Haniye Suikastının İsrail, İran ve Hamas’ın Tercihleri ve Gazze Savaşına Yansımaları
İslami Direniş Hareketi (Hamas) 31 Temmuz 2024 tarihinde Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın göreve başlama törenine iştirakının ardından İran başkenti Tahran’da suikasta uğradığını açıkladı.
Suikast, uzmanların da belirttiği üzere 7 Ekim 2023 ardından gelişen olayların seyrini, İsrail’in devam eden Gazze saldırılarını, bölgede günden güne artan kutuplaşmanın gölgesinde uluslararası ve bölgesel istikrarın geleceği üzerindeki etkilerini anlama hususunda bir dönüm noktası oluşturmuştur.
Bu bağlamda Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi ve Aljazeera Net, özellikle bölgenin tanık olduğu siyasi hareketlilik ve askeri kızışmanın gölgesinde suikastin etkileri ve yansımalarının tabiatını anlamak amacıyla bir grup uzman ve akademisyenin görüşünü bir araya getirmiştir.
Bu görüşler aşağıda sıralı konu başıkları ve sorular aracılığıyla gözden geçirilmiştir:
- Haniye suikastının İran topraklarında yapılması neye işaret ediyor? İsrail ne tür hedeflere ulaşmaya çalıştı?
- Suikastın bölgesel ve küresel düzeyde Gazze savaşının gidişatına etkisi nedir?
- Suikastın meydanların birliği kavramına etkileri nedir? Bu, savaşın şekli ve doğasında yeni bir aşama anlamına mı geliyor?
- Bu durum Filistin iç durumuna nasıl yansıyabilir? İşgalin yaptıkları karşısında Filistin’in yeniden birleştirilmesi için bir aşama oluşturabilir mi?
- Suikastın ardından Hamas ve Tahran’ın önündeki seçenekleri nedir?
- Suikast ateşkes görüşmelerini nasıl etkileyecek?
Uzmanların görüşlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
- İsrail, suikast ile meydanların birliği kavramını ortadan kaldırmayı, İran’ın direniş liderleri arasındaki konumunu etkilemeyi ve Netenyahu’ya İran’ın nükleer programına saldırması için bir fırsat vermeyi hedeflemiştir.
- Netenyahu’nun önünde savaşı kaybeder halde sürdürmekten başka seçenek kalmamıştır. Bu nedenle yeni cepheler açmaya ve bölgeyi krize sürükleyerek savaşı uzatmaya çalışmaktadır.
- Suikast, Gazze savaşında bir dönüm noktası olmuştur. Bundan sonra ya bölgesel bir savaşa dönüşecek büyük bir tırmanışın önünü açacak ya da İsrail’i savaşı bitirip ateşkes imzalamak zorunda bırakacaktır.
- Tahran’ın önündeki seçenekler; kapsamlı bir savaşa yönelmemek, bölgedeki vizyonunu ve programını korumak, direniş müttefiklerini desteklemek ve aynı zamanda İran coğrafyasından gelecek saldırıyı doğruca İsrail’e yönlendirerek caydırıcılık politikasına işlev kazandırmaktır.
- İsrail’in önünde seçenek, cevap beklemektir. Ancak kesin olan şu ki İsrail tek başına Amerikan ve Batı desteği olmadan kendini koruyamaz hale gelmiştir.
- Hamas’ın seçenekleri ise Gazze’de direnişe devam etmek, Batı Şeria’yı daha fazla direnişin içine çekmek ve savaşın sonuna kadar taleplerine sıkıca bağlı kalmaktır zira atılan herhangi bir geri adım tüm boyutlarda kayıplara neden olacaktır.
- Veriler, Fetih ve Hamas arasında geçiş aşamasında bir anlaşma olmadığı için Filistin içindeki durumun da savaşın sona ermesi ve ardından yaşanacak gelişmelere kadar aynı kalacağı yönünde seyretmektedir.
- Filistinlilerin yaptıkları büyük fedakarlıklara yatırım yapmalarının tek seçeneği olduğundan, Filistin Kurtuluş Örgütü çatısında birleşmiş bir Filistin liderliği oluşturulmasına yönelik taleplerin arttırılması gerekmektedir.
Bu uzman görüşü çalışmasına görüşleri ile katkı sunanlar:
– Dr. Abdurrahim Şubeki / Necah Üniversitesi Siyasi Düşünce Profesörü
– İmad Ebu Avad / Kudüs İsrail Araştırmaları Merkez Müdürü
– Dr. Eşref Bedir / İsrail – Filistin meselesinde uzmanlaşmış akademisyen ve araştırmacı
– İsmet Mansur / İsrail – Filistin meselesinde uzmanlaşmış araştırmacı yazar
– Nizar Nizal / Çatışma alanında uzmanlaşmış araştırmacı
– Sahir Gazzavi / İsrail ve 48 Toprakları Filistin Araştırmacısı
– Dr. Ahmet Şedid / İsrail Araştırmacısı
– Dr. Eymen Yusuf / Arap Amerikan Üniversitesi Çatışma Çözümleri ve Siyaset Bilim Profesörü