Amerika’nın Filistin Meselesine Sunduğu Projelere Dair Analitik Bir Okuma
Balfour Deklarasyonu Desteğinden Yüzyılın Anlaşması’na (1917-2020)
Feras Ali Qawasmeh
Makalenin tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Özet: Bu çalışma, Arap-İsrail çatışmasını çözüme kavuşturmak için sunulan 20 Amerikan projesinin analitik bir okumasını içermektedir. Projelerin sunulmasıyla başlayan çalışma, bu projelerin en önemli özelliklerinin derinlemesine bir şekilde ele alınmasıyla devam etmektedir. Daha sonra Yüzyılın Anlaşması analitik bir okumaya tabi tutulmuştur.
Çalışmanın sonuçları, Amerikan projelerinin Filistinlilerin haklarına yönelik meselelerde aşamalı olarak olumsuzluklar içerdiğini ortaya koyarken, bu projelerin en önemli belirleyicisinin de İsrail devletinin dayattığı fiili politikalar ile ABD’deki Siyonist lobisinin baskıları olduğunu göstermektedir. Çalışmanın sonuçlarından bir diğeri de sunulan projelerin içeriğine ilişkin Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti arasında temel bir fark gözlenmediği, ancak farklılıkların başkandan başkana çeşitli türde değişiklikler arz ettiği yönündedir. Bu çalışmada, söz konusu projelerin çatışmayı çözüme kavuşturma stratejisinden, aşamalar halinde esas hedeflerin gerçekleştirilmek istendiği bir taktiğe dönüşmesi durumu da ele alınmaktadır. Ayrıca, çalışmada Arap dünyasının ve Filistinlilerin bu projelere ilişkin tutumu da mercek altına alınmaktadır. Buna göre; Arap dünyası ve Filistinliler ABD öncülüğündeki bu projeleri ilk olarak reddetmekte, sonra yeni gerçeklerin dayatılmasının ardından kabul sürecine geçmekte ve devamında eski gerçekleri dayanak olarak talep edip, yeni gerçekleri reddetmektedir. Çözüm projelerini reddetme tutumunun bir kayıp oluşturduğu açıktır ancak kabul edilmesi daha büyük bir kayba yol açacaktır. Tıpkı Oslo sonuçlarında olduğu gibi.
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) çeşitli projeleri kabul etmesi veya reddetmesindeki belirleyici faktörleri incelerken, ilk belirleyici unsurun Filistinlilerin kendilerini temsil eden bir Filistin varlığı altında kendi kaderlerini tayin etme hakkının tanınması olduğu görülmektedir. Filistinlilere müzakere olanağı tanınması halinde; mülteciler, vatan ve Kudüs gibi diğer meseleler ikincil bir konumda yer almaktadır.
Tarihsel bir okuma, herhangi bir projenin başarısının yalnızca tarafların doğrudan bir mutabakata varması ile gerçekleşeceğini teyit etmektedir. Nitekim Filistinliler ve İsrailliler, bu durumu Oslo hariç hiçbir projede gerçekleştirememiştir. Çalışma, Yüzyılın Anlaşması’nın en öne çıkan özelliğinin Filistin tarafının hakkının gasp edilmesi olduğunu göstermektedir. Anlaşmanın iki bölümden oluştuğunu gösteren çalışmaya göre birinci bölüm, Filistin reddinden etkilenmeyen statükonun meşruiyeti ile ilişkili, ikinci bölüm ise gelecekteki yeni gerçeklerle bağlantılıdır ki bu durumun her iki tarafın rızası olmadan elde edilmesi zordur. Çalışma, İsrail’in şimdiye kadar elde ettiklerine istinaden yeni ihlaller dayatacağının da altını çizerek sona ermektedir.
[Bu yazı ilk kez Al Sharq Forum tarafından yayınlanmıştır]