İlhak Yolu: İsrail Batı Şeria’da Radarın Altında Yüzlerce Kilometrelik Yeni Yollar İnşa Ediyor

İsrailli “Shomrim” haber sitesi, aşağıdaki haberi 24 Nisan 2025 tarihinde yayımladı. Haber, o sırada Peace Now (Barış Şimdi) hareketinin henüz kamuoyuna açıklanmamış bir raporuna dayanıyor. Söz konusu rapor, kamuoyunda ve siyasi tartışmalarda tamamen göz ardı edilen bir olguyu ele alıyor: Batı Şeria’da, yerleşim karakolları ve tarım yerleşimleri için açılan tali ve toprak yollar. Bu yollar, söz konusu yerleşim birimlerini birbirine veya büyük yerleşimlere bağlamak, geniş arazi alanları üzerinde fiilî denetim kurmak ve Filistinlilerin bu topraklara erişimini engellemek için açılıyor. Aynı zamanda, bu yollar, özellikle bedevi toplulukların yerinden edilmesini kolaylaştırmak gibi daha büyük tehcir planlarının ilk aşamasını oluşturuyor.

Barış Şimdi hareketi, bu gelişmeleri belgelemek için, İsrail işgal makamlarının resmi veri sağlamadığı bu konuda, savaş öncesi ve sırasındaki hava görüntülerini karşılaştırarak çalıştı. Bu gelişmeler, Filistinli aktörlerce de yeterince gündeme taşınmıyor. Ancak, özellikle Gazze’ye karşı başlatılan soykırım savaşının ardından hipersonik bir hızla ilerlemeye başlayan bu değişiklikler, Batı Şeria’nın geleceğini belirleyecek ve bugünkü fiilî durumunu şekillendirecek nitelikte.

Yerleşim karakolları için açılan yollar, Batı Şeria’da sessizce ama büyük bir hızla yaşanan birçok dönüşümün yalnızca bir örneği. Medya, kamuoyu ya da siyasi gözlemden uzak bir şekilde yürütülen bu uygulamalar, sadece doğrudan mağdur olanlar tarafından hissediliyor. Ancak bunlar, Batı Şeria’nın ilhakı ve halkının tahliyesi üzerine kurulu daha büyük bir projenin temel yapı taşlarını oluşturuyor. Bu proje ise, bugün Filistinlilerin günlük yaşamında fiilî olarak uygulanıyor.

Bu nedenle, Batı Şeria’daki siyasi durumu ve ilhak projesinin geleceğini doğru analiz etmek, sahada farklı alanlarda yaşanan bu derin dönüşümleri anlamadan mümkün değildir. Zira tüm bu değişimler, fiilî gerçekliği oluşturan ve yeniden inşa eden dinamiklerdir. Bu süreç, ilhakın resmî olarak ilan edilmeden önce zaten gerçekleşmiş olmasını sağlayabilir. Olası bir resmî ilhak açıklaması, ancak projenin tamamlanma noktası olacak; başlangıç noktası değil.

Bu nedenle, aşağıdaki makalenin çevirisini sunmayı anlamlı bulduk. Çünkü bu makale, ilhak ve tehcir projesini geri dönülmez ve yerleşik bir gerçekliğe dönüştüren sessiz ama güçlü bir olguyu – yerleşim yollarını – mercek altına alıyor. Bu gerçeklik, bugün bölgede sıkça tekrarlanan “siyasi çözüm” ya da “anlamlı bir siyasi süreç” söylemlerinin, sahadaki gelişmelerle bağının zayıf olduğunu ortaya koyuyor.

Makale Çevirisi:

Daniel Dolev

Merkezi yollar için milyarlarca şekellik yatırımlar, sadece bir yıl içinde açılan 100 kilometrelik gayriresmî yol ağı ve bu yolların hedefini açıkça dile getiren açıklamalar: Batı Şeria’da bir milyon İsrailli ve İsrail egemenliğinin fiilen dayatılması. İşgal altındaki topraklarda açılan yeni yollar, günlük yaşamın gerçekliğini değiştiriyor ve sahada yeni olgular yaratıyor.

….

Mustafa Ebu Siyam (37), Kudüs’ün kuzeydoğusunda yer alan köyü Mukhmas’ın doğusundaki vadiye bakarken duruyor. Bu vadi, son aylarda açılmış beyaz bir toprak yolla kesiliyor. Yol, 2022’de kurulan “Nahlat Tsvi” isimli yerleşim karakolu ile kısa süre önce kurulan bir şubesini birbirine bağlıyor. Ebu Siyam vadiyi işaret ederek şöyle diyor: “[Filistinli] toprak sahipleri bu bölgenin hiçbir yerine ulaşamıyor. Eğer deneseler ve yerleşimciler onları görse, saldırıya uğrarlar. Eskiden koyunlarımızı burada otlatırdık. Aşağıda zeytin ağaçlarımız var ama artık onlara ulaşamıyoruz.” Bu konuşma sırasında, yeni açılan yolun kenarında taze ot arayan bir yerleşimci koyun sürüsü beliriyor.

İsrail makamları, Nahlat Tsvi karakolunu defalarca “işgal yasalarına göre yasa dışı” olduğu gerekçesiyle yıkmıştı. Bugün ise karakol yeniden ayakta, hatta yeni bir şubesiyle ve onları birbirine bağlayan bir yolla övünüyor. Ebu Siyam’a göre, bu yol geçtiğimiz Ekim ayında açıldı ve geceleri yürütülen çalışmalarla yaklaşık bir hafta içinde tamamlandı. “Sivil İdare’nin bağlantı birimiyle ve polisle iletişime geçtik ama hiçbir şey yapmadılar. Beyt El’deki yetkili subaya gittik; o da gelip buraya baktı ve ‘bu bir sorun’ dedi.” Ebu Siyam şöyle ekliyor: “Biz asfalt bir yol yapmıştık, Sivil İdare gelip onu yıktı. Peki neden yerleşimcilerin kullandığı bu yolu kapatmıyorlar?”

Genellikle, İsrail’in işgal altındaki topraklardaki yerleşim faaliyetleri, onaylanan konut birimleri sayısı, planlanan yeni mahalleler ve yerleşim karakollarının inşasıyla ölçülür. Son yıllarda, tarım ve hayvancılık yerleşimleri de yerleşim genişlemesinin yeni araçları olarak öne çıkmıştır. Ancak, bu unsurların hepsini birbirine bağlayan ve onların varlığını sürdürebilmesini sağlayan yolların –özellikle de bu yolların yoğun biçimde inşa edilmesinin– neredeyse tamamen radarın dışında kaldığı görülüyor.

Mevcut İsrail hükümeti döneminde, işgal yasalarına göre “yasa dışı” olan fakat doğrudan veya dolaylı olarak hükümet desteğiyle inşa edilen bu yolların yapımında ciddi bir artış yaşandığı dikkat çekiyor. Buna ek olarak, milyarlarca şekel tutarındaki resmî olarak onaylanmış yerleşim yolları da inşa edilmektedir.

Bu yeni yolların bir kısmı, Filistinlilerin tarım arazilerine erişimini engelleyerek kuşatma oluştururken, diğer bir kısmı Batı Şeria’nın coğrafi ve demografik yapısını değiştiriyor. Bu yollar, Filistinliler ile yerleşimciler arasında gelecekteki herhangi bir ayrışma ihtimalini zorlaştırmakta ve Batı Şeria’nın İsrail tarafından fiilen ilhak edilmesinin altyapısını oluşturmaktadır.

Mera Alanlarının Daraltılması

İşgal altındaki topraklarda çeşitli devlet bütçeleriyle desteklenen tarım ve hayvancılık yerleşimleri projesi, mevcut İsrail hükümeti döneminde büyük hız kazandı ve bu proje artık bir sır olmaktan çok uzak. Yerleşimci liderlerin açıkça dile getirdiği bu projenin hedefi net: az sayıda yerleşimciyle mümkün olan en geniş alanları kontrol altına almak. Nitekim kısa süre önce, bu hedefi açıkça ifade eden Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, bakan Orit Strook ile birlikte yerleşim karakollarına onlarca arazi aracı teslim ettiği bir törende şöyle dedi: “Yahuda ve Samiriye’de olağanüstü bir şey oluyor. İşte burada bir çiftlik var; burada bir aile yaşıyor, koyun ağılı var – aşağıda koyun ve keçileri görebilirsiniz – ve çok geniş alanları kontrol ediyor. Eğer bu çiftlik bu alanları kontrol etmese… o zaman kuyu boş olur, içinde su olmaz, yalnızca yılanlar ve akrepler olur.”

Yerleşim karakolları ve çiftlikleri ile eski yerleşimleri birbirine bağlayan bu yollar, sadece ulaşımı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kontrol altına alınan arazilerin sınırlarını da fiilen belirliyor – adeta bu yapıların can damarını oluşturuyor.

Ancak Filistin tarafından bakıldığında durum tamamen farklı. Kudüs’ün kuzeydoğusundaki Mukhmas köyünün sadece 4 kilometre doğusunda yer alan Mughayir el-Deir adlı Bedevi topluluğu benzer bir sorunla karşı karşıya kaldı. Ma’ale Mukhmas yerleşiminin doğuya doğru, Alon Yerleşim Yolu’nun ötesine taşarak kurduğu “Mitzpe Dani” yerleşimi, daha doğudaki “Ruah Haaretz Çiftliği”ne kadar genişledi ve aralarına bir yol inşa edildi.

Mughayir el-Deir’den genç Omar Malihat’a göre, bu yeni yol, yeni kurulan yerleşim/çiftlikten gelen yerleşimcilerin traktör ve araçlarla topluluklarına hızla ulaşmasını sağlıyor – yürüyerek gitmelerine gerek kalmıyor. Ayrıca, bu yol, Filistinli köylülerin geniş alanlarda hayvanlarını otlatma imkânını da büyük ölçüde sınırlamış durumda.

Yakın zamana kadar yol inşası topluluğun güneyinde sürerken, üç hafta önce Filistinliler, köylerinin kuzeyinde –evlerine sadece birkaç metre mesafede– yerleşimcilerin kullandığı mühendislik araçlarıyla karşılaştı. Şoke olan köylülere, yerleşimciler Binyamin Yerleşim Konseyi’nden alınmış ve “devlet arazilerini koruma çalışmaları”[1] için verilmiş bir izin belgesi gösterdi. Çalışmalar sırasında yerleşimcilere ait bir iş makinesi, Bedevi topluluğuna hizmet veren bir elektrik hattını kesti ve neredeyse bir evi yıkıyordu. Nihayetinde, köylülerin birçok kez Sivil İdare ile iletişime geçmesinin ardından İsrail ordusu olay yerine geldi, çalışmaları durdurdu ve bir iş makinesine el koydu.

Filistinlilerin bu açıklamalarına cevaben, İsrail ordusu şu açıklamayı yaptı: “Ordu ve Sivil İdare, bölgede yaşayan tüm sakinlere yasaları eşit şekilde uygular; güvenlik, hukuki ve operasyonel değerlendirmeleri dikkate alarak ve siyasi otoritelerin talimatları doğrultusunda hareket eder. Olağandışı durumlara, yasadışı faaliyetlerin durdurulması ve ekipmanlara el konulması dahil olmak üzere ilgili prosedürler çerçevesinde müdahale edilir. Ordu ve Sivil İdare, bu tür olayları ciddiye almakta ve tüm iddiaları yetkili merciler tarafından incelenip değerlendirilmektedir.”

Bölgenin kuzeyinde, Duma köyüne yakın Khirbet al-Marajim’de yaşayan Filistinliler, geçen yıl kurulan “Gal Yosef” yerleşim karakolu ile yeni komşularına uyum sağlamaya çalışıyor. Purim Bayramı gecesi, yerleşimciler Khirbet al-Marajim’e saldırdı, bir araba ve evi yaktı. Köy sakinlerine göre, yerleşimciler bölgeye hızla ulaşabildi çünkü çiftlikten köye doğru geçen bir yol tam köyün yanından geçiyor.

Filistinli topluluklara eşlik eden ve destek sağlayan “Torat Tzedek”[2] adlı örgütün gönüllüsü Yotam şöyle diyor: “Yeni yollar, yerleşim karakollarının ve çiftliklerinin Filistinlilere zarar verme ve onları taciz etme kapasitesini artırıyor. Bu yollar sayesinde yerleşimciler çok daha hızlı ulaşabiliyor – ister buldozerle ister cip ile. Eğer yürüyerek gelirlerse, Filistinli köylüler hayvanlarını uzaklaştırabilir, eşyalarını koruyabilir ya da yetkilileri –ya da bizi– çağırabilir. Ama yollar olduğunda bu çok daha zor.”

Bir Yılda 139 Gayriresmî Yol Açıldı

İsrail resmî makamları, işgal altındaki topraklarda açılan yeni yollar hakkında herhangi bir bilgi yayımlamıyor. Yakında yayımlanması beklenen İsrailli “Peace Now” (Barış Şimdi) örgütünün hazırladığı rapor, bu olguyu analiz eden ve kapsamını ortaya koyan tek kaynak niteliğinde. Hava fotoğraflarının karşılaştırmalı analizine dayanan rapora göre, Batı Şeria’da 2023 ortası ile 2024 ortası arasında toplamda 116 kilometre uzunluğunda 139 gayriresmî yol inşa edildi. Bu rakama, aynı dönemde mevcut toprak yollar üzerinde yapılan geliştirme ve iyileştirme çalışmaları dahil değil.

Rapora göre:

  • 25 yol yeni yerleşim karakolları için,
  • 31 yol mevcut karakolların genişletilmesi için,
  • 8 yol ise karakollarla yakın yerleşimler arasında bağlantı kurmak için açıldı.
  • Ayrıca, şu an yerleşimci bulunmayan bölgelere ulaşımı sağlamak amacıyla 46 yeni yol inşa edildi; rapora göre buralarda gelecekte yeni karakollar kurulması muhtemel.

Raporda, bu yolların hiçbirinin resmî bir plan dahilinde veya yasal izinle yapılmadığı belirtiliyor. Üstelik yolların üçte ikisi özel mülkiyet altındaki Filistin topraklarından geçiyor. Şu ifadeye yer veriliyor: “Bu yollar yalnızca yerleşimcilerin kullanımına sunulmakta, Filistinlilerin kullanımı ise tamamen yasaklanmaktadır – yol, Filistin özel mülkü üzerinden geçiyor olsa bile.”

Yasa dışı yolların inşası doğrudan ya da dolaylı şekilde devlet tarafından destekleniyor ve finanse ediliyor. Bu finansmanın başlıca kaynağı, İsrail hükümeti tarafından fonlanan Dünya Siyonist Örgütü’ne bağlı “Yerleşim Dairesi”. Haziran 2024’teki Dindar Siyonizm Konferansı’nda daire direktörü Hoşaya Harari, 2023 yılında yerleşim karakolları ve çiftliklerine 75 milyon şekel yatırım yapıldığını, bunun 7,7 milyon şekelinin yeni yollar için ayrıldığını duyurdu.

Savaşın başlamasının ardından, daire ek olarak 75 milyon şekel daha bütçe aldı. Bu bütçe, yerleşimlerde güvenlik altyapısını güçlendirmek – kamera direkleri, güvenlik noktaları kurmak ve operasyonel yollar inşa etmek – gibi kalemleri kapsıyor. Ancak bu fonların nasıl kullanıldığına dair belgeler, “hukuki danışma ihtiyacı” ve “güvenlik gerekçeleri” öne sürülerek kamuya açıklanmıyor. “Shomrim” haber sitesinin, bu danışma belgelerini talep etmesine rağmen, Yerleşim Dairesi hiçbir açıklama yapmadı. Daire, bu bütçeden henüz fiilî bir yol yapımı gerçekleşmediğini iddia ediyor.

Yasa dışı yollar ayrıca İsrail Yerleşim Bakanlığı bütçesinden de destekleniyor. Bu destek, işgal altındaki bölgelerdeki yerleşim konseyi tarafından işletilen “Arazi Devriyeleri”ne aktarılıyor. Bu devriyeler, “devlet arazilerini koruma” amacıyla yollara, geçitlere ve diğer altyapılara müdahale edebiliyor.

Bakanlık belgelerine göre, örneğin:

  • “Har Hebron” (Cebel Halil) yerleşim konseyi 1,1 milyon şekel,
  • “Gush Etzion” konseyi 958 bin şekel,
  • “Binyamin” konseyi ise yaklaşık 1,9 milyon şekel aldı.
    Bu bütçeler “devlet arazilerinin korunması” başlığı altında, yeni yolların açılmasına ya da mevcut yolların iyileştirilmesine tahsis edildi.

Raporu hazırlayan Yoni Mizrahi şunları söylüyor: “Yollar, üzerinde tek bir yerleşimci bile olmasa bile toprağı kontrol etmenin bir yoludur. Birkaç kişinin yaşadığı bir karakol bile geniş alanları işgal edebilir. Yollar bu işgali pekiştiriyor.”“Yolun yalnızca 1 kilometre olması bile çevresinde yerleşimci hâkimiyetini simgeler; Filistinliler bu yolların kenarına bile yaklaşmaya cesaret edemez.”

Mizrahi şöyle devam ediyor: “Son iki yıldır Batı Şeria’da çok sayıda yerleşim karakolu, çiftlik ve şiddet olayı gördük. Bunları sıkça konuşuyoruz. Ama bu yolları daha çok konuşmamız gerekiyor. Çünkü bu yollar, Filistinlilerin yaşam alanlarını boğuyor.” “Bazen bir yolun açıldığını anlatınca insanlar bana, ‘orada yerleşimci yok ki, sorun değil’ diyor. Ama Filistinli çiftçi o yol nedeniyle tarlasına gidemediğinde, bunun bir el koyma olduğunu çok iyi biliyor.”

Yolların, karakollardan farklı olarak daha sık Filistin özel mülkü üzerine inşa edildiğini ve bu konuda çok daha az hassasiyet gösterildiğini vurguluyor.

Diğer yandan, İsrail’deki aşırı sağcı sivil toplum örgütü “Regavim”[3] ise tam tersi bir argümanla Filistinlileri yasa dışı yol inşasıyla suçluyor. Örgüt, geçtiğimiz ay İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurarak Güney Hebron’da Filistinliler tarafından devlet arazisine inşa edildiğini öne sürdüğü bir yolun yıkılmasını talep etti.

Regavim, geçtiğimiz ay yayımladığı haritada Filistinlilerin son bir yılda 106 kilometre yol inşa ettiğini öne sürdü ve web sitesinde şu ifadeye yer verdi: “Bu yollar, Filistin devletini kurmak için gerekli altyapıyı oluşturuyor. Filistin Yönetimi’nin Avrupa Birliği desteğiyle yürüttüğü büyük projenin parçası.”Ayrıca İsrail makamlarını, bu yolları görmezden gelmekle suçlayarak, sadece Filistinlilere ait yollar için hukuk uygulanmasını talep etti.

Resmî Yerleşim Yollarına Milyarlarca Şekel Daha

Batı Şeria’da yalnızca gayriresmî yollar değil, aynı zamanda büyük ve organize yerleşim yolları da inşa ediliyor. Bu yolların hedefleri çok yönlü: Yerleşimleri 1948 topraklarındaki merkez bölgelere konforlu şekilde bağlamak, Batı Şeria’daki yerleşimciler için hızlı ve sorunsuz ulaşım sağlamak ve fiilen yeşil hattı silmek.

İsrail’in genel karayolu planı, daha önce Ulaştırma Bakanı Yisrael Katz döneminde gündeme gelmişti, ancak plan Kasım 2020’de, dönemin bakanı Miri Regev tarafından hayata geçirildi. Regev, bugün de aynı görevi sürdürüyor. Planın açıklandığı dönemde, “Yesha Konseyi” Başkanı David Elhayani şu ifadeyi kullandı:“Eğer bu plan 10 yıl önce uygulanmış olsaydı, bugün Yehuda ve Şomron’da 1 milyon İsrailli yaşıyor olurdu. Bu plan, yerleşimleri ülkenin diğer bölgelerine bağlıyor ve fiili olarak egemenlik tesis ediliyor.”

İsrail Savunma Bakanlığı’na bağlı Yerleşim Dairesi Başkanı Yoni Danino da Haaretz’e verdiği bir röportajda benzer bir açıklamada bulundu: “Eğer herkes Waze uygulaması sayesinde Yehuda ve Şomron üzerinden Golan’a yolculuk ederse – çünkü orada geniş yollar, kavşaklar ve hiç trafik sıkışıklığı yok – bu durum, fiilî egemenliğe dönüşür.”

Aynı şekilde, Dini Siyonizm Konferansı’nda Maliye Bakanı Bezalel Smotrich şöyle konuştu: “Yehuda ve Şomron’a bir milyon yerleşimci getirmek isteyen biri, inşaat alanlarının yanı sıra yol altyapısına da dikkat etmelidir. Ulaştırma Bakanı ile birlikte önümüzdeki beş yıllık planımıza yaklaşık 7 milyar şekel ayırdık. Bu gerçek bir devrim.” “Eğer önümüzdeki 5-7 yılda, herhangi bir noktadan ulaşım istasyonuna 15 dakikada ulaşılıyorsa ve oradan da Dan Bölgesi’ne bağlanılıyorsa, işte bu bir devrimdir. Böylece, Yehuda ve Şomron’a 1 milyon yerleşimci getirilir.”

Temmuz 2023’te, İsrail Meclisi Dışişleri ve Güvenlik Komitesi’ne bağlı Batı Şeria Alt Komisyonu toplantısında “Netivei Israel” şirketi, Batı Şeria’daki karayolu projelerini sundu. Bu projelerden yalnızca dokuzunun maliyeti 3,1 milyar şekel olarak belirlendi.

Plan kapsamında 2023 yılında, Gush Etzion’daki “Al-Arub Geçiş Yolu” ve Nablus yakınındaki “Huwara Geçiş Yolu” tamamlandı. Bu iki yolun maliyeti yaklaşık 550 milyon şekeldir. Ayrıca, İsrail hükümeti yakın zamanda “Hayat Dokuma Yolu” projesini onayladı. Bu yol, Kudüs’ün doğusundaki Ma’ale Adumim yerleşimini kuzeydeki Az-Zaim köyü ile güneydeki Al-Eizariya’yı bağlayacak. Resmî açıklamalara göre bu yol, bölgedeki Filistinlilerin yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor, ancak esas hedef Filistinlilerin ve İsraillilerin yollarını ayırmak ve Kudüs’ü Ma’ale Adumim’e bağlamak. Bu yol için 335 milyon şekel bütçe ayrıldı (Ynet’e göre).

“Tmurot” adlı araştırma grubunun başkanı Dr. Shaul Arieli, bu yolların amacını şöyle açıklıyor: “Bu planın odak noktası, Batı Şeria’yı kuzey-güney ekseninde geçen 60 numaralı yolu kontrol altına almak. Aynı zamanda izole yerleşimlerin (Alon Moreh, Itamar, Bracha, Yitzhar gibi) ulaşılabilirliğini artırmak ve böylece bu yerleşimlerin coğrafi ve demografik olarak büyümesini sağlamak.”

Arieli şöyle devam ediyor:“Bugün Batı Şeria’daki bir yerleşimci, 1948 topraklarında yaşayan ortalama bir İsrailliye göre işine ulaşmak için iki kat zaman harcıyor ve hane gelirinin dörtte birini ulaşıma harcıyor. Hızlı yollar bu zaman kaybını azaltacak, masrafları düşürecek ve en önemlisi yerleşimcilerin yaşam kalitesini artıracak. Bu da daha fazla İsraillinin yerleşimlere taşınmasını teşvik edecek.”

Shomrim haber sitesi, İsrail Yerleşim Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Bakan Smotrich’in ofisine ulaşıp bu yol projelerinin hedefleri hakkında sorular yöneltti. Bakanlıklardan gelen yanıt şu şekildeydi: “Tüm altyapı çalışmaları yasa ve profesyonel standartlara uygun şekilde yürütülmektedir.” Ancak Bakan Smotrich’in ofisi herhangi bir yanıt vermedi.


[1]  Burada kastedilen, işgalci İsrail yönetiminin Osmanlı’nın 1858 tarihli Arazi Kanunu’nu tahrif ederek mülkiyeti devlete aktardığı arazilerdir. Bu yasaya dayanarak işgal yönetimi, Batı Şeria’da milyonlarca dönüm araziye el koymuş ve bunları yerleşim projelerine tahsis etmiştir.

[2] İsrail merkezli bir sivil toplum örgütü olup insan haklarını savunma alanında faaliyet göstermektedir.

[3] İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in kurucularından olduğu sağcı bir dernektir. Bu kuruluşun temel faaliyeti, Filistinlilerin inşaatlarını “yasa dışı” olarak tanıtmak ve özellikle C bölgesinde işgal yönetimine bu yapıları ihbar etmektir.

NOT: Bu metin linkte bulunan Arapça makaleden Türkçe’ye tercüme edilmiştir.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu