Ufukta Uzlaşma Görünmüyor: Filistin’de Ulusal Alternatifler
Dr. Ahmed Atawna | Vatan Haber Ajansı
Mayıs 2021’de yapılması planlanan Filistin yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iptalinin duyurusu, Filistin bölünmesini bitirmeye yönelik uzun süren iç ve dış girişimlerin sona erdiğini gösterdi. Seçimler, bölünmenin önüne geçmek için en uygun formül olmasa da Filistinli siyasi kurumları birleştirmek ve bölünmeyi sona erdirme yolunda ilerlemek için gerçek bir fırsat ve olası bir başlangıç noktası konumundaydı. Bu karardan dört ay sonra, Filistin devletini düzenleme sürecinde ilerleme için çok az umudu var gibi görünüyor. Dolayısıyla ufukta, aşağıdaki hususlar üzerinde uzlaşma yok gibi duruyor:
- Beyaz Saray’daki değişimle beraber, uluslararası meşruiyete dayalı iki devletli çözüme ulaşmak için müzakereyi esas alan ve siyasi süreci destekleyen geleneksel ABD politikası geri dönmüş oldu. Nitekim bu siyaset, İsrail’in yerleşimci politikasını, Doğu Kudüs’ün ilhakını ve diğer bilinen politikaları meşru görmemektedir. Bu durum da sahada somut bir sonuç elde edebilme gücünden bağımsız olarak, siyasi çözüm sürecine geri dönülmesi için küçük olasılıklar dahi olsa bir fırsat sağlamaktadır. Buna ek olarak ABD, Washington’daki Filistin Kurtuluş Örgütü’nün ofisinin yeniden açılması, Doğu Kudüs’te ABD Konsolosluğu’nun açılması, Filistin yönetimine mali desteğin yeniden başlatılması ve siyasi nitelikteki toplantı ve ziyaretlerin yeniden düzenlenmesi gibi Filistin yönetimine ve Filistin meselesine yönelik birtakım olumlu adımlar atmıştır. Bu durum, Filistin yönetiminin içerideki konumunu güçlendirecek ve yönetime Filistin iç meselesine öncelik vereceği bir fırsat sunmuş olacaktır.
Üstelik ABD yönetimindeki bu değişiklik ve Donald Trump döneminin sona ermesi, Filistinliler üzerindeki dış baskıyı azaltmış ve Filistin ulusal projesinin geleceğine ilişkin gerilim ve korku dönemini sona erdirmiştir. Gerek birlik olmayı gerektiren siyasi süreçlerde gerekse ani ve büyük tehditlere karşı toplu bir yüzleşmede partilere baskı uygulayan bir siyasi ortamın olmayışı -Donald Trump’ın vizyonunda ya da Yüzyılın Anlaşması olarak bilinen anlaşmada olduğu gibi- ve özellikle de Filistinlilere karşı devam eden işgal uygulamalarına olan kayıtsızlık, Filistinli partileri aceleleri olmadığına inandıracaktır.
Filistin yönetimi ve FKÖ, Filistin yönetiminin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi için olumlu bir sürece ihtiyaç duymaktadır. Özellikle son dönemde Kudüs Kılıcı Savaşı sırasında, aktivist Nizar Banat’ın suikasta kurban gitmesinde ve akabinde karşılaştığı öfke dolu tepkilerle, popülaritesini ve yetkinliğini yitirmişken buna ihtiyacı vardır. Koronavirüs sürecinin kötü ve kaotik bir şekilde yürütülmesinin yanı sıra, yönetim hakkında ve çalışmalarında da yolsuzluk söylemleri artmıştır.
- Fetih hareketinin iç krizleri, özellikle de geçen Mayıs ayında yapılması planlanan yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hazırlıkları sırasında ortaya çıkan krizler ele alınmamış ve Başkan Mahmud Abbas’ın halefi meselesi hala askıda kalmıştır. Öte yandan Mervan Barguti ve hareketi ile olan ilişki krizi ise devam etmektedir. Fetih Hareketi’nden ayrılan lider sorunu, hele de Gazze Şeridi’nde bu kadar etkiliyken Fetih Hareketi yönetimini rahatsız etmeye devam edecektir. Bu ve diğer faktörler genel seçimleri zorlaştıracak ve Fetih’i özellikle Hamas ve Gazze Şeridi ile ulusal anlaşmalar yapmak için uygunsuz bir konumda tutacaktır.
- Her bir tarafın Kudüs’te son çatışmanın ve Kudüs Kılıcı Savaşı’nın sonuçları değerlendirilmelidir: Bir yandan bu yüzleşme, siyasi yaklaşımı ve işgale karşı koymadaki güvenilirliğini güçlendirdiği için Hamas’ın mevzilerini sağlama alacaktır. Filistinli kitleler her yerde Kassam’ın ve direnişin liderliği için tezahürat yaparken bu durum, içeride ve dışarıda taviz vermeye yönelik her türlü baskıyı reddetmeye itecektir. Bu da Mahmud Abbas’ın uluslararası meşruiyetin tanınması için talep ettiği biçim anlamına gelmektedir. Diğer yandan ise Filistin yönetimi, bu savaştaki tavrından, birden fazla alanda gösterdiği yetersizlikten ve büyük bir halk öfkesinden dolayı iç düzenlemelere gitmeyecektir. Bu da genel hali ve iç güçler dengesini değiştirmek için zaman faktörüne güvenmeyi gerektirebilir.
- Bölünmeyi sonlandırmak için yapılan birçok başarısız girişimin Filistin halkının bu yola olan güvenini kaybetmesine yol açması nedeniyle bu dosyaya yönelik bir hayal kırıklığı ve halk kayıtsızlığı mevcuttur. Dolayısıyla, bu dosyanın tamamlanması için halkın veya sivil toplum güçlerinin herhangi bir baskı yapması beklenmemektedir. Bunun yanı sıra Hamas ve Fetih dışındaki diğer Filistinli grupların, Filistin bölünmesinin çıkmazından kurtulmaya katkıda bulunabilecek herhangi bir etkili rol oynamada gösterdikleri acziyeti de hesaba katmak gerekir. Bu gruplar, uzlaşma turlarında dışlanmış rollerinden memnundu ve sadece etkisiz reklamlar çekmekle yetindiler.
- Fetih hareketi, FKÖ liderliği ve yönetim siyaset arenasındaki merkezi baskı faktörü ile baş etme kabiliyetine sahiptir. Abbas’ın yaşı nedeniyle sahneden çekilmesi, cumhurbaşkanlığının seçim ve yasal meşruiyetini kaybetmesi anlamına gelmektedir. Filistin’de otoriteyi belirleyecek olan FKÖ kurumlarına ve Merkez Meclisi’ne başvurarak, lider boşluğu doldurulacaktır. Bu seçenek, objektif değilmiş gibi görünse de özellikle beklenen bölgesel ve uluslararası desteğin yanı sıra Hamas’ı çatışmada yalnız bırakan FKÖ gruplarının desteğine sahipse, mümkündür.
Özetle, ulusal düzeyde ya da siyasi düzeyde, ciddi veya etkili değişikliklerin yaşanmasının beklenmediği, durgun yıllar ile karşı karşıyayız. Bu durum, ulusal konumun zayıflığına ve karmaşıklığın artmasına neden olabilir. Kuşkusuz ulusal sorumluluk, Filistin ulusal projesine bir kurtuluş projesi olarak hizmet eden olumlu bir değişim meydana getirmek için alternatifler veya mekanizmalar aramayı gerektirir. Nitekim Filistin’in durumu ve ulusal proje, bu acı bölünmeyi ve liderliğin bunun üstesinden gelememesini çözemeyebilir. Filistin halkının canlı olması, davasının devamlılığının sağlanması ve statüsünün birden fazla düzeyde gerilememesi için yapılabilecekler şunlardır:
1- Diasporanın rolünü aktif hale getirmek için ciddi ve çeşitli mekanizmalarla çalışmak ve Filistin halkının kendi ülkesinde sahip olmadığı ek haklar sağlayarak bu meselede Filistin iç dünyasının tam bir ortağı olarak ulusal rolünü yeniden gözden geçirmek. Diasporada yaşayan Filistin halkının yarısının, içinde yaşadıkları ulusal dışlanma durumunu mümkün olan her şekilde sona erdirmesi gerekmektedir. Bunun Filistin ulusal durumunu yeniden ayağa kaldırmak için gerekli ve mevcut tıkanıklıktan kurtulmada önemli bir etkisi olacaktır.
2- Direnişin araç ve mekanizmalarını Filistinlilerin yaşadığı coğrafya ve kapasite farklılıklarına uyacak şekilde güçlendirmeli ve çeşitlendirmelidir.
3- Filistin toplum güçlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, halk ve sendika örgütlerinin ve gruplarının, gençlik hareketlerinin, kadın hareketlerinin vs. rolü hareke geçirilmelidir. Partiler arası rekabet durumunu ve bunun sonucunda ortaya çıkan ulusal sessizlik telafi edilmeli ve Filistinli bir vatandaşın, bir dava ve bir özgürlük savaşçısı olarak haysiyeti ve canlılığı yeniden tesis edilmelidir.
Bu dönemde Filistin toplumunun güçleri ve yapılan faaliyetler, yeni bir ulusal eylemin başlatılması için koşullar yaratılana kadar, bölünmelerin yaşandığı kalan süreç boyunca olumlu bir yatırım sağlamak adına özel öneme sahip pek çok meseleye yoğunlaşabilir:
Ulusal proje için halk ve elit kesimin desteğine sahip siyasi bir vizyona ulaşılmalı ve Filistinlilerin ne istediği konusundaki tartışma çözülmelidir.
- Filistin siyasi kurumunun şekli, doğası, yapısı ve işleyişi üzerindeki anlaşmazlıkları çözmek için çalışılmalıdır.
- Filistinlilerin topraklarında kalması desteklenmelidir. Özellikle Kudüs şehrinde insana yakışır bir yaşam sağlamak için çalışan kurum ve kuruluşların rolü harekete geçirilmeli ve Kudüs sakinlerini yerinden etmeye yönelik işgal politikası engellenmelidir.
- Halkın özgüvenini yeniden tesis ederek, hafızası ve ulusal dokunulmazlığı korunmalıdır; bölünme ve kuşatmanın etkilerini hafifletmek ve hedeflenen ulusal seferberliğe yoğunlaştırmak için ulusal programlar geliştirilmelidir.
Bu ve diğer adımlar, Filistinli kurumlar ve yetkililer tarafından birden fazla yerde uygulansa dahi Filistin toplumunun farklı kesimleri ve ulusal durumla ilgilenen kurumlar tarafından da benimsenmesi gerekir. Filistin ulusal durumunu canlandırmaya, ulusal projenin tamamlanmasına ve hepimizi ezen işgalden kurtuluşa imkan sağlayan ve üzerinde anlaşmaya varılmış ulusal bir vizyona dayalı bir konsensüs oluşturmak için koşulların yaratılmasına katkıda bulunabilir.