İşgalci İsrail’in Batı Şeria Politikalarını Hızlandırması: Gelecek Senaryoları ve Filistin Yönetimi’nin Önündeki Seçenekler

Uzman Görüşü
İşgalci İsrail, Batı Şeria’daki politikalarını çok boyutlu bir stratejiyle hızlandırmaktadır. Bu sürecin temel adımları arasında, Cenin ve Tulkarim mülteci kamplarında üç aydır devam eden askeri operasyonlar, Filistin köyleri ve şehirlerinin girişlerine binin üzerinde kontrol noktası ve kapı yerleştirilmesi ve Batı Şeria’ya resmî olarak “Yehuda ve Samara” adının verilmesi bulunmaktadır. Bu uygulamalar, yalnızca güvenlik gerekçeleriyle sınırlı değildir. İsrail, Filistin Yönetimi’nin ekonomik ve mali gücünü zayıflatmak amacıyla vergi gelirlerinden yapılan kesintileri sürdürmekte, yeni yerleşim birimleri inşa etmekte, yasa dışı yerleşim noktalarını yasallaştırmakta ve Batı Şeria’da İsrail yerleşim stratejisini destekleyecek altyapı projeleri geliştirmektedir. Bu bağlamda, Al Jazeera Net ve Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından yapılan çalışmada, uzmanlar, akademisyenler ve siyasetçilerin görüşleri doğrultusunda Batı Şeria’nın geleceği ve Filistin Yönetimi’nin karşısındaki olası seçenekler ele alınmıştır.Değerlendirme aşağıdaki ana başlıklar üzerinden yapılmıştır:
- İşgalci İsrail’in Batı Şeria’daki stratejik hedefleri nelerdir?
- Cenin ve Tulkarim mülteci kamplarındaki askeri varlık, Batı Şeria’da yeniden askeri yönetim kurma amacı mı taşımaktadır?
- İsrail, mevcut yapısıyla Filistin Yönetimi’ni sona erdirmeyi mi hedeflemektedir?
- Filistin Yönetimi, İsrail’in bu planlarına karşı hangi seçeneklere sahiptir?
Uzmanların Görüşlerinin Özeti
Uzmanlar, işgalci İsrail’in Batı Şeria’daki politikalarını şu şekilde değerlendirmektedir:- İsrail, güvenlik iddiasını kullanarak Batı Şeria’nın coğrafi ve demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamaktadır.
- Batı Şeria, küçük yönetim birimlerine ayrılarak yerel özerk idarelere dönüştürülmek ve askeri denetim yeniden tesis edilmek istenmektedir.
- İsrail, Filistinlilere gelecekte siyasi bir temsil ya da referans olabilecek herhangi bir yapının oluşmasını engellemeye çalışmaktadır.
- Netanyahu hükümeti, yerleşimcileri, Filistinlilere yönelik şiddet, tehcir ve korkutma aracı olarak kullanmakta ve Batı Şeria’daki kontrolünü bu yöntemle pekiştirmektedir.
- Cenin ve Tulkerem mülteci kamplarındaki İsrail varlığı, bu kampların hukuki statüsünü değiştirerek Filistin şehirlerinin birer mahallesine dönüştürülmesi planının parçasıdır.
- İsrail askeri kurumları ile yerleşimciler arasında koordineli bir şekilde yürütülen yeni terör stratejisi, iç göç dalgalarını teşvik etmekte ve Filistin şehirlerini kontrol altına alınan kapalı alanlara dönüştürmektedir.
- Filistin Yönetimi’nin mevcut haliyle tasfiyesi, işgalci İsrail’in temel siyasi hedeflerinden biridir.
- Filistin Yönetimi’nin elinde çeşitli seçenekler bulunmaktadır. Bunlar arasında 2015 yılında Ulusal ve Merkezî Konseyler tarafından alınan kararların uygulanması ve Yönetimin feshi de yer almaktadır.
- Mevcut durumu koruma ya da zaman kazanma çabaları sonuç vermeyecektir. Radikal bir adım atarak İsrail ile tüm ilişkilerin kesilmesi ve doğacak sonuçların kolektif biçimde üstlenilmesi gerekmektedir.
- Filistin Yönetimi, toplumsal direnişi harekete geçirerek iç cepheyi güçlendirebilir.
- Ayrıca, halkla yeniden bağ kurmak ve meşruiyeti tazelemek için kapsamlı başkanlık ve yasama seçimlerinin düzenlenmesi gerekmektedir.