Boşluk Doldurma Hazırlıkları: Mahmud Abbas’tan Sonra?
“Boşluk Doldurma Hazırlıkları” Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın İktidar Sahnesinden Çekilmesinden Sonrası İçin Planlanan Siyasi Simülasyonlar
Hazırlayan: Mohammed Hassan Dar Khalil
Batı Şeria’daki siyasal düzen ve istikrar, 2005 yılından bu yana Filistin Yönetimi’nin ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün başında olan 86 yaşındaki Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın şahsıyla yakından bağlantılıdır. Yabancı gazeteciler de dahil olmak üzere kaynaklar, Abbas’ın birçok toplantıda babasının 103 yaşında vefat ettiğini ve dolayısıyla ailesinin uzun ömürlü olduğunu söylediğini aktarmıştır. Görünen o ki kendisi – yakın zamana kadar – bu durumu esas alarak hareket etmiştir. Zira halefinin kim olacağı meselesi henüz gereken ciddiyetle ele alınmamıştır. Ancak son dönemde Mahmud Abbas’ın görevden ayrılmaya hazırlandığına işaret eden göstergeler belirgin hale gelmiştir. Bu ayrılma sürecinde Merkez Konseyi’ne Ulusal Meclis’in yetkilerinin verileceği, Parlamento’nun yetkilerinin de bu konseye aktarılması üzerinde çalışıldığı ve Parlamento Genel Sekreterliği’nin görevlerinin Ulusal Meclis Başkanlığı’na devredileceği öngörülmektedir. Öte yandan İcra Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh’in FKÖ İcra Komitesi Sekreteri olarak atanacağı düşünülmektedir.
Mahmud Abbas son yıllarda bir dizi sağlık sorunuyla mücadele etmektedir. İlerleyen yaşıyla birlikte düşünüldüğünde bu durum, Abbas’ın her an siyaset sahnesinden çekilebileceğine işaret etmektedir. Bu da Filistin siyasetini takip edenleri belirsizlikle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenle, başta Abbas’ın görevinden ayrılmasından bir sonraki gün bu boşluğun doldurulması için yapılan hazırlıkların niteliği olmak üzere, Filistin siyaset sahnesinin belirsiz geleceği hakkındaki temel soruların yanıtlanması gerekmektedir. Nitekim halihazırda Filistin’deki en büyük iki hareket arasında uzun süredir devam eden bir bölünme söz konusudur. Aynı şekilde el-Fetih Hareketi içerisindeki çeşitli akımlar arasında şiddetli bir rekabetin çıkması da ihtimal dahilindedir. Yine İsrail, hedeflerine daha uygun olacağı için Filistin meselesini tamamen ortadan kaldırmak adına sahada daha büyük başarılar elde etmeyi arzulamaktadır.
Filistin’deki mevcut meselelerin ele alınmasına ve bunlar hakkında tavsiyelerde bulunulmasına bir katkı sağlaması amacıyla Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın siyaset sahnesinden çekilmesi durumunda ne olacağı konusundaki belirsizliği hafifletecek bir siyasi simülasyon hazırladı. Simülasyonda geleceğe dair okumalar yapılmaya ve siyaset sahnesinin varisi olmak için farklı güçlerin birbiriyle çatışmasının olası sonuçları incelenmeye çalışıldı. Bu simülasyonda, mevcut durumu Filistin sahasında etkili güçlerin bakış açısından yorumlayabilecek uzmanların görüşlerine yer verildi.
Ulaşılan Başlıca Sonuçlar
- Mahmud Abbas kilit rollerden biri olmayıp, aksine her şeyin anahtarı olan birincil figürdür. Bu bağlamda Abbas hayatta olduğu sürece milletvekili ya da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmayacağı açıktır.
- Oluşan boşluğu doldurma sürecindeki asıl rekabet, Hüseyin eş-Şeyh ve Cibril er-Racub arasında yaşanacaktır.
- Yetki devrinin yalnızca adil seçimler yoluyla gerçekleşmesi halinde Mervan el-Bergusi cumhurbaşkanlığı unvanına sahip olacaktır.
- Abbas’ın ayrılışından sonra boşluk hızlı bir şekilde doldurulursa, sonucu garanti altına alınamamış olacağından seçimler yapılmayacaktır.
- Yetki devri tamamen kanuna aykırı düzenlemelerle gerçekleştirilecektir. Nitekim Filistin Yönetimi, Merkez Komitesi Ulusal Meclis’in yetkilerini gasp ettikten sonra Merkez Komitesi’ne ait bir oturum düzenlemiştir.
- Abbas’ın ayrılışı yakın zamanda gerçekleşirse, Filistin Yönetimi içerisinde ve yine el-Fetih Hareketi içerisinde anlaşmazlıklar yaşanacaktır.
- Bu ayrılış bir sene ya da daha uzun süre sonra yaşanırsa, Abbas hazırlıkları tamamlamış olacaktır. Böylece işler büyük ölçüde kontrol altına alınacak ve Abbas’ın el-Fetih içindeki akımının (Hüseyin eş-Şeyh ve Macid Ferec) kazanma şansını arttıracaktır.
- Yetki düzgün bir şekilde ve seçim yoluyla aktarıldığı takdirde ise, Hüseyin eş-Şeyh’in şansı yüksek, buna karşın Cibril er-Racub’ın şansı düşük olacaktır.
- Birleşik Arap Emirlikleri ve Filistin Yönetimi arasındaki ilişki Muhammed Dahlan’ın Filistin siyaset sahnesine dönme ihtimali üzerinde etkilidir. Körfez ülkelerinden bir tarafın arabuluculuğu da – özellikle Abbas’ın görevden ayrılmasından sonra bu konuda siyasi bir anlaşma yapılması halinde – Dahlan’ın dönüşünü hızlandıracaktır. Bu da Dahlan’ın el-Fetih’teki mevcut duruma ve Filistin’deki siyasal yapıya yeniden entegre olmasına katkı sağlayacaktır.
- Eldeki veriler Hamas Hareketi’nin boşluğu doldurma rekabetine ilgili olmadığını göstermektedir. Bu nedenle marjinal roller oynayabilecek olsa bile, iktidarın devredilmesi sürecinde önemli bir aktör olmayacaktır.
- Filistin’deki sol güçler marjinal roller oynamak dışında yetki devri sürecinde etkili olmayacaktır.
- Mısır, Filistinlileri temsil eden siyasi bir oluşumun varlığını sürdürmesini gerekli görmektedir. Bu nedenle de iktidarın başka bir kişiye sorunsuz bir şekilde devredilmesi konusunda faal olarak Filistin Devlet Başkanlığı makamının doldurulması için katkıda bulunacaktır. Fakat Mısır açısından boşluğu doldurmaya yönelik düzenlemelerde yerel ve dış etkili güçler arasında daha fazla fikir birliği olması şarttır ve Kahire, yönetimin el-Fetih’ten bir isme verilmesi eğiliminde olacaktır.
- Mevcut İsrail hükümeti, Mahmud Abbas’tan sonra güvenlik gerilimleri olmadan, Filistin Yönetimi’nin istikrarını koruyarak ve özellikle el-Fetih Hareketi içinde iktidar için rekabet eden çeşitli güçler ve akımlar arasındaki çatışmaları önleyerek yeni bir döneme geçiş yapmak istemektedir. Bu nedenle İsrail’in başlıca öncelikleri arasında, Filistin Yönetimi kontrolündeki bölgelerde kısmen de olsa bir güvenlik istikrarı durumunu sürdürmek ve kendisine yönelik şiddete dönüşebilecek iç çatışmaları önlemek bulunmaktadır.
- Eldeki veriler mevcut İsrail hükümetinin, devir sürecinin Mahmud Abbas’la koordineli bir şekilde gerçekleşmesi şartıyla Hüseyin eş-Şeyh akımının yönetime gelmesini daha çok tercih ettiğini göstermektedir. İsrail yönetimi, Filistin Yönetimi’nin faaliyetlerinin, statüsünün ve güvenlik alanındaki koordinasyonunun herhangi bir kriz yaşanmadan devam etmesini garanti altına alacağından, Abbas’a bağlı bu akımı desteklemenin yeni süreçte kendi çıkarına hizmet edeceğini düşünmektedir.
- ABD yönetimi, Mahmud Abbas’ın görevden ayrılacağı anı beklemektedir. Bu nedenle ABD ve İsrail, Abbas’ın halefini desteklemeye hazırlanmaktadır. Bu halef el-Fetih Hareketi’nin üzerinde hemfikir olduğu ve buna bağlı olarak FKÖ Merkez Komitesi’nin onay ve desteğini alan bir isim olmalıdır. Bu nedenle Amerika, el-Fetih’in hemfikir olduğu ve desteklediği mirasçıyı seçimsiz kabul edecek ve destekleyecektir.
Mahmud Abbas’tan Sonrasına Dair Başlıca Senaryolar:
1. İktidarın sorunsuz bir şekilde el değiştirmesi. Bu senaryo iki olasılığı kapsamaktadır:
- Mahmud Abbas’ın yerine yapılan ön hazırlıklar uyarınca el-Fetih’ten bir ismin başa geçmesi. Bu durumda Filistin Yönetimi’nin başına Hüseyin eş-Şeyh’in geçme ihtimali daha yüksektir.
- Yahut el-Fetih Hareketi’nin örgüt içi kurumları vasıtasıyla bir isim belirlenmesi. Bu durumda ise Cibril er-Racub’un şansı artmaktadır.
Bu senaryoyu destekleyen veriler:
- Demokratik seçimler artık Filistin’de iktidar için bir meşruiyet kaynağı değildir.
- Filistin Yönetimi’nin bürokratik yapısında kimin nüfuz sahibi olduğu, devlet başkanlığını kimin devralacağının en büyük belirleyicisidir.
- Mahmud Abbas’ın halefi için yaptığı hazırlıklar, el-Fetih Hareketi içinde kendisini destekleyen akımın şansını arttırmaktadır. Bu hazırlıklara Hüseyin eş-Şeyh’in el-Fetih Merkez Komitesi üyesi ve FKÖ Sekreteri atanması örnek gösterilebilir.
- Hüseyin eş-Şeyh ABD tarafından kabul görmektedir.
- Hüseyin eş-Şeyh, Filistin Yönetimi ve İsrail sivil yönetimi arasındaki “sivil işler” irtibat departmanının başında en uzun süreyi geçiren Filistinlidir.
- İsrail, mevcut iktidar biçimini temsil etmeye devam eden bir figürü, yani siyasetsiz bir otoriteyi tercih etmektedir.
- Hüseyin eş-Şeyh’in güvenlik teşkilatı ile güçlü bir bağlantısı vardır; yani resmi ve yasal otorite ve askeriye Hüseyin eş-Şeyh’in tarafında olabilecektir.
- Yetki devri sürecinde Filistinli grupların etkisi zayıf kalacaktır.
- Ulusal uzlaşı yöntemi sekteye uğramış ve dolayısıyla bu yola öncülük eden Cibril er-Racub’un devlet başkanı olma şansı azalmıştır.
Bu senaryonun gerçekleşmesinin önündeki engeller:
- İktidarın Hüseyin eş-Şeyh’e teslim edilmesi ancak el-Fetih içindeki bir hareket tarafından sekteye uğratılabilir. Bu noktada da Cibril er-Racub’un büyük bir rolü olacaktır.
- Cibril er-Racub yetki devrini baltalayacak adımlar atma yoluna gidebilir. Bu adımlar arasında kaos çıkarma da bulunabilir.
- el-Fetih içerisindeki bir akımın iktidarı Hüseyin eş-Şeyh’e teslim etmeye karşı çıkması halinde, özellikle de bu karşı çıkış askeri bir nitelik taşıyorsa, Filistin Emniyet Teşkilatı yanında olmadığı sürece eş-Şeyh çatışma yoluna gitmeyecektir.
- Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın yaptığı hazırlıklar görevden ayrılmasından sonra bertaraf edilebilir ve o ana dek su yüzüne çıkmamış başka hazırlıklar kendisini gösterebilir.
el-Fetih Merkez Komitesi’nin Hüseyin eş-Şeyh’ten farklı bir ismi devlet başkanlığı için öne çıkarması durumunda, iktidarın sorunsuz devri senaryosu Hüseyin eş-Şeyh’in Cibril er-Racub’dan daha fazla şansı olması şeklindeki beklentiden daha farklı bağlam ve sonuçlar doğurabilir. Bu da Merkez Komitesi’ndeki diğer isimlerden daha geniş bir halk tabanına sahip olan er-Racub’un yönetime gelme şansını arttıracaktır.
2. Çatışma ya da Kaos Senaryosu:
Çatışma ya da kaos durumu, Cibril er-Racub’un iktidarın Hüseyin eş-Şeyh’e teslim edilmesine karşı çıkması halinde yaşanabilir. Bu bağlamda silahlı güçlerin sokaklara çıkması, silahlı saldırıların düzenlenmesi ve hatta iç savaş patlak vermesi gibi çeşitli durumlar kendisini gösterebilir. Söz konusu olaylar özellikle mülteci kamplarında ve Batı Şeria’nın güneyinde ortaya çıkabilir.
Bu senaryonun gerçekleşeceğini destekleyen veriler:
- Siyaset sahnesinde tarihi bir Filistin liderliğinin olmaması, farklı akımlar için rekabet alanı açmaktadır.
- Birbirine denk güç kaynaklarına sahip olan birçok rakip isim bulunmaktadır.
- Cibril er-Racub’un kazanma şansının Hüseyin eş-Şeyh’e kıyasla azalmış olması onu, Mahmud Abbas’ın halefi olarak belirlenmemiş olsa bile iktidarı devretme denklemi içindeki ağırlığını güçlendirmeye ve kazanımlarını en üst düzeye çıkarmaya zorlayacaktır.
- Filistin’deki mevcut atmosfer, Abbas’ın halefi olmaya en uygun isim konusunda bölünmüş durumdadır.
- el-Fetih’teki çeşitli akımlar, Hüseyin eş-Şeyh’in çatışmadan kaçınma eğilimini yetki devrini sekteye uğratmada kullanabilir.
- Cibril er-Racub el-Fetih içerisinde güçlü ve rekabetçi bir figürdür ve görevden alınması durumunda yetki devrine yönelik tüm hazırlıkları sabote edebilir.
- er-Racub Batı Şeria’nın güneyinde ve özellikle el-Halil’de büyük bir destekçi kitlesine sahiptir.
Bu senaryonun gerçekleşmesinin önündeki engeller:
- İsrail, kontrol edilmesi zor olduğundan kaostan korkmakta ve kaçınmaktadır.
- Kaos çıkarmak isteyen tüm taraflar bununla ilgili fizibilite çalışmasını da yapmak zorunda kalacaktır.
- Sürece dahil olan akımlar, Hüseyin eş-Şeyh’in karşısında yer alıyor olsalar bile, iktidarın sorunsuz bir şekilde devredilmesi sonucu elde edecekleri kazanımları kaos nedeniyle kaybedebileceklerini düşünebilir.
- Güçlü ve motive bir siyasi rakip olan Hamas Hareketi’nin iktidarın dizginlerini ve siyaset kurumunu ele geçirmesine yönelik kaygı duyulmaktadır.
- Filistin sahnesinde etkili olan bölgesel ve uluslararası güçler, birçok sorunla boğuşan bölgede yeni bir kaos sahası oluşmasını istememektedir.
3. Troyka Senaryosu:
İktidarın, yönetimi miras alacak tek bir isme sorunsuz bir şekilde teslim edilmesi senaryosunun kabul edilmemesi ve başka bir karara ya da çözüme varılamaması sonucunda iktidarın çeşitli akımlar arasında taksim edilmesi.
Bu senaryo başta el-Fetih Hareketini risk altında bırakma ve bölünmesine yol açma olasılığı olmak üzere birçok nedenden ötürü gerçekleşme ihtimali uzak olan bir senaryodur. Yine bu senaryo bağlamında bölgesel güçlerin de el-Fetih Hareketi’nin iç karar mekanizmasına müdahalesi artmaktadır. Ayrıca iktidarın taksim edilmesi, kaynakların da taksimi anlamına geleceğinden Filistin sahasında yeni bir bölünmeyi doğuracak bu da el-Fetih Hareketi’ne büyük zarar vererek diğer grupların harekete muhalif tutumunu daha da arttıracaktır.
4. Demokratik Seçim Senaryosu:
Demokratik yollarla devlet başkanlığı seçimlerinin düzenlenmesi.
Bu senaryo da birçok nedene bağlı olarak gerçekleşme ihtimali uzak olan bir senaryodur. Bunun başlıca nedeni daha önceki milletvekili seçimleriyle aynı sonuçların ortaya çıkabileceği her türlü demokratik seçimi ABD’nin veto edecek olmasıdır. Benzer şekilde el-Fetih Hareketi’nin mevcut yönetimi, Hamas Hareketi ve Filistinli diğer grupların destek kazanması ya da Mahmud Abbas’a karşı seçim rekabetine girmeyi kabul eden Mervan el-Bergusi’nin galip gelmesi gibi rakip güçlerin çıkarına olabilecek bir demokratik süreçten kaçınacaktır. Öte yandan eldeki veri ve kanıtlar el-Fetih Hareketi’nin popülaritesinin azaldığını göstermektedir. Nitekim el-Fetih’in öğrenci kanadı, Birzeit Üniversitesi seçimlerini büyük bir sandalye farkıyla Hamas’a bağlı İslami bloğa kaybetmiştir. Aynı şekilde el-Fetih çok sayıda öğrenci ve sendika seçimini de kaybetmiştir. Mevcut siyasi atmosfer herhangi bir seçim olmadan iktidarın devrine yönelik prosedürlerin kolaylaştırılmasına da katkıda bulunmaktadır. Zira Mahmud Abbas siyasi bölünmenin yaşandığı bir süreçte, Filistin Yönetimi liderliğinin meşruiyet kaynağı olarak demokrasinin yerine bürokratik nüfuzun geçmesi ilkesinin pekiştirilmesinde pay sahibidir.
Arapça: https://vision-pd.org/archives/517740
İngilizce: https://vision-pd.org/en/archives/517753