus’un Saviye köyünde 662 metrekarelik bir alanı Yahudi yerleşim alanlarına giden bir yol açma gerekçesiyle kamulaştırdı. Bu yol, Rahalim yerleşim birimini ana yola bağlayacak. Aynı tarihte, Nakurah, Deyr Şeref ve Sebastia köylerinde 405 metrekarelik alanın kamulaştırılmasına karar verildi. Bu alan, Şavi Şomron yerleşim birimini ana yola bağlamak amacıyla kullanılacak.
27 Şubat 2025’te işgal güçleri, Tubas vilayetindeki Tammun kasabasında 5 dönüm 218 metrekarelik alanı kamulaştırdı. Amaç, Bekaaot yerleşim birimini ana yola bağlayan yeni bir yol inşa etmek.
10 Şubat 2025’te İsrail Sivil Yönetimi ilk kez altı askeri emir yayınlayarak 16.200 dönüm Filistin toprağını Yahudi yerleşimcilerin hayvancılık faaliyetlerine tahsis etti. Bu emirler, Filistinli çobanların bu alanları kullanmasını ve buralara girmesini yasakladı. Bu karar kapsamında, Salfit’teki Deyr Balut ve El-Lubban el-Garbî köylerinde 2.600 dönüm, Ramallah’taki Kafr Malik’te 1.505 dönüm, Deyr Cerir’de 4.900 dönüm, Eriha’da 426 dönüm ve Tubas’ta 8.700 dönüm arazi işgalci yerleşimciler için tahsis edildi.
Bu tahsis kararları, İsrail hükümetinin 70 yasadışı tarım ve hayvancılık yerleşimini yasallaştırma planının bir parçası olarak uygulanıyor. 2024 yılı sonu itibarıyla Batı Şeria’daki yasadışı tarım ve hayvancılık yerleşim kolonisi sayısı 137’ye ulaştı ve Filistinlilerin 489 bin dönümlük arazilerine erişimini engelledi.
İsrail, 1967’den bu yana Filistin topraklarından 680 bin dönüm araziyi kamulaştırdı ve bu süreçte arazi sahiplerine herhangi bir itiraz hakkı tanımadı.
Ayrıca, İsrail işgal güçleri Batı Şeria’nın çeşitli vilayetlerinde onlarca dönümlük araziyi tahrip etti. Özellikle Cenin, Tulkarim ve Nur Şems mülteci kamplarında geniş çaplı altyapı yıkımları gerçekleştirdi.
Bu raporun kapsadığı dönemde, işgal güçleri ve yerleşimciler, el-Halil, Salfit, Beytüllahim, Ramallah, Nablus, Cenin ve Kudüs’te toplam 1.611 ağacı sökerek yok etti.
Yerleşimci Saldırıları
Ocak ayında Batı Şeria’daki Filistin köyleri ve topluluklarına yönelik yerleşimci saldırılarında artış yaşandı. Bu saldırılar sonucunda Filistinli sivillere, mülklerine ve kutsal mekânlarına yönelik 236 saldırı kaydedildi. Şubat ayında ise kolonyal yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen saldırıların sayısı 152’ye ulaştı. Bu saldırılar arasında tarım arazilerine zorla girerek ekim yapma yoluyla topraklara el koyma, Filistinlilere ait mahsulleri ve ağaçları tahrip etme, Filistin köylerine ve kasabalarına yönelik organize saldırılar düzenleme, evlere ateş açma, araçları ateşe verme ve Filistinlilere ait mülkleri çalma ve gasp etme gibi eylemler yer aldı.
Kolonyal Yerleşim Faaliyetleri
Ocak ayında İsrail işgal makamları, Batı Şeria ve Kudüs’teki kolonyal yerleşimlerin genişletilmesine yönelik 31 imar planını inceledi. Bu planlar, Batı Şeria’da 9.881 dönüm arazi üzerine 943 yeni konut birimi, Kudüs’te ise 441 dönüm arazi üzerine 3.512 yeni konut birimi inşa edilmesini içeriyordu.
Şubat ayında ise İsrail makamları 27 yeni imar planı sundu. Bunlardan 22’si Batı Şeria’daki yerleşimlerin genişletilmesine yönelik olup, yarısı onaylanırken diğer yarısı askıya alındı. Kudüs için ise 5 imar planı hazırlandı ve bunlardan 3’ü İsrail makamları tarafından onaylandı. Bu planlar kapsamında Batı Şeria’da 3.196,6 dönüm arazi üzerine 1.278 yeni konut birimi, Kudüs’te ise 49,88 dönüm arazi üzerine 1.406 yeni konut birimi inşa edilmesi öngörülüyor.
Bu planlar, İsrail’in el- Halil şehrindeki Tarqumiyah kasabası toprakları üzerine inşa edilen “Telem” yerleşimini genişletmeyi ve buraya 144 dönüm arazi üzerinde 196 yeni konut birimi içeren yeni bir yerleşim mahallesi eklemeyi planladığını gösteriyor. Ayrıca, Eriha’daki Nebi Musa köyüne ait 1.923 dönüm arazinin, Kalia yerleşiminin genişletilmesi için tahsis edilmesi planlanıyor. Kudüs belediye sınırları içinde ise Kobaniyet Um Harun bölgesinde 17 dönüm arazi üzerine 316 yeni konut birimi içeren bir yerleşim mahallesi inşa edilmesi öngörülüyor.
Ocak ayının son üçte birlik diliminde, İsrail işgal makamları Halamish, Metsad ve Badoel adlı üç yerleşimde 682 yeni konut birimi inşa etmeyi amaçlayan bir proje sundu. Bu konut birimlerinin büyük çoğunluğu, 1997’den bu yana Ramallah ve El-Bireh vilayetleri topraklarında inşa edilen Halamish yerleşiminde yoğunlaştı ve burada 531 yeni konut birimi planlandı. Bu, mevcut 1.590 yerleşimciden oluşan nüfusun iki katına çıkması anlamına geliyor. Plan ayrıca el- Halil topraklarında bulunan Metsad yerleşiminde 126 yeni konut birimini ve Salfit’in batısında yer alan Badoel yerleşiminde 25 yeni konut birimini içeriyor.
22 Ocak’ta, İsrail’in Yüksek Planlama Konseyi, Nablus’un güneyindeki Kusra kasabası topraklarında inşa edilmiş olan Migdalim yerleşimine 184 yeni konut birimi eklenmesini öneren bir plan sundu. Bundan önce, Güney Kudüs topraklarında inşa edilen Beitar Illit yerleşiminde 372 yeni konut birimi inşa edilmesini öngören başka bir öneri de gündeme getirilmişti. 8 Ocak’ta, İsrail işgal makamları, 448 yeni konut biriminin inşasını öngören bir planı tartıştı. Bu konutlar Giv’at Binyamin yerleşiminde 356, Karnei Shomron yerleşiminde 68, Beitar Illit yerleşiminde 23 ve Kochav Yaakov yerleşiminde 1 tane olacak şekilde planlandı.
Şubat ayının başında, Yüksek Planlama Konseyi, Kochav Yaakov ve Be’er Yaakov adlı iki yerleşimde 655 yeni konut biriminin inşasını masaya yatırdı. 12 Şubat’ta, Beitar Illit, Adora ve Hananit adlı üç yerleşimde toplam 1.124 yeni konut biriminin inşasını öngören bir plan sunuldu. Bu planlar kapsamında, Adora yerleşiminin doğusunda, Ekim 2023’te yerleşimci şiddeti nedeniyle sakinleri zorla göç ettirilen ve 55 kişilik nüfusu olan Khirbet al-Taybeh köyü yerine 287 yeni konut biriminin inşa edilmesi planlanıyor. Aynı plan çerçevesinde, Beitar Illit yerleşiminde 561 yeni konut birimi inşa edilerek, Beytüllahim’deki Wadi Fukin kasabası topraklarının daha fazla gasp edilmesi hedefleniyor. Buna ek olarak, Cenin’in batısında yer alan Hananit yerleşiminde 267 yeni konut birimi inşa edilmesi planlanıyor.
19 Şubat’ta, Yüksek Planlama Konseyi, üç yerleşimde toplam 894 yeni konut birimi inşa edilmesini içeren bir planı ele aldı. Bu yerleşimler Ramallah’ın kuzeybatısında bulunan Talmon, Ramallah’ın doğusunda bulunan Rimonim ve Güneybatı Kudüs’te bulunan Beitar Illit’tir. İsrail Sivil Yönetimi ayrıca Efrat yerleşiminde 974 yeni konut birimi inşa edilmesini içeren bir ihale yayınladı. Bu genişleme, kolonyal yerleşimin nüfusunu yaklaşık yüzde 40 oranında artıracak.
26 Şubat’ta, Yüksek Planlama Konseyi, dört yerleşimde toplam 1.170 yeni konut birimi inşa edilmesini içeren bir planı tartıştı. Bu yerleşimler Beytüllahim’de bulunan Giv’at yerleşimi, Nablus’un güneydoğusunda bulunan Itamar yerleşimi, Kalkilya’da bulunan Sha’arei Tikva yerleşimi ve Kudüs’ün kuzeybatısında bulunan Giv’at Ze’ev yerleşimidir. Özellikle Beytüllahim’de bulunan Giv’at yerleşiminde inşa edilmesi planlanan 756 yeni konut birimi, yerleşimin büyüklüğünü 20 kat artıracak.
Aralık 2024’ten bu yana, İsrail’in Yüksek Planlama Konseyi her hafta toplantılar düzenleyerek yüzlerce yeni konut biriminin inşasını görüşmeye başladı. Bu süreç, yerleşim projeleri için İsrail Savunma Bakanı’nın onay şartının kaldırılmasının ardından hız kazandı. Haftalık onay mekanizmasının başlatılmasından bu yana, yalnızca üç ay içinde toplam 7.458 yeni konut birimi planlandı. Tahminlere göre, eğer bu hız devam ederse, 2025 yılı sonuna kadar 20 bin yeni konut biriminin inşa edilmesi bekleniyor. Bu rakam, 2023 yılında onaylanan 12.349 konut birimi ve 2024 yılında onaylanan 9.884 konut birimiyle kıyaslandığında büyük bir artışa işaret ediyor.
Mevcut İsrail hükümetinin bu yeni politikası, Batı Şeria ve Kudüs’teki Filistin topraklarının kademeli olarak ilhak edilmesinin en önemli adımlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu uygulama, uluslararası hukukun açık bir ihlali olup, iki devletli çözümü zayıflatıyor ve bölgede daha fazla gerilim yaratıyor.
Ocak ayında, İsrail Sivil Yönetimi, Ramallah’ın doğusunda yer alan 1.107 dönümlük bir alanı Giv’at Binyamin yerleşiminin belediye sınırlarına dahil etme niyetini açıkladı. Bu alan, yasadışı bir yerleşim birimi olan Binyamin Adam ve Beriyet Hazma topluluğunu kapsıyor. Beriyet Hazma’daki Filistinli sakinler, Ekim 2023’te yerleşimci saldırıları nedeniyle zorla göç ettirilmişti. Peace Now (Şimdi Barış) örgütüne göre, bu genişletme planı, yasadışı yerleşim birimlerini meşrulaştırmayı amaçlıyor. Örgüt, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi ve topraklarına el konulmasının, mevcut İsrail hükümetinin yasa dışı ve ahlaka aykırı politikalarının bir parçası olduğunu belirtiyor.
Mevcut İsrail hükümetinin göreve gelmesinden bu yana, 24.759 dönümlük Filistin toprağı “devlet arazisi” ilan edildi. Bu miktar, Oslo Anlaşması’ndan bu yana devlet arazisi olarak ilan edilen tüm toprakların toplamına eşit.
2024 yılı, İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim projelerinin zirve yaptığı yıl oldu. Bu dönemde, İsrail makamları 59 yeni yasadışı yerleşim birimi kurdu, bunlardan 8’i ilk kez Oslo Anlaşması kapsamında “B Alanı” olarak belirlenen bölgelerde inşa edildi. Ayrıca, yerleşimciler için yüzlerce kilometre uzunluğunda yasa dışı yollar açıldı, 9.884 yeni konut birimi için onay verildi ve 24.258 dönümlük arazi “devlet arazisi” ilan edildi. Bu, Oslo Anlaşması’ndan bu yana devlet arazisi olarak ilan edilen toplam arazinin yarısına tekabül ediyor.
Peace Now örgütünün raporuna göre, İsrail makamları beş yeni yerleşim birimi inşa etme kararı aldı ve beş yasadışı yerleşim birimini mevcut yerleşimlere bağlı mahallelere dönüştürmek için çalışmalar yürütüyor. Ayrıca, İsrail hükümeti, yasadışı yerleşim birimlerine 75 milyon şekel finansman sağladı.
Ekim 2023’ten bu yana 1.420 yerleşimci saldırısı belgelendi ve bu saldırılar sonucunda 47 Filistinli topluluk zorla göç ettirildi. Aynı dönemde, Batı Şeria’da Filistinlilere ait 1.065 yapı, ruhsatsız olduğu gerekçesiyle İsrail güçleri tarafından yıkıldı. Buna ek olarak, 452 yapı askeri operasyonlar sırasında tahrip edildi. Kudüs’te ise, 215 ev ruhsatsız olduğu gerekçesiyle yıkıldı.