İsrail Hükümetinin Olası Yeni Yönelimleri
İsrail’deki on dokuzuncu milletvekili seçimleri, Benjamin Netenyahu liderliğindeki Siyonist sağcı kanadın, orta-sol Siyonist kanada karşı “10 sandalye” üstünlüğüyle sonuçlandı. Seçim sonuçları aslında çok da şaşırtıcı değildi.1 Zira seçim öncesi tahminleri ve sağcı-faşist yerleşimci kanatta da düşüş yaşanacağını gösteren anket sonuçlarıyla büyük ölçüde uyum gösteriyordu. Bu da sağcı kanatta herhangi bir değişiklik olmadığına işaret etmekteydi. Bu gelişmenin, Netenyahu’nun siyasi ve ekonomik bazı konularda elde ettiği başarılarla ilişkili olduğu söylenebilir. İsrail’in Arap ülkeleri de dahil olmak üzere çeşitli ülkelerle ilişkileri bulunan, birçok ülke nezdinde önem arz eden ekonomik bir güç haline gelmesi şeklinde ifade edebilecek bu konular, Netenyahu’nun seçim kampanyasında büyük yer kaplamıştı. Buna göre İsrail, 13 Arap ve İslam devletiyle gizli ve açık ilişkiler kuran, ABD ve Rusya’yla güçlü ilişkileri olan, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ve Golan’ı egemenliğinin bir parçası olarak ilan eden, İran’ı abluka altına alan, ayrıca Hamas ve Gazze’ye karşı caydırıcı bir güç teşkil ederek ülke güvenliğini sağlayan bir devlet haline gelmişti.2
Seçim sonuçları, İsrail’deki Yahudi toplumunun dönüşümünü ve son yıllarda sağcı radikalist kanada giderek daha fazla kayışını, Filistinlilere düşmanlığının artışını, adil bir siyasal çözüme daha fazla karşı çıkışını, başka bir halkı sömürme hakkı olduğu kanaatinin güçlendiğini ve işgalin daha da pekiştiğini gözler önüne sermektedir. Zira farklı yaklaşımları olan Siyonist partilerin seçim kampanyaları ve parti programları, siyasi bir alternatif ve Filistin meselesine kapsamlı bir çözüm ortaya koymamıştır. Partiler bu süreçlerde sağcıların oylarını kaybetme endişesiyle İsrail’deki Siyonist düşünce çerçevesinin dışına çıkmaktan kaçınmışlardır.
Bununla beraber Siyonist sağın siyaset, ekonomi, güvenlik, toplum ve hayatın çeşitli yönlerindeki egemenliğinin artması, Siyonist orta ve solun radikal sağcı hakimiyeti kırmada başarısız olduğunu net bir biçimde göstermektedir. Bu da bizi bahsi geçen sonuçlar ışığında, İsrail seçimlerinin siyasi ve partisel düzeyde ciddi, köklü değişim ve dönüşümlere yol açmadığı neticesine varmaya itmektedir. Nitekim Siyonist sağ egemen olmaya devam etmekte, hatta kendisinin ve lideri Netenyahu’nun gücü artmaktadır. Öyle ki Netenyahu, başbakan makamında en fazla kalan İsrailli lider sıfatını kazanacaktır.3
Yeni olan şey, son seçimlerin sağın imkan ve nüfuzunu arttırmış olmasıdır. Zira Netenyahu, geniş katılımlı ve siyasi-düşünsel olarak uyumlu, istikrarlı, ırkçı, radikal ve eskisinden daha fazla yerleşimci bir koalisyon hükümeti teşkil etme seçeneğine sahiptir. Bu hükümet Netenyahu’ya Siyonist projelerini gerçekleştirme konusunda tam anlamıyla destek sağlayacak niteliktedir:
1- 1948 işgali altındaki Filistinliler ölçeğinde: Netenyahu öyle görünüyor ki Arap vatandaşları bu ülkenin asıl vatandaşları olarak haklarından soyutlamak için hiçbir fırsatı kaçırmayacaktır. Bu hususta Arap adayların milletvekili seçimlerinde geçen döneme göre üç sandalye kaybetmiş olması ve geçen dönemde olduğu gibi tek bir listeden seçime girmek yerine, bölünerek iki listeden girmiş olması da işine yarayacaktır. Siyonist sağ geçtiğimiz meclis dönemini, İsrail’deki Arapların en temel haklarını hedef alan bir dizi ırkçı yasayla kapatmış ve bu yasaların uygulamaya geçirilmesi için hiç vakit kaybetmemiştir. Özellikle işgal altındaki topraklarda bulunan Araplara ait topraklara el koymayla ilgili yasa4 ve İsrail’deki Arapları ikinci veya üçüncü sınıf vatandaş konumuna indirgeyen Yahudi Ulus Devlet Yasası bu bağlamda örnektir. İsrail içindeki Araplar artık daha zayıf görünmektedir. Zira siyasi liderleri daha az dayanışma içerisindedir. Buna karşılık sağ, ırkçı politikalarını uygulamada daha güçlü ve atılımcı bir görünüm arz etmektedir. Geçmiş dönemdeki sağ hükümeti, en temel demokratik yasalara bile aykırı olan altmıştan fazla5 ırkçı yasa tasarısı sunmuştur.
2- Filistin Yönetimi’yle ilişkiler: Çeşitli Siyonist partiler, Filistin meselesine nasıl yaklaşacakları ve bu çatışmayı nasıl çözecekleri konusunda bir program sunmada birbirleriyle yarışmışlardır. Bu rekabet, kimin daha radikal olacağı ve Filistinlilerin haklarını daha fazla inkar edeceği etrafında odaklanmış durmaktadır. Ancak Netenyahu’nun vermiş olduğu en önemli söz, Batı Şeria topraklarını İsrail Devleti’ne ilhak etmektir.6 Bu İsrail’in aşamalı olarak Filistin Yönetimi’ni zayıflatmaya ve zamanla bir yönetimden daha düşük bir yapıya dönüştürmeye, hatta belki de Filistinlilerin sahip olduğu her türlü siyasi yapıdan kurtulmayı istemesi halinde, bu yönetimi ortadan kaldırmaya çalıştığını göstermektedir. Fakat böyle bir kararın uygulanması, İsrail’in uluslararası arenadaki imajına zarar verecektir ve ancak uluslararası bir kurgu içerisinde uygulanabilir. Bu nedenle İsrail aşamalı olarak Batı Şeria topraklarını ele geçirmeye çalışabilir ki bu yoldaki adımlar atılmaya başlanmış durumdadır.7
3- Filistin içindeki “Gazze Cephesi” ölçeğinde: Netenyahu’nun Gazze cephesini kışkırtmak ya da kendisine karşı yeni bir cephe açmak niyetinde olduğunu gösteren herhangi bir gösterge bulunmamaktadır. Böyle bir durum ancak, ciddi dönüşümlerin gerçekleşmesi ya da Yüzyılın Anlaşması çerçevesinde siyasi değişikliklerin bölgesel ya da uluslararası bir kurgu içerisinde meydana gelmesiyle söz konusu olabilir. Ancak karşılıklı gerilimlerin yaşanacağı ve İsrail’in bu esnada oyunun kurallarını değiştirmeye, Filistin’in ise Gazze’de kazanımlar elde etmeye çalışacağı öngörülmektedir. Zira bu aşamada İsrail, açık bir çatışmaya yol açabilecek kontrolsüz herhangi bir gerilimin yaşanmasını istememektedir.8
4- Arap-İsrail normalleşmesi: Netenyahu, İsrail’le normalleşmeye hazır olan ya da İran tehlikesi gerekçesiyle ilişkilerini gizlilikten açık hale getirmek isteyen Arap yahut Arap olmayan devletlerle ilişkilerini güçlendirme bağlamında, diplomatik faaliyetler göstermeye devam edecektir.
Öte yandan önümüzdeki aylar içerisinde, Netenyahu’nun kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili adli yargı süreçleri çerçevesinde bir çatışmayla karşı karşıya kalacağı söylenebilir. Bu da gelişmeler yasal güzergahta ilerlediği sürece, medyada ve yerel siyasette bir çalkantıya yol açacaktır. Ancak Netenyahu’nun başsavcılığın kendisi aleyhinde açabileceği davalar karşısında emin adımlarla ilerlemesi halinde, İsrail içerisinde daha uzun süreli bir gerilimin yaşanması söz konusu olacaktır. Bu durum da ülke dışında etkisini gösterecektir.9
1 Tel Shilo, Seçimlerin Gerçek Sonuçları, Walla, 12.04.2019, https://elections.walla.co.il/item/3230067
2 Sami el-Ali, 10.04.2019, Arab, https://bit.ly/2V00dsB48
3 A. g. k.
4 Rami yunus, Knesset 26 Irkçı Yasayı Onayladı, Mekomit, 26.04.2018, https://mekomit.co.il/%D7%94%D7%9B%D7%A0%D7%A1%D7%AA-%D7%94%D7%A2%D7%91%D7%99%D7%A8%D7%94-26-%D7%97%D7%95%D7%A7%D7%99%D7%9D-%D7%92%D7%96%D7%A2%D7%A0%D7%99%D7%99%D7%9D/
5 İsrail Demokrasi Enstitüsü, https://web.facebook.com/watch/?v=472837426494998
6 Maariv Online, Netenyahu: Batı Şeria’dan Bazı Bölgeleri İlhak İçin Trump’ın Temsilcileriyle Görüştüm, 08.04.2019, https://www.maariv.co.il/elections2019/news/Article-693308
7 Ramallah el-Ahbariyye, 16.04.2019, https://bit.ly/2Wf1W9W
8 Walla Arapça sayfası, Diplomatik Kaynak: Ateşkes Çabalarında Gelişme, 4 İsrailli Ölü, 06.05.2019, https://news.walla.co.il/item/3234201
9 Wafa Haber Ajansı, İmad Feric, 10.04.2019, http://www.wafa.ps/ar_page.aspx?id=9f0TjJa853169472507a9f0TjJ