Filistin Kurtuluş Örgütü: Süregelen Reform Talepleri ve Mevcut Seçenekler
Siyasi katılım ve ortaklık ilkesini güçlendirebilecek başlıca noktalardan biri olarak Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) etkinleştirilmesi ve reforme edilmesi yönünde zaman zaman talepler yükselmektedir.
Geçtiğimiz günlerde, “14 Milyon Halk Konferansı” bazı ülkelerdeki Filistin diasporaları ve Gazze Şeridi’nde Filistin halkının tek meşru temsilcisi olan Kurtuluş Örgütü’nün reforme edilme talebi başlığı altında bir dizi etkinlik düzenlerken, Filistin Yönetimi ve onun Batı Şeria’daki güvenlik güçleri bu etkinliklerin düzenlenmesini engelledi.
Bu talepler beraberinde birtakım soruları yeniden gündeme getirirken, İstanbul’daki Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi daha derinlemesine bir okumaya ulaşmak amacıyla seçkin siyasi ve akademik isimlerin katılımıyla bu sorulara yanıt bulmaya çalıştı.
Öne çıkan sorular şöyle:
– Mevcut koşullar altında, özellikle yeni bir İsrail hükümetinin kurulmasından sonra ve Cezayir Uzlaşma Deklarasyonu’nun imzalanmasından sonra, FKÖ’nün etkinleştirilmesi talebi Filistinliler için bir öncelik midir?
– Filistin Yönetimi’nin reform taleplerine yanıt vermemesini, reform yapmayı ve ulusal bir konsey ve yeni kurumlar oluşturmayı mutlak bir ret olarak mı okumalıyız?
– Halk güçleri, bağımsız isimler ve sivil toplum kuruluşları, örgütün reformu için yeterli baskı mekanizmalarına sahip mi?
– Bölgesel ve uluslararası çevrenin rolü ve bu talep üzerindeki etkisi nedir?
– FKÖ’nün reforme edilmesi ve gelecekte rolünün etkinleştirilmesi konusunda öne sürülebilecek öneriler veya alternatifler nelerdir?
Uzmanların görüşleri şu şekilde özetlenebilir:
• FKÖ’nün reforme edilmesi ve etkinleştirilmesi talebi, öncelikli ve acil bir gerekliliktir. Ayrıca ulusal birlik ile ilgili birçok reformun kapısını açabilir.
• Son talep ve davetler, belirli bir duruma bağlı olmadığı, içerideki ve diasporadaki Filistinli grupları ve kesimleri temsil ettiği için, ileri bir adım olarak değerlendiriliyor.
• Otorite ve El Fetih hareketi, FKÖ içinden kendi programlarıyla çelişen, FKÖ’nün içinden kendi programına rakip olabilecek siyasi programların çıkabilme korkusuyla örgütü etkinleştirmeyi reddetti.
• FKÖ’de reforme edilmesi için net temeller atılmadı; Tartışma tüm halk bileşenleri, sivil toplum kuruluşları, hizipler ve örgütler arasında derinleştirilmelidir.
• Örgütte reform yapılması için halk güçleri ve sivil toplumun baskı yapması yeterli değildir. Mutlaka Örgüt içinde ve dışındaki hizip ve örgütsel çerçevelerin rolünün etkinleştirilmesi gerekir.
• Bölgesel ve uluslararası aktörler, FKÖ veya onun etkinliği ile ilgilenmiyor, tersine otorite lehine onu baypas etmek istiyor.
• Bazı bölgesel güçler, FKÖ’yü harekete geçirerek ve demokrasiyi güçlendirerek Filistin siyasi sisteminin güçlenmesini ve gelişmesini desteklemektedir.
• FKÖ’de reform yapmayı reddetmenin alternatifi, başkanlık seçimlerinden başlayarak Yasama Konseyi ve Ulusal Konsey olmak üzere seçimlerin düzenlenmesiyle ilgili olarak El Fetih’i Filistin’in Temel Yasasını uygulamaya zorlamak için bir mücadele ve hareketin olmasıdır. Ve bu, barışçıl ve yasal yollarla, protestolar ve baskıyla olabilir.
Bu evrağın hazırlanmasında görüşleri alınan uzmanların isimleri şu şekildedir:
Dr. Ahmed Cemil Azm, Uluslararası İlişkiler Yardımcı Doçent, Filistin Kurtuluş Örgütü Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Filistin Merkez Konseyi Üyesi
Abdulcevad Salih, Filistin Merkez Konseyi eski üyesi ve Al-Bireh eski belediye başkanı
Dr. Eymen Darağime, Yasama Konseyi eski üyesi
Abdurrahman Zeydan, Yasama Konseyi eski üyesi ve eski Bayındırlık Bakanı
Macide el-Mısri, Demokratik Cephe Siyasi Bürosu Üyesi ve eski Sosyal İşler Bakanı
Ömer Assaf, 14 Milyon Filistin Halk Konferansı Koordinatörü ve Ulusal Demokratik Topluluk üyesi
Hani el-Mısri, Mesarat Filistin Stratejik Araştırmalar ve Siyasi Çalışmalar Merkezi Genel Müdürü
Dr. Muhaymer Abu Saade, Gazze Azhar Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğr. Üy.
Çalışmanın tamamına ulaşmak için (Arapça) tıklayınız.