Yerleşimciler ve İşgal Ordusunun İşlediği İnsan Hakları İhlalleri (Nisan 2025)
Saide Zaarir

Nisan ayı boyunca İsrail Gazze’ye yönelik savaşı sürdürdü. 18 Mart’ta savaş yeniden başladıktan sonra tüm geçiş noktaları tamamen kapatıldı. Ayrıca 21 Ocak’tan bu yana Batı Şeria’nın kuzeyinde de işgal operasyonu devam etti.
Aşağıdaki özet, 2024 yılının Nisan ayında işgal ordusunun ve yerleşimcilerin Filistinli sivillere ve topraklarına karşı gerçekleştirdiği en belirgin saldırıları ortaya koyar. Bu rapor, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Müzakere Dairesine bağlı Filistin İzleme Grubu, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Duvar ve Yerleşime Direniş Heyeti, İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki Kolonyal Faaliyetleri İzleme Kurumu (POICA) ve Barış Şimdi (Peace Now) örgütünün raporlarına dayanmaktadır.
Gazze Şeridi’ne Yönelik Soykırım Savaşı
Bu ay boyunca işgal güçleri Gazze Şeridi’ne yönelik savaşını sürdürdü ve kara operasyonlarını genişletti. 2 Mart’tan itibaren tüm geçiş noktaları 60 gün boyunca kapalı kaldı. 7 Ekim 2023’ten Nisan ayının sonuna dek toplam 52.400 kişi şehit oldu, 118.014 kişi ise yaralandı. Bu rakamlara, 18 Mart’ta savaşın tekrar başlamasından ve kara, deniz ve hava bombardımanının Gazze Şeridi’nin her yerine, özellikle işgal ordusunca “güvenli bölge” ilan edilerek sivillerin göç etmesinin istendiği Han Yunus’taki Mavasi bölgesine kadar yayılmasından sonra yaşanan 2.308 şehit ve 5.973 yaralı da dahildir.
Şehitler arasında 18 bin çocuk bulunuyor. Bu çocuklardan 311’i savaş sırasında doğdu ve yine savaş sırasında yaşamını yitirdi. Ayrıca 50 çocuk yetersiz beslenme, 17 çocuk da aşırı soğuk nedeniyle hayatını kaybetti. İşgal güçleri, 12.400 kadını, 1.411 sağlık görevlisini, 113 sivil savunma personelini, 214 gazeteciyi, 754 polis ve yardım güvenlik görevlisini, 409 insani yardım çalışanını (291’i Birleşmiş Milletler personeli) öldürdü. Toplam 2.200 Filistinli aile tamamen yok edildi, 5.120 aile ise geriye yalnızca bir kişi kalacak şekilde yok edildi.
İşgal ordusu, Han Yunus’taki Kuveyt Sahra Hastanesi ile Gazze kentindeki Ed-Durre Çocuk Hastanesi’ne de çeşitli saldırılar düzenledi. Bunun sonucunda hastane çalışamaz hale geldi. Halen 22 hastane kısmi olarak hizmet veriyor; bunların 4’ü Gazze’nin kuzeyinde, 11’i Gazze kentinde, 3’ü Deyr el-Belah’ta, 4’ü de Han Yunus’ta bulunuyor. Refah’ta ise faaliyet gösteren hiçbir hastane kalmadı.
18 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’nin toplam alanının %70’i zorunlu tahliye emri altında bulunuyor. Bu emir, Gazze’nin sınır bölgeleri boyunca ve Gazze Vadisi boyunca yayılan, 20 Mart’tan bu yana İsrail güçlerinin bulunduğu ve Gazze Şeridi’nin toplam alanının %50’sini kapsayan erişim yasaklı bölgeleri de içeriyor. Zorunlu tahliye emirleri, tüm Gazze Şeridi’nde farklı ilçe ve bölgelere dağıtıldı. Refah’ın tamamı erişime yasaklı bölge ilan edilirken, Gazze’nin kuzeyinin %84’ü, Gazze kentinin %78’i, Han Yunus’un %51’i ve Deyr el-Belah’ın %41’i aynı statüye alındı. 18 Mart’tan Nisan ayının sonuna kadar olan sürede 423.000’den fazla Filistinlinin yerinden edildiği tahmin ediliyor.
Tahminlere göre geçici eğitim mekânlarının yaklaşık %55’i, yani 570 yerden 259’u faaliyetini durdurdu. Bu okullarda 140.000’den fazla çocuk eğitim görüyordu. Ateşkes döneminde yeniden açılan 90 devlet okulunda ise 90.000’den fazla çocuk eğitim alıyordu. Ayrıca 2025 yılının ilk çeyreğinde kurulan 171 geçici eğitim mekânından %30’una denk gelen 51’i yeniden kapatıldı. Bu durum, ateşkesin 42 gün sürdüğü dönemde kısa süreliğine devam eden eğitimin ardından ateşkesin ihlali ve bombardımanın yeniden başlamasıyla birlikte en az 17 aylık eğitim kaybına yol açtı. Savaş süresince 509 okul ve üniversite doğrudan bombalandı, 13 bin öğrenci yaşamını yitirdi. 785 bin öğrenci ise savaş nedeniyle eğitim hakkından mahrum kaldı. Ayrıca 800 öğretmen ve eğitim çalışanı da hayatını kaybetti.
Nisan ayının sonunda Gazze Şeridi’ne açılan tüm geçişlerin kapatılmasının üzerinden 60 gün geçmiş oldu. Bu da İsrail’in sivillere karşı uyguladığı açlık politikası kapsamında değerlendiriliyor. İşgal güçleri, 37.400 yardım ve yakıt kamyonunun Gazze’ye girişini engelledi, 29 aşevi ve 37 yardım ve gıda dağıtım merkezini hedef aldı. Bebek maması, besin takviyeleri ve her türlü insani yardımın girişinin yasaklanması sonucu, 70.000’den fazla çocuk ağır yetersiz beslenme nedeniyle hastanelere başvurmak zorunda kaldı.
Batı Şeria ve Kudüs’te işgal İhlallerine İlişkin Temel İstatistikler
Batı Şeria ve Kudüs’te bu ay içinde 18 kişi şehit oldu. Bunlar arasında altı çocuk, bir kadın ve iki eski tutuklu da bulunuyor. En yüksek şehit sayısı altışar şehitle Cenin ve Nablus’ta, ardından da üç şehitle Ramallah ve El-Bire bölgesinde kaydedildi. Şehitlerden ikisi işgal ordusu tarafından suikast sonucu öldürüldü, altısı ise Filistin şehir ve köylerine yapılan baskınlarda hayatını kaybetti. En az 143 kişi yaralandı; bunların 30’u çocuk, biri kadın ve birkaçı yaşlı.
Yılın başından bu yana işgal ordusu Batı Şeria’nın farklı bölgelerinde 118 Filistinliyi öldürdü. Bunların 23’ü çocuk ve şehitlerin %90’ı, Cenin, Tubas, Tulkarim, Nablus, Kalkilya ve Selfit gibi Batı Şeria’nın kuzey vilayetlerinde hedef alındı.
Tutuklamalar ve Yerleşim Yerlerine Baskınlar
Bu ay işgal güçleri, Batı Şeria ve Kudüs’te 23’ü çocuk, 8’i kadın olmak üzere toplam 781 kişiyi gözaltına aldı. Kadınlar arasından bir üniversite öğrencisi de bulunuyor. Gözaltıların çoğu 161 kişiyle El-Halil’de gerçekleşti. Ardından 130 kişiyle Nablus, 101 kişiyle Tulkarim, 93 kişiyle Cenin, 76 kişiyle Ramallah geldi. Diğer gözaltılar ise Kudüs, Kalkilya, Tubas, Selfit, Beytüllahim ve Eriha arasında dağıldı.
İşgal ordusu, Batı Şeria ve Kudüs genelindeki Filistinlilerin yaşadıkları köy ve kasabalara 1.190 baskın düzenledi. En fazla baskın 177 operasyonla Ramallah’ta, ardından 175 operasyonla Nablus’ta kaydedildi. Diğer baskınlar Kudüs, Cenin, Tubas, Tulkarim, Kalkilya, Selfit, Eriha, Beytüllahim ve El-Halil’de yapıldı.
21 Ocak’tan bu yana Batı Şeria’nın kuzeyindeki işgal operasyonu devam ediyor. Ordu, mülteci kampları içinde askeri noktalar kurdu ve altyapıda geniş çaplı yıkımlar yaptı. Ayrıca Tulkarim ve Cenin’de on binlerce kişinin evlerine dönmesine izin verilmedi. Her iki vilayetteki mülteci kamplarının çevresinde zorla göç ettirme uygulamaları da sürüyor.
Ev ve Yapı Yıkımları
1 Mart’tan bu yana işgal güçleri, Batı Şeria’nın farklı bölgelerinde 152 Filistinlilere ait ev ve yapıyı yıktı. Bu sayı, Mart 2024’te yıkılan 87 ev ve yapıya kıyasla ciddi bir artış anlamına geliyor. Ayrıca Filistinlilere ait 46 yapı için, izinsiz olduğu gerekçesiyle yıkım veya inşaat durdurma tebligatı çıkarıldı. Bu tebligatların 16’sı El-Halil’de, 14’ü Ramallah’ta verildi.
İşgal makamları, Filistinlilerin yapı ruhsatı almasını çoğunlukla engelliyor. Bu durum da özellikle “C” bölgelerindeki Filistin yerleşim alanlarının imar planlarını onaylamama politikasıyla ilgili. Nüfus artışına ayak uydurmak veya “A” ve “B” bölgelerine (Batı Şeria yüzölçümünün %36’sını oluşturan ve nüfusun %86’sını barındıran kesim) göç etmek zorunda kalan Filistinliler, çoğu zaman ruhsatsız yapı inşa ediyor.
2025 yılının ilk çeyreğinde işgal makamları, 431 Filistin yapısını yıktı veya el koydu ve 554 kişiyi (263’ü çocuk) yerinden etti. 2024 yılının son çeyreğinde ise 421 yapı yıkılmış, 813 kişi yerinden olmuştu. Yıkılan evlerin 335’i “C” bölgelerinde, 55’i ise Kudüs’te bulunuyor.
Topraklara El Koyma ve Arazi Tahribi
Rapor döneminde işgal makamları, askeri gerekçelerle 4 ayrı el koyma emri çıkararak toplam 54 dönüm Filistin arazisini gasp etti:
- Beytüllahim’in güneyindeki el-Hıdır köyünde 45 dönümün, “Efrata” yerleşiminin çevresinde bir güvenlik bölgesi oluşturmak amacıyla el konuldu.
- Beytüllahim’deki Arap et-Taamra köyünde 2.906 dönüm ile daha önce “devlet arazisi” ilan edilen 16,99 dönüm araziye el konuldu. Amaç, “Nikudim” yerleşimi çevresinde bir güvenlik bölgesi kurmak.
- Ertas köyü ve Beytüllahim kenti topraklarında 1.452 dönüm arazi, yeni bir yerleşim yolu açmak için gasp edildi.
- Ramallah’taki Silvad arazilerinden 4.344 dönüm, Tel el-Asur askeri üssünden, Silvad ile Deyr Carir beldeleri arasındaki ana yola uzanan yeni bir yerleşim yoluna tahsis edildi.
2024 yılı boyunca işgal makamları, yaklaşık 200 bin dönüm Filistin arazisine el konulmasını öngören askeri emirler yayımladı.
Batı Şeria genelinde onlarca dönüm arazi işgal güçlerince tahrip edildi. Özellikle Cenin Mülteci Kampı ile Tulkarim ve Nur Şems kamplarında altyapı yıkımları ve arazi tahribi yoğunlaştı. Ayrıca El-Halil, Selfit, Ramallah ve Nablus’ta işgal askerleri ve yerleşimciler tarafından toplam 1.168 zeytin ağacı söküldü.
Yerleşimci Saldırıları
Bu ay yerleşimciler tarafından Filistinlilere, mülklerine ve ibadethanelerine yönelik 208 saldırı kaydedildi. Bunlar arasında tarım arazilerine izinsiz girip ağaç dikerek veya ekinleri tahrip ederek el koyma girişimleri, Filistin köy ve kasabalarına sistematik saldırılar, evlere doğru ateş açma, araç yakma ve vatandaşların mülklerini çalma ya da gasp etme eylemleri bulunuyor.
2025 yılının ilk çeyreğinde yerleşimcilerin 356 saldırısı kayıtlara geçti. Bu saldırılar nedeniyle 38 Filistinli aile (223 kişi, 113’ü çocuk) yerinden oldu. Özellikle Bedevi ve kırsal topluluklara yönelik şiddet ve tehditler dikkat çekti.
Yerleşim Faaliyetleri
Nisan 2024 boyunca işgal makamları, Batı Şeria ve Kudüs’teki yerleşimleri genişletmeye dönük 27 imar planını inceledi. Bunların 10’u onaylandı, 17’si ise askıya alınıp değerlendirmeye alındı. Mart ayındaki planlar 3.030 dönümlük araziyi hedef alıyordu.
Nisan ayının başında Yüksek Planlama Konseyi, Maale Adumim ve Beytar Illit yerleşimlerinde 2.545 yeni konut inşasını onaylama konusunu görüştü. Ayın son üçte birlik diliminde ise “Givaat Zeev”, “Kfar Tepuah”, “Talmon” ve “Maale Amos” gibi yerleşimlerde yeni konut inşasını ele aldı. Böylece 2025’in ilk dört ayında yapımı planlanan toplam konut sayısı 15.190’a çıktı. Bu rakam, 2023 yılı boyunca onaylanan 12.349 konutluk inşayı geride bırakıyor.
Aralık 2024’ten bu yana Yüksek Planlama Konseyi, yerleşim projelerinde Savunma Bakanı’nın onayına duyulan ihtiyacın kaldırılmasıyla birlikte her hafta toplanarak yüzlerce yeni yerleşim birimi inşasını görüşüyor. Bu haftalık toplantılar, yerleşim planlamasını normalleştirmeyi ve uluslararası kamuoyunun eleştirilerini azaltmayı hedefliyor. Aynı zamanda yerleşim faaliyetlerinin hızlandırılmasına da hizmet ediyor.
“Kerem Navot” ve “Barış Şimdi” (Peace Now) örgütlerinin ortak raporunda, yerleşimcilerin Batı Şeria’da geniş topraklara sistematik olarak el koyduğu ve bu süreçte İsrail hükümetinden doğrudan destek aldığı belirtiliyor. Rapora göre küçük bir yerleşimci grup, 100’ü aşkın hayvan otlatma amaçlı illegal yerleşim noktasının[1] kurulmasıyla Batı Şeria’nın yaklaşık %14’üne denk gelen 786.000 dönüm araziyi ele geçirdi. Bu durum, pek çok Filistinli Bedevi topluluğun yerinden edilmesine yol açtı.
Rapor, bu el koymaların, çobanlık noktaları kurarak Filistinli çoban ve çiftçileri topraklarından uzaklaştırma, komşu Filistin topluluklarına karşı şiddet ve korkutma yoluyla araziyi boşalttırma ve ardından buralara yeni yerleşim karakolları kurma şeklinde gerçekleştiğini gösteriyor.
60’tan fazla Filistin topluluğunun bu politikalar nedeniyle zorla göç etmek zorunda kaldığı, en az 14 illegal yerleşim merası ile bu toplulukların eski veya yakın arazileri üzerine yerleşildiği tespit ediliyor. El konulan arazinin sadece %40’ı “devlet arazisi” statüsünde, %41’i ise aslında sivillerin girmesinin yasak olduğu “Ateş Hattı” içinde yer alıyor; buna rağmen buralara yerleşimciler de girebiliyor. Arazi gaspının %4,4’lük bir bölümü ise Filistin Yönetimi kontrolündeki “A” ve “B” bölgelerinde bulunuyor.
Rapor ayrıca bu faaliyetlerin, İsrail hükümetinin kurumsal ve maddi desteğiyle, yerel ve uluslararası hukukun açıkça ihlal edilerek sürdürüldüğünü vurguluyor.
Raporun orijinaline (Arapça) ulaşmak için tıklayınız.
[1] “بؤرة رعي إسرائيلية”—Israeli grazing outposts bu ifade Türkçe’de illegal yerleşim meraları olarak isimlendirilebilir. Kısacası bu terim, işgal altındaki Filistin topraklarında hayvan otlatma amacıyla İsrailli hırsız yerleşimciler tarafından kurulmuş yasa dışı yerleşim karakolunu ifade etmektedir.